Eskişehir Barosu Başkan Adayı Avukat Barış Günaydın, Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Daha aktif ve görünür bir baro hedeflediğini söyleyen Günaydın, avukatlar arasında mesleki dayanışmayı da artırmak istediklerini ifade etti. Avukatların ekonomik sorunlarına dikkat çeken, özellikle ofisinin kirasını dahi ödemekte zorlanan genç avukatlar olduğunu vurgulayan Günaydın, paylaşımlı ofis projelerinin olduğunu belirtti.

Sizi baro başkan adayı olmaya yönelten sebepler nelerdir?

Beni buraya iten şey özellikle son zamanlarda yeterince baromuza karşı aidiyeti hissetmediği, birçok meslektaşım özellikle genç meslektaşlarımızın beni ziyaretleriyle yaşadıkları sorunları dile getirdiğinde ve buna çözüm bulamayışları açıkçası beni de taşın altına elini sokmaya itti. Çünkü gerçekten şimdiki baro başkanımız ve yönetimde olan birçok kişi gönüllülük esas olduğu için, burada çok büyük emekleri var. İşinden, eşinden fedakarlık ederek bu görevi üstleniyorlar. Ama uzunca bir dönemdir aynı ekibin yönetiyor olmasından ötürü bir yorgunluk olduğunu da düşündüm. Çünkü daha önce, bir önceki seçimde bir aday da çıkmamıştı. Dolayısıyla açıkçası hele hele bir demokratik kitle örgüt olan ve demokratik bir yarışın olması gereken bir ortamda açıkçası ben de aday olarak fikirlerimi özellikle genç meslektaşlarımdan gelen bu dürtü ile onların beni cesaretlendirmesi ve üstatlarımla konuştuktan sonra bu yola çıktım.

“HERKESİ KUCAKLAYAN BİR BARO”

Barış Günaydın’ın adaylık sürecinde söylemlerinin merkezinde daha çok neler olacak?

Tüm meslektaşlarımız çok değerli. Tüm meslektaşlıklarımızın değerli hissedeceği bir baro. Ben yola çıkarken de önce nasıl bir baro istiyoruz sorusunu kendime sordum. Ben nasıl bir baro istiyorum ve bu baro nasıl olmalıyı, dolayısıyla bunu yönetmek için adayız ama açıkçası soru bu olmalı: Nasıl bir baro olmalı? Baro, avukatı kucaklayan, meslektaşının yanında olduğunu hissettiği yapıda olmalı. Baro şeffaf olmalı. Baro demokratik ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olmalı. Meslektaşlarını dinleyen, onların fikirlerine, görüşlerine önem veren ve onların kendilerini değerli hissedeceği, herkesi kucaklayan baro olmalı.

“MESLEKİ DAYANIŞMANIN SAĞLANMASI ÇOK ÖNEMLİ”

Özellikle benim burada vurgulamak istediğim, baroda bir dayanışmanın yani mesleki dayanışmanın sağlanması önemli. Rekabete dayanan mesleklerde birtakım şeyler olur ama ‘rekaberlik’ diye çok sevdiğim bir kavram var. Rekabet ederken de beraber olabilmeliyiz. Arkadaş, meslektaş olduğumuzu unutmadan bir yapıya kavuşmamız lazım. Öncelikle mesleki sorunlarımızı çözüme kavuşturmaya çalışan, çözüm odaklı güçlü bir baro görmek istiyorum. Bunun için de ekibimizde enerjimiz var. Ve mesleğin hak ettiği yere gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim bu süreci çok doğru yönetmemiz lazım. Bunun için yola çıktık.

“PAYLAŞIMLI OFİS PROJEMİZ VAR”

Herkesin kendini değerli hissedeceği bir baro inşa etmek istiyoruz. Bütün meslektaşlarımız için eğitim ve gelişim fırsatlarını sağlamayı hedefliyoruz. Genç meslektaşlarımızın en önemli sorunları ekonomik sorunlar. Çoğu meslektaşımın ofis tutamadığını görüyorum. Paylaşımlı bir ofis projemiz var onlar için. Birlikte istişare edeceğimiz bir platform kurarak sorunları birlikte çözeceğimiz, çözüm odaklı bir baro hayal ediyoruz. Çünkü baronun gerçek sahipleri avukatlardır. Hep birlikte üstesinden geliriz.

“KENTİYLE BÜTÜNLEŞMİŞ, ETKİN BİR BARONUN HAYALİNİ VE HEDEFİNİ KURUYORUM”

Baronun sokakta sivil toplumun verdiği mücadeleden uzaklaşıp, baro binası içine sıkışan bir yapıya dönüştüğüne dair eleştiriler var. Buna katılıyor musunuz? Başkan olduğunu taktirde nasıl bir baro göreceğiz?

Ben kentiyle bütünleşik, etkin bir baronun hayalini ve hedefini kuruyorum tüm yönetim kurulu ekibimle. Baronun güçlü bir meslek kuruluşu olarak kentimizde söz sahibi olacak ve bizzat baronun eliyle sosyal duyarlılığa ve bilince ilişkin çalışmalar ve projeler hazırlamayı düşünüyoruz. Etkililiğini artırmayı hedefliyoruz. Baro her yerde olacak. Sokakta da olacak. Daha görünür kılmak için her yerde olacak. Çünkü mesleğimizin, hukukun olmadığı bir alan yok. Bu bilinçle hareket ederek baro olarak gücümüzün yettiği ölçüde her yerde olmayı hedefliyoruz.

Son dönemde yargı bağımsızlığı ve adalet kavramı en çok tartışılan konular. Vatandaşın da adalete olan inancı biraz zedelendi. Böyle bir ortamda baro başkanlığına aday olmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son gelişmeler bize açıkçası kolay yoldan yargı bağımsızlığının anayasal güvence altına alınan yargı bağımsızlığı gibi konuların maalesef rafa kalktığını görüyoruz. Zor bir işe kalkıştık ben ve ekip arkadaşlarım. Bunun da farkındayız. Ama bir meşaleyi yakmak istiyoruz bu karanlık ortamda. Küçük bir kıvılcımla bunun çok farklı boyutlara gelebileceğini düşünüyorum. Vazgeçmeyeceğiz. Pes etmeyeceğiz. Yargı bağımsızlığını sağlamaya yönelik mücadeleyi her platformda vereceğiz.

Nasıl bir yönetim oluşturacaksınız? Özellikle gençler ve kadınlar yönetiminizde olacak mı? Eşit temsiliyeti görecek miyiz yönetiminizde?

Özellikle ben yönetimimi oluştururken gençlere ve kadın meslektaşlarıma yer verdim. Ve her kurulda yönetim, disiplin ve denetim olmak üzere mutlaka eşit bir katılımı gözetmeye çalıştık. Bütün bu süreçte genç ve kadın meslektaşlarıma çok ihtiyacımız var. Biz de yönetimimizde bu konuya hassasiyet gösterdiğimizin altını çizmek isterim.

“BARO SİYASET ÜSTÜDÜR”

Baro seçimlerine siyasetin bulaştığını düşünüyor musunuz? Yani gruplaşmalarda siyaset etkin ya da baskın oluyor mu Eskişehir’de sizce?

Ben bunun çok etkili olduğunu düşünmüyorum. Çünkü siyaset üstü bir yapı baro. Büyük barolarda İstanbul’da, Ankara’da belki ama Eskişehir’de böyle bir siyasi görüş nedeniyle ayrımın olmaması beni çok mutlu eden bir yapı. Baro siyaset üstü bir yapıdır. Meslektaşlarının haklarını ve temel insan hak ve özgürlüklerini savunan bir yapı olduğu için bizi ortak noktada birleştiren avukat olmak. Herkesin siyasi görüşü olur ama baronun duruşunda, yapısı gereği bir muhalif yapı taşıması gerektiğini düşünüyorum.

“BÖYLE BİR SÖYLEMİ DOĞRU VE HAKLI BULMUYORUM”

Sizin son dönemde avukatlık yapmaya başladığınıza ve daha önce adliyede fiili olarak avukatlık yapmadığınıza dair eleştiriler var. Buna ilişkin ne söylersiniz? Baro seçimlerinde etkili olacak bir eleştiri mi?

Böyle bir söylemi doğru ve haklı bulmuyorum. Akademik geçmişimim var. O akademik geçmişimdeyken baroya stajımı tamamlayıp kayıt olduğum süreçte fiilen hukukçu kimliğimle akademisyen olarak tüm yönetimlerle, baronun tüm etkinliklerinde yer aldım. Adliyede olmamam durumu çok haklı bir eleştiri değil. Meslektaşlarının sorunlarına karşı duyarlı olmak ya da fiilen bu işin içinde olma noktasında eleştirileri doğru olmadığı kanaatindeyim.

Yönetim kurulu listenizde kimler var? Kamuoyunun yakından tanıdığı isimler var mı?

Eskişehir baromuzun birçok meslektaşı bilinir. Özellikle Şenol Gündoğdu, Seyit Ömer Aksoy, Duygu Akçardak gibi isimler var. Bora İmadoğlu, kadın meslektaşlarımız Ayten Balaban, Funda Güney Kökçınar var. Hep genç meslektaşlarımız. Kadın hakları konusunda Eskişehir’in bildiği isimler. Ozan Akbe, Ecir Ayaş hep genç meslektaşlarımız. Gençlere önem verdiğimiz bir yapı açıkçası.

Barış Günaydın’ı daha çok gençler mi destekliyor? Daha çok kimlerin desteğini alıyorsunuz?

Ben tüm meslektaşlarımın, üstatlarımın ve genç meslektaşlarımızın çok olumlu geri bildirimlerini aldım. Bu da beni umutlandırıyor. Çünkü herkesi kucaklayan, siyaset üstü bir yapının olması gençlere yönelik projeler üretebiliyor olmak ki bu akademik geçmişin artısı. Vizyoner bir baroyu düşündüğünüzde hem değerli üstatlarım benim neler yaptığımı biliyorlar, gençler ise neler yapabileceğimle ilgili umutlanıyorlar. Ben şöyle bir misyonu da ediniyorum: Bu kadar yıllık deneyimle genç meslektaşlarıma rol model, rehber bir başkan olmak onların sorunlarıyla ama üstat meslektaşlarımın deneyimlerini de genç meslektaşlarımla buluşturacak bir köprü vazifesi kendime misyon edindiğim için tüm meslektaşlarımın taktirini, geri bildirimlerini almak beni çok mutlu ediyor açıkçası.

Kaynak: Meltem Karakaş