Eskişehir’de 9 Eylül tarihinde Porsuk Çayı kenarında otururken nehre düşen 2 kardeş 16 yaşındaki Kübra Akar boğularak hayatını kaybetmişti. Akar'ın annesi Belma Akar olay sonrası yaşadıklarını anlattı. "Ben bir anneyim, canım yandı, evladımı kaybettim. Başka annelerin canı yanmasın. Insanlar düşünemeyebilirler. Burada önlem alacak olan kişi yetkililerdir" dedi.
Ben Kübra Kar'ın annesiyim. Porsuk Çayı'nda boğulan suya düşen iki kardeşin annesiyim. Çocuklarımla buraya gezmeye gelmiştik olacakları düşünemedik. Herkes Kırmızıtoprak Mahallesi'nde bulunan Porsuk Çayı kenarına gelip oturuyor. Biz de daha önce defalarca buraya gelmişti. Bir kere daha gezmeye geldik. Kızım buraya çok gelemek istemişti. Bu mahallede apartmanlar suya çok yakın. Bu apartmanlarda yaşayan ailelerden birinin çocuğu. Çayın kenarına oynamaya gelebilir. Yolun ilerisinde park var. Çocuklar bu parkta oynuyor, Çayın kenarındaki bu bölgeye de gelebilir. Suyun kenarında hiçbir şekilde önlem yok. Sadece uyarı için bir tabela var burada, onun da yazıları silik durumda
Nehrin kenarında herhangi bir korkuluk, tel hiçbir şey yok
Olayın yaşandığı gün biz çocuklarımla buraya akşam vakti gelmişti. Çevreyi görmek biraz zordu. Nehrin kenarında herhangi bir korkuluk, tel hiçbir şey yoktu. Burası çimenlik alan olduğu için oturmak istedik. Insanlar hep buraya oturuyor, yiyorlar, içiyorlar. Gezmeye geliyorlar. Burası Eskişehir'in ortasından geçen Porsuk Çayı. Ama sanki Dicle, Fırat Nehri gibi tehlikeli bir hal almaya başladı. Burada ölen, ölene, her yaştan insanın vefat haberini alıyoruz. İnsan bu durumun ciddiyetini yaşamadan anlamıyor.
Önlem almıyorsunuz
Önlem almıyorsunuz herhangi bir şekilde. Buraya insanlarlar aileleriyle geliyor. Rahat şekilde suyun kenarına iniyor ve oturuyorlar. Yiyip içip burada oturuyorlar hiçbir şekilde önlem yok. Benim canım yandı, evladımı kaybettim. Başka annelerin canı yanmasın. İnsanlar suya düşeceklerini düşünemeyebilir. Burada önlem alacak olan kişi yetkililerdir. Bu suyun altı bataklık, çamur, suyun boyunun ne kadar olduğunu bilmiyorum. Bu konunun da tespit edilmesini istiyorum. Suyun dibinde yosun, balçık ne varsa insanlar düştükleri zaman yüzmelerini engelliyor. Kurtulma şansları olmuyor, ayağı takıldığı için. Şehrin göbeğinden bir çay geçiyorsa bunun için güvenlik önlemleri alınmalı Porsuk Çayı derin bir su bu yüzden sürekli insan alıyor bizden.
En büyük hatalı burada yetkililer
Yaşadığımız olayda ben hatalı görülüyorum. Kızım hatalı bulunuyor, o hatalı, bu hatalı. Fakat yine de onca can yitip gidiyor. Halkta hata olabilir. Ama en büyük hatalı burada yetkililer bence. Bunu sonuna kadar savunurum. Suçlu neden yetkililer? Şehrin göbeğinde böyle bir su varsa yani böyle bir alan yapılıyorsa bunun önlemini yetkililer almalı. Çayın kenarına tel örgü yapılabilir. Bir şerit çekilebilir. Suyun kenarında bulunan merdivenler kaldırılabilir. En azından bu çimenlik alana hiçbir insan girmeyebilir. Çünkü insanız. Düşünmeyebiliriz. Hava sıcak, serinlemek isteyebiliriz. Gündüz gelebiliriz. Akşam gelebiliriz. Çekirdeğimizi, çayımızı, çorbamızı, alıp gelebiliriz. Bu tarz olayla yetkililer defalarca karşılaşıyor. İnsanlar ölüyor. Öyleyse, neden hala bir önlem alınmamış? Bir şeyler yapılmalı. Halk bu alana artık girmemeli. Su kenarına inen halk için para cezası uygulanmalı. O zaman hiç kimse inmez. Burada insanları suçlamak yersiz. Bu halkın bu alanları kullanmaması için ciddi tedbirlerin alınması gerekli. Su kenarlarında can kurtaranların olması gerekli. Suyun kenarında üç beş tane tabela var. Peki hava karanlıktı kimse görmedi bu tabelaları.Kim dikkat eder buna? Tabela Yeterli mi sizce? Kimsenin tabelaya aldırış ettiği yok. Çoğu yerde tabelada yok zaten. Zaten buna dikkat etseydi insanlar bu kadar çok ölüm de olmazdı.
Oğlum ablasının öleceğini hesaplayamaz
Olay günü iki kardeş burada şakalaşırken küçük kardeşi ablasını ittiriyor Ittirmesiyle kızım suya düşüyor. Oğlum küçük bir çocuk onu hesaplayamazdı. Ablasının düşeceğini,düşünemezdi. Oğlum da suya atlamış ablasını kurtarmak için su kenarında bir set olsaydı, benim kızım bugün yaşıyor olacaktı. Nehir kenarında hiçbir şekilde tel güvenlik önlemi yok. Su kenarında oturan insanların başı dönüp suya düşebilirler. Şakalaşırken birbirini ittirebilir. Kavga edebilirler, düşebilirler. Yani can bu kadar basit bir şey mi? Ben hakkımı arıyorum. Hiç değilse başka insanlar ölmesin. Sevgili Belediye Başkanımız şehri güzelleştireceğine bu kadar heykel yapacağına can güvenliğimizi sağlasın. Bu porsuk bizim Azrailimiz oldu. Her gün bir insan ölüyor. Onun için herkesin desteğini bekliyorum.
Olayın geçmişi
Odunpazarı İlçesi Kırmızıtoprak Mahallesi Yörük Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Belma Akar ile çocukları Kübra Akar (16) ve M.A. (10) Porsuk Çayı kenarında oturduğu esnada henüz belirlenemeyen bir sebeple iki kardeş suya düştü. İhbar üzerinde olay yerine Polis, itfaiye, sağlık ve AFAD ekipleri sevk edildi. Çevrede bulunan vatandaşların yardımı ile 10 yaşındaki M.A., sudan çıkarıldı. Bilinci açık halde sudan çıkarılan M.A., 112 Acil Servis ekiplerince Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Olay yerine gelen AFAD dalgıçları, suda kaybolan 16 yaşındaki Kübra Akar’ı bulmak için çalışma başlattı. Çalışmalar sonucunda 16 yaşındaki kız çocuğunun cansız bedenine ulaşıldı. Kübra Akar’ın cansız bedeni, otopsisi yapılmak üzere Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna gönderilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.