Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya geldi. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun olan ve üniversitenin birçok alanda öncü olduğunu söyleyen Adıgüzel, son dönemde düşen yayın ve araştırma performansını tekrar yükseltmeyi hedeflediklerini belirtti. Adıgüzel, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
“Anadolu Üniversitesi birçok alanda öncü bir üniversite”
“Anadolu Üniversitesi birçok alanda öncü bir üniversite” diyerek konuşmasına başlayan Adıgüzel, “Bundan sonra da Anadolu Üniversitesi öncü olmaya devam edecek diye düşünüyorum. Burası bir eğitim kurumu. Öncelikle amacımız burası tercih eden öğrencilerimizin en yüksek kalitede eğitim alması. Eğitim verirken de sadece teorik eğitim değil sektörün ihtiyaçlarını da karşılayacak, karşılığı olan, sektörde kendine yer bulabilecek, çağın gereklerine uygun mezunlar yetiştirmek bizim amacımız” diye konuştu.
“Üniversitenin bilimsel araştırmalara ihtiyacı var”
Üniversitenin bilimsel araştırmalara ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Adıgüzel, “Üniversite olarak yine amacımız bilimsel yayın ve araştırmalara destek sağlamak. Bu konuda Anadolu Üniversitesi birçok alanda öncülük yapığı gibi bilimsel araştırmalar anlamında yaptığı çalışmalarda da öncü olmaya devam edecek. Yalnız bazı konularda bünyemizden ayrılıp başka üniversitelere giden bölümler olduğu için bilimsel araştırmalara ihtiyaç duyuyoruz. Bundan sonra önümüzdeki dönemde özellikle sosyal bilimler alanında çok iyi araştırma projelerine imza atacağımıza inanıyorum ben” şeklinde konuştu.
“Anadolu Üniversitesi hak ettiği yerden biraz daha aşağıda”
Anadolu Üniversite’sinin araştırma ve yayın konusunda geride kaldığını vurgulayan Adıgüzel, “Diğer alan, araştırma ve yayın performansı olarak Anadolu Üniversitesi hak ettiği yerden biraz daha aşağıda, düşük bir seviyede olduğunu maalesef söylemek durumundayız. Yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü sosyal bilimlerde araştırma ve yayın yapmak teknik bilimlerden biraz daha zordur. Ancak zoru başarmak bizim akademisyen arkadaşlarımız için de biraz gayretle aşılabilecek sorun olarak görüyorum. Kısa süre içinde biz sosyal bilimler araştırmalarında Türkiye’de önde gelen üniversitelerden biri olacağız” ifadelerini kullandı.
“Eskişehir Film Festivali’ni mayıs ayı içinde tekrar yapacağız”
Adıgüzel, “Uluslararası yayınevi kurmak gibi bir amacımız da var. Eskişehir Film Festivali’ni mayıs ayı içinde tekrar yapacağız. Onun da çalışmalarına başlayacağız. Sinema Anadolu da bir süredir kapalı durumdaydı. Onu da aktif hale getireceğiz. Öğrencilerimizin daha verimli vakit geçirmeleri için kampüste bazı adımlar atacağız. Bunlardan bir tanesi öğrenci lokali olacak. Öğrencilerimizin neye ihtiyacı varsa şehrin aktörleriyle de bir araya gelip bunlara katkı sunacağız” dedi.
“Küçüktür, büyüktür üzerinden bir tartışma yürütmek olayı sığlaştırmaktır”
Makam odasındaki Atatürk resmi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan resmini aynı boyuta getirmesine ilişkin sorulan soruya da yanıt veren Adıgüzel, “O tablo bir yağlı boya tablo, bir sanat tablosu. Çallı gibi Türkiye’de klasik resmin önemli aktörlerinden bir tanesinin yapmış bir tablo. Böyle bir tablodan Cumhuriyet Tarihi Müzesi’ne göndermeden şu masadaki arkadaşlarım dahi kaç kişinin haberi vardı bu tablonun Çallı ya ait değerli bir tablo olduğundan? Bu sadece bir kişinin, bu rektör de olsa kendine sergilediği eserdi. Bu kadar değerli bir tablo. Yani boyuta takılıp, küçüktür, büyüktür üzerinden bir tartışma yürütmek olayı sığlaştırmak anlamına geliyor. Bunun ideolojik farklı boyutlara çekilmesi ihtimalini göze alarak yaptığım bir şeydi ama bu tablonun Eskişehir’de sanatseverlerle buluşması lazım” diye konuştu.
“Tablonun boyutlarının eşitlenmesi sadece ideolojik olabilir”
Adıgüzel, “Büyüklük vs üzerinden gidiliyorsa şu an odamdaki portreyi yan yana getirdiğimiz zaman büyüklük açısından fark yok. Aynı büyüklükte zaten. Tek sıkıntı şu anki iki tablonun boyutlarının eşitlenmesi ise bu da sadece ideolojik olabilir. Bu konuda benim söyleyeceğim çok fazla bir şey yok. Burası bir kamu kurumu. Bütün kamu kurumlarında benzer bir kurumsal tablo var. Bu sadece bizim tercih ettiğimiz bir şey değil. Bütün devlet kurumlarına gittiğinizde aynı şekilde standart tablo boyutu olduğunu görürsünüz. Tabloların içindeki resimler de bir standarda bağlanmış durumda. Benim tercih ettiğim bir şey değil yani” şeklinde konuştu.
“İyi niyetle yapılan bir şey farklı boyutlara çekildi”
İyi niyetle yapılan bir şeyin farklı boyutlara çekildiğini söyleye Adıgüzel, “Diğer siyasi partilere de bakabilirsiniz. Mevcut genel başkanla Atatürk resminin aynı boyutta olduğunu görürsünüz. Böyle bir şeyle gündeme gelmek benim tercih edebileceğim bir şey değil. İyi niyetle yapılmış bir şey çok farklı yerlere çekilmiş oldu. Ben üniversite adına iyi şeyler yapmak için buradayım. Ama bu işleri yaparken birilerinin yanlış anlayabileceği şeyler de olabilir. Ben de bunları aydınlatmaya çalışırım elimden geldiğince” dedi.
“Burası siyasallaştırılacak bir yer değil”
Herhangi bir siyasi partinin vesayetiyle iş yapıyormuş gibi görünmek istemediğini söyleyen Adıgüzel, “Son dönemde Eskişehir’in talihsizlikleri var. Geçtiğimiz günlerde Nebi vekilim geldi. ‘Eskişehir’in iki önemli markası var, biri Eskişehirspor diğeri Anadolu Üniversitesi’ dedi. Ben de dedim ki, ‘ikisi de maalesef amatör ligde son yıllarda. Bunları süper lige çıkarmamız lazım.’ Üst lige taşımak için daha fazla gayrete ve iş birliğine ihtiyacımız var. Şehirdeki aktörlerin tamamıyla iyi ve güzel şeyler yapmak için birlikte hareket etmek, istişarede bulunmak önemli. Ama diğer taraftan da herhangi bir siyasi partinin vesayetiyle, tavsiyesiyle, önerisiyle bir şey yapılıyormuş gibi bir havada bulunmak da istemem. Hangi parti olursa olsun. Benim için fark etmez. Burası herkesin üniversitesi. Burası bir kamu üniversitesi. Burası siyasallaştırılacak bir yer değil. Burası bir bilim yuvası. Bunun farkında olarak iş yapmaya gayret edeceğim” ifadelerini kullandı.
Rektör Adıgüzel’den yeni ekip sinyali
Yeni bir ekip kuracağını fakat bunun için çalışma tarzına uygun çalışma arkadaşlarını tanımaya çalıştığını vurgulayan Adıgüzel, “Şehrin üniversiteyle yakınlaşmasının en önemli göstergelerinden bir tanesi de bu soru içerisinde barındırıyor. Üniversitenin yöneticilerinin kimler olacağını sormak üniversiteyi çok fazla önemsemek anlamına geliyor aynı zamanda. Şu anda benim bir tane rektör yardımcım var ve bu rektör yardımcım da daha önceki rektör hocanın da çalıştığı arkadaşlarımızdan bir tanesi. Şu an süreçlerin devam etmesi için böyle bir şeye ihtiyaç var ve birlikte çalışıyoruz. Şu an olabildiğince tanımaya çalışıyorum çalışma arkadaşlarımı, anlamaya çalışıyorum. Daha sonra bununla ilgili tasarruflarda bulunacağım. Ama şu anda çok acele etmiyorum. Mevcut sistem zaten bir şekilde yürüyor. Ancak kendi çalışma yöntemime ve çalışma tarzıma uygun arkadaşları anlayabilmek ve tanıyabilmek için biraz zamana ihtiyacım var. Onun için çok acele etmiyorum. Sistemi ve akışı bozacak adımlar atmamaya dikkat ediyorum” dedi.
