Anma programı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, Eskişehir Milletvekilleri Prof. Dr. Emine Nur Günay, Utku Çakırözer, Dr. Jale Nur Süllü, Metin Nurullah Sazak, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Önder, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, Vali Yardımcısı Kübra Kurtoğlu Vural, Alpu Kaymakam Vekili Murat Karataş, Mihalıççık Kaymakam Vekili Ozan Bozçalı, İl Jandarma Alay Komutanı J.Alb. Ercan Atasoy, İl Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Erdağ ile protokolün katılımlarıyla gerçekleşti.    

Anma programında açılış konuşması yapan ESOGÜ Yunus Emre Araştırma Merkezi (YUMER) Müdürü Prof. Dr. Kamil Sarıtaş şunları söyledi: “Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran, Mevlana köklü bir medeniyetin varisleridirler. Köklü medeniyet ve köklü medeniyetin çocukları olması hasebiyle sadece yazdıkları ve yaşadıklarıyla günlük hayatımızın en kılcal noktalarına kadar yansıdılar.  Bu topraklarda yüzyıllarca Yunus’un kimliğinin bir parçası olan İslam’a, En Sevgilisi Allah’a ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’e sevgi, saygı, hasret ve bağlılığını ifade eden şiirlerini dinledik. Yunus Emre’nin şiirlerinden düşünce yapısını inşa eden unsurların Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber olduğunu söyleyebiliriz.  Yunus Emre İslam’ın ve Anadolu’nun en zorlu zamanlarında ilim, irfan, sevgi, güven, ahlak, iyilik, doğruluk, adalet, yardımlaşma, birlik ve beraberlik üzerine çağrılar yapmıştır. Anadolu halkının bitmeyen umudu olmuştur. Nitekim sonraki yüzyıllarda bu düşüncelerin ve değerlerin özlemini çeken her insan Yunus Emre’yi ‘Bizim Yunus’ olarak benimsemiştir. Belli bir bölgede doğup büyümesine rağmen anlattığı değerler itibariyle Anadolu’ya bir kimlik, insanlığa ait bir kişiliktir Yunus Emre.  Yunus Emre’nin Türk-İslam düşüncesinin en önemli yapı taşlarından Risaletü'n-Nushiyye ile vefatının ardından sevenlerinin derlediği şiirlerinden oluşan "Divan" adlı eserleri vardır. Risaletü'n-Nushiyye adlı eserinde dini ve tasavvufi öğütlere yer vermiştir. Bu eser ilk Türkçe nasihatnamelerden birisidir. Yunus Emre bu eseri ile Türk halkının ahlaki bilincini ve kişiliğini inşa etmeyi amaçlamıştır. Divan’ı ise Anadolu'da dilden dile dolaşan şiirlerinin toplandığı bir eserdir. Bu eseri ile Anadolu halkının dini anlayışını ortaya koymuş ve zihnini inşa etmiştir. Öyle ki, Yunus Emre hayatı ve ortaya koyduğu eserleriyle geçmişten günümüze şairlere ilham kaynağı olmuş, ilahileriyle varlığını günümüze değin sürdürmüştür.  Yunus bizim gönlümüzdür. Yunus bizim mayamızdır. Yunus bizim felsefemizdir. Yunus’un ‘Bizim Yunus’ olması 72 millete hak gözle bakmasıdır. Din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaması, nefret ve ötekileştirici dil kullanmamasıdır.  Yunus Emre sevgi, saygı, hoşgörü, doğruluk, sabır, kanaat, cömertlik, fedakârlık, Allah sevgisi ve gönül yapmak gibi değerleri ele almıştır. İslam’ın aşk, umut, adalet ve hoşgörü çağrısının bugüne kadar arı duru şekilde yankılanmasını sağlamıştır. Kendine özgü tarzıyla Türk edebiyatı, tekke şiirleri, Bektaşi şiirleri ve aşık edebiyatı alanında haleflerine önemli katkılar sunmuştur.  Yunus Emre Anadolu'da halk hekimi ve ruh doktoru olarak halkın yaşadığı sorunlara çözümler getirmiş, toplumun psikolojik hafızasını onarmıştır. Bir anlamda ‘onarıcı ruh sağlığı’ hizmetini yerine getiren Yunus Emre'nin şiirleri sadece kendi döneminin insanlarının değil, bugünün insanlarının da ilgisini çekmektedir. Yunus’un şiirlerini her okuduğumuzda dini ve ahlaki değerlerden söz ettiğini, insanın her daim Allah'ı hatırda tutmakla ve kendi olmakla mutlu ve güvende olacağını vurguladığını görüyoruz.  Yunus’un şiirleri Türk milleti dışında Balkanlar’da yaşayan Arnavut, Boşnak gibi Müslüman milletlerin dillerine tercüme edilmiş, ilâhileri bestelenmiş ve varlığını asırlar boyunca Müslümanlar arasında sürdürmeye devam etmiştir. Bugün Anadolu'dan Balkanlar'a kadar geniş bir coğrafyada Müslüman-Türk kültürünün izlerinin kalmasında Yunus Emre'nin ilahilerinin büyük etkisi vardır. Bu ilahilerin, asırlardan beri Anadolu ve Rumeli'de faaliyet gösteren tarikatların ortak düşüncesi ve sesi haline geldiğini de ifade edebiliriz. Yunus Emre, toplumdaki insan ilişkilerinin sevgi üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yunus’un evrensel mesajlarından hareket ederek günümüzde sevgisizlik ve saygısızlık kaynaklı birçok sorunu çözmek mümkündür. Bugün bizim de mutlu ve huzurlu bir toplum oluşturmak için sevgi bağına ihtiyacımız var, gönül bağına ihtiyacımız var. Birbirimizin inancına, görüşüne ve anlayışına saygı göstermek ve birbirimizin özgürlük alanını genişletmekle yükümlüyüz. Ne kadar farklı düşünsek de hiç kimseyi ötekileştirmeye hakkımız yok. Çükü Yunus’ta sevgi umuttur ve yaşatır, nefret öldürür. Yunus Emre bize hakikat yolundaki gerçek mutluluğun anahtarını sunuyor. Dün olduğu gibi bugün de Yunus diline, gönlüne ve felsefesine ihtiyacımız var. Her türlü şiddetin önlenmesinde, birlik ve beraberliğin sağlanmasında Yunus düşüncesine ve inanç şekline ihtiyacımız var. Bu nedenle Yunus'u sadece okul, cadde ve enstitü isimlerinde değil, hayatımızın her anında diri kılmalıyız. Yunusça yaşamak, hayatımızı ve medeniyetimizi Yunusça yeniden inşa etmek dileğiyle.”

Açılışın ardından anma programında ilahiler seslendirildi; şiir, kompozisyon, resim ve kısa film yarışmalarında derece giren öğrencilere ödülleri verildi. Kur'an-ı Kerim tilaveti, şiirler ve ilahilerin seslendirilmesinin ardından Yunus Aşı dağıtımıyla program sona erdi.