Uzm. Dr. Alakuş, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 yılında küresel olarak acil durum ilan ettiği Mpox (maymun çiçeği virüsü) nasıl bulaştığı, belirtileri ve korunmak için neler yapılması gerektiğini İl Sağlık Müdürlüğü’nün hazırladığı Halk Sağlığı Bülteni’nde anlattı…

MAYMUN ÇİÇEĞİ HASTALIĞI NEDİR?  

1980 yılında çiçek hastalığının eradike edildiğinin (ortadan kaldırılması) ilanı ve ardından çiçek aşısının uygulanmasının sona ermesiyle, M-Çiçeği nadir görülen bir hastalık olarak özellikle Orta ve Batı Afrika’da varlığını sürdürmüştür. Başlangıçta tropikal yağmur ormanlarına yakın kırsal bölgelerde rastlanan bu hastalığın, son yıllarda Afrika’daki kentsel bölgelerden de vaka bildirimleri alınmaya başlanmıştır. Virüs ilk olarak maymunlarda tespit edilmiş olsa da, doğal rezervuarı maymunlar değildir. İnsanlarda M-Çiçeği virüsüne ilişkin ilk vaka, 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde çiçek hastalığının 1968’de eradike edildiği bir bölgede yaşayan 9 yaşındaki bir erkek çocukta saptanmıştır. 1970’ten itibaren, Batı ve Orta Afrika’nın yağmur ormanlarında, küçük orman hayvanlarına (kemirgenler, sincaplar ve maymunlar gibi) maruz kalan bireyler arasında toplam 11 Afrika ülkesinde M-Çiçeği vakaları bildirilmiştir. Afrika dışındaki ilk M-Çiçeği salgını ise 2003 yılında, Afrika’dan ithal edilen evcil hayvanlar nedeniyle ABD’de meydana gelmiş ve 70’in üzerinde vaka rapor edilmiştir. Hastalık, 2018 yılına kadar Afrika dışında nadiren görülmüş olsa da salgın düzeyinde bir yayılım göstermemişti. Bu tarihten sonra ise vaka sayıları dünya genelinde artış göstermiş ve 2022 yılı Temmuz ayında DSÖ tarafından “Halk Sağlığını Tehdit Eden Acil Durum” ilan edilecek seviyelere ulaşmıştır (Mayıs 2023’de bu durum sonlandırılmıştır). 1 Ocak 2022 ile 30 Haziran 2024 arasında, DSÖ’ye 116 farklı ülkeden toplam 99.176 laboratuvar tarafından doğrulanmış M-Çiçeği vakası ve 208 ölüm bildirilmiştir.

NASIL BULAŞIR?

Afrika’da M-Çiçeği virüsünün hayvanlardan insanlara bulaşması, enfekte hayvanların kanı, vücut sıvıları, deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas ya da hayvan ısırıkları yoluyla gerçekleşebilir. İp sincapları, ağaç sincapları, Gambiya keseli sıçanları, fındık fareleri ve bazı maymun türleri gibi birçok hayvan türünde bu virüsün varlığına dair bulgular tespit edilmiştir. Çiğ ya da az pişmiş enfekte hayvan etinin tüketimi ve enfekte hayvanlardan elde edilen ürünlerin kullanımı da bulaş riskini artıran faktörlerdendir. Ayrıca, enfekte bir hayvanın ısırması ya da ciltte yaralanmalara yol açan temaslar bulaş açısından risk oluşturur. İnsandan insana bulaş ise genellikle uzun süreli yakın temas yoluyla olur. Enfekte bir kişinin vücut salgıları ile doğrudan temas, cilt lezyonlarına dokunmak, bütünlüğü bozulmuş deri ya da mukozalarla (göz, burun, ağız gibi) temas veya virüsle kirlenmiş nesnelerle (örneğin çarşaf, havlu) yakın temas bulaş yolları arasındadır. Ayrıca, enfekte bir annenin virüsü plasenta yoluyla bebeğine geçirdiği vakalar da bildirilmiştir. Bu durumda, yenidoğan bebekte doğuştan M-Çiçeği belirtileri görülebilir.

BELİRTİLERİ NELERDİR? 

M-Çiçeği virüsünün kuluçka süresi (riskli bir temasın ardından semptomların ortaya çıkmasına kadar geçen süre) genellikle 6-14 gün olmakla birlikte 1 ila 21 gün arasında değişebilir. Hastalığın başlangıç belirtileri arasında ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf düğümlerinde büyüme (lenfadenopati), sırt ağrısı, kas ağrıları (miyalji) ve yoğun halsizlik bulunur. Bu belirtiler genellikle ilk 5 gün boyunca öne çıkar.
Ateşin başlamasından sonraki 1-3 gün içinde ciltte döküntüler görülür. Bu döküntüler, vücudun diğer bölgelerinden ziyade genellikle yüz ve uzuvlarda yoğunlaşır. Ayrıca, vakaların %70’inde ağız içi, %30’unda genital bölge ve %20 ’sinde göz yüzeyindeki konjonktiva ile kornea da etkilenebilir. Bu tablo, hastalığın karakteristik belirtileri arasında yer alır. Döküntülerin sayısı birkaç bine kadar çıkabilir. M-Çiçeği’nin ciddi komplikasyonları arasında ikincil enfeksiyonlar, bronkopnömoni, sepsis, ensefalit ve kornea enfeksiyonu sonucu görme kaybı gibi durumlar yer alabilir. M-Çiçeği, genellikle 2 ila 4 hafta süren belirtilerle seyreden ve kendiliğinden iyileşen bir hastalıktır. Ancak şiddetli vakalar daha çok çocuklarda görülmektedir

NASIL TEŞHİS EDİLİR? 

Hastanın döküntüsünden alınan sürüntü ile yapılan polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testi tanı koymada kullanılır. Gerekli durumlarda biyopsi de yapılabilir. Lezyon örnekleri, kuru ve steril bir tüpte saklanmalı ve soğuk ortamda muhafaza edilmelidir.

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? 

Şu anda M-Çiçeği için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi yoktur. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir M-Çiçeği salgınını kontrol etmek amacıyla çiçek hastalığı aşısı, antiviraller ve aşı immünglobulini kullanılmaktadır. Cidofovir ve Brincidofovir’in insan M-Çiçeği tedavisindeki etkinliğine ilişkin veri yoktur. Şiddetli M-Çiçeği olan bir kişide kullanımları düşünülebilir. Bu hastalarda güvenli ve tolere edilebilir olduğu gösterilmiştir. Tecovirimat, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen verilere dayanarak 2022 yılında Avrupa Tabipler Birliği (EMA) tarafından M-Çiçeği için onay almıştır fakat henüz yaygın olarak kullanılmamaktadır. Hastalardaki ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da tedavi edilmelidir.

M-ÇİÇEĞİNDEN KORUNMANIN YOLLARI NELERDİR? 

Özellikle hastalığın sık rastlandığı Batı Afrika ülkelerine seyahat eden kişiler seyahat sonrası gözlenmelidir. Çiçek aşısı yapılmamış sağlık personeli, bulaş olasılığı yüksek bölümlerde çalışıyorlarsa yakın gözlem yapılmalıdır. Aşı yapıldığının kanıtı genellikle üst koldaki yara izidir.

ÇİÇEK AŞISI KORUR MU? 

Çiçek hastalığı eradike edilene kadar kullanılan çiçek aşılarının, M-Çiçeği hastalığına karşı yaklaşık %85 oranında koruma sağladığı bilinmektedir ve hastalığın seyrini hafifletir. Ülkemizde çiçek aşısı 1980 yılına kadar rutin olarak uygulanmıştır. Bu nedenle, 1980’den önce doğmuş ve çiçek aşısı olmuş bireyler, M-Çiçeği virüsüne karşı belirli bir düzeyde koruma altında olabilirler. 

İNSANDAN İNSANA BULAŞ RİSKİ NASIL AZALTILIR?  

Enfekte kişilerle yakın temas, M-Çiçeği için en önemli risk faktörüdür. Sağlık çalışanları ve ev halkı daha büyük bir enfeksiyon riski altındadır. M-Çiçeği olduğundan şüphelenilen veya doğrulanan hastalara bakan veya onlardan örnekler alan sağlık çalışanları standart enfeksiyon kontrol önlemlerini uygulamalıdır. Mümkünse hastanın bakımı için daha önce çiçek hastalığına karşı aşılanmış kişiler seçilmelidir. Şüpheli numuneler uygun donanıma sahip laboratuvarlarda çalışan eğitimli personel tarafından değerlendirilmelidir.

HAYVANLARDAN İNSANLARA BULAŞ RİSKİ NASIL AZALTILIR? 

Yabani hayvanlarla, özellikle hasta veya ölü hayvanlarla, etleri, kanları ve diğer kısımları dahil, korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Ek olarak, hayvan eti veya parçaları içeren tüm yiyecekler yemeden önce iyice pişirilmelidir. Bazı ülkeler, kemirgenlerin ve insan olmayan primatların ithalatını kısıtlayan düzenlemeler getirmiştir. M-çiçeği virüsü ile potansiyel olarak enfekte olan tutsak hayvanlar, diğer hayvanlardan izole edilmeli ve derhal karantinaya alınmalıdır. Enfekte bir hayvanla temas etmiş olabilecek hayvanlar standart önlemlerle karantinaya alınmalı ve 30 gün boyunca M-Çiçeği semptomları açısından gözlenmelidir.

Kaynak: Eskisehir Net Haber Merkezi