Geçtiğimiz haftalarda anlattığım hikayeyi beğenenler olmuş. Çok fazla telefon aldım.
Tam da günümüze denk düşüyor dediler.
Peki onun devamında ne oldu? diye bana sordular.
Çok sular geçti üzerinden.
Merak mı ediyorsunuz? Anlatayım.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer top oynarken, eski hamam içinde, horozlar tellal iken, pireler hamal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, Beylikova’da demokrasinin tecelli edeceği gün gelmiş çatmış.
Seçim zamanı.
“KURT”ların saldırısına uğrayan “KUZU”lar tam anlamıyla bugüne kilitlenmişler. Hazırlanmışlar, hazırlanmışlar ve “KURT” ların karşısına çıkmışlar. Bütün ilçe halkı da yapılan haksızlığın “KURT” ların yanına kar kalmayacağını biliyormuş.
“KURT” ların iyi bir tokat yemesi gerektiğine inanıyorlarmış.
Yapılan seçim sonucunda “KURT” lar seçimi kaybetmiş ve hezimete uğramışlar.
İlçenin hakimiyetini bir süreliğine ele geçiren “KURT” lar, kendi içlerinde düştüğü aymazlığa mağlup düşmüşler.
“KUZU” lar sessiz sessiz “KURT” ları ilçeden uzaklaştırmanın planını çok iyi uygulamış ve seçimi kazanmışlar. “KURT” tayfasına çok güzel tekmeyi vurmuşlar. Arkalarına bile bakamadan ilçeden ayrılan “KURT” tayfası, yeni hinlikler düşünmeye başlamışlar bile. Ama ilçeyi apar topar terk etmek zorunda kalmışlar.
Demokrasinin olmazsa olmazı seçim ile ilçenin başına geçen “KUZU”lar, haklı olmalarının verdiği gururla işlerine koyulmuşlar.
Masal da burada sona ermiş.
Eee diyeceksiniz, o masalsa bu da masal!
Her hesabın bir tersi, her zulmün bir süresi var. Bir “KURT” hükmü varsa, bir de “KUZU” adaleti var.