CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Belediye İş Eskişehir Şubesi 13. Olağan Kongresi’nde konuştu. İşçi sınıfına ve özgürlüklere yönelik müdahaleleri hatırlatan Arslan, bilinçli ve örgütlü toplum vurgusu yaptı. İktidarın son dönemde baskısının arttığını söyleyen Arslan, bir dönem TÜSİAD’ın bir dönem sendika başkanının ya da bir belediye başkanının tehdit olarak görüldüğünü belirtti.
“İşçilerin hak arama mücadelesi yasa dışı kabul edildi”
Ertelenen grevlere dikkat çeken Arslan, “Türkiye bir yandan uygulanan ekonomik politikalarla ekonomik ve sosyal çöküntüye sürüklenirken ama ondan daha önemlisi Türkiye'nin demokratik, layık, hukuk devleti kavramının, anayasal devlet olma kavramının rafa kaldırıldığı, ayaklar altına alındığı bir siyasal politikanın da uygulandığına hepimiz tanıklık ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde kimi grevler cumhurbaşkanı kararnamesiyle ertelenir noktaya gelmiş, işçilerin hak arama mücadelesi yasa dışı sayılarak kimi sendikacılarımız gözaltına alınmak hatta bir kısmı tutuklanarak şu anda cezaevinde olan sendikacılarımız var, sendika şube başkanlarımız var. Ne yazık ki böyle bir düzen. Bu düzen aslında birbirini de besleyen bir süreçten geçiyor” diye konuştu.
“Avrupa Birliği’ne şirin görünmek için”
Sendikalaşma oranlarını paylaşan Arslan, “Sendika şube başkanlarımız burada. Bir ayıbımızı, bir öz eleştiriyi, bir eksikliği hep beraber değerlendirmek zorundayız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Ocak 2025 verisine göre Türkiye'de kayıtlı 16 milyon 864 bin işçimizdir. Peki bu işçilerin ne kadarı örgütlü? Tam 2 milyon 524 bin. Yani yüzde 14.97. Bu rakamların bir kısmının da ben kuşkulu olduğunu düşünüyorum. Bazen Avrupa Birliği'ne şirin görünmek, uluslararası arenada şirin görünmek adına bu rakamların da arttırıldığını düşünüyorum ama doğru kabul etsek bile sendikalaşma oranı yüzde 14.97. Yani 2 milyon 524 bin kişi. Bunun yaklaşık olarak bir buçuk milyonu kamu kurumlarında. Yani o 1.5 milyonunu çıkardığımız zaman özel sektörde örgütte olan işçi sayımız yaklaşık 1 milyon. O nedenledir ki 22 yıldır AKP ve onun yandaşı olan destekçisi olan iktidar uygulamaları bu kadar rahat bir şekilde hayata geçiriliyor” şeklinde konuştu.
“Niye ses yükseltmiyoruz?”
“Buna bizim bir söyleyecek sözümüzün, bir isyanımızın olması gerektiği çok açık” diyen Arslan, “Sendikalaşma açısından en örgütlü iş kollarından bir tanesi sizin içinde olduğunuz sendika, genel işler sınıfı. Orada yaklaşık 992 bin çalışanımız var. Bunların yüzde 59’u sendikalı. Şimdi böyle baktığımız zaman çok derin sorunlarımızın olduğu ortaya çıkıyor arkadaşlar. O sorunlardan en önemlilerinden bir tanesi de şu. Sendikalar o KHK çıktığı zaman yeterince ayağa kalkıp ses vermediler. Yazık ki sadece patronun adı değişmiştir. Dün müteahhitte bağlı taşeron çalışanıydı. Bugün belediye şirketlerine bağlı patron değişti ama güvenceli iş noktasında kadroları verilmedi. 643 bin çalışanımız şu anda ne yazık ki taşeron uygulamasında sadece adı değişen bir uygulamayla muhatap oluyor. Niye ses yükseltmiyoruz? Niye kadrolu güvenceli iş için mücadelemizi vermiyoruz?” dedi.
“Ekonomik ve sosyal haklarımız için mücadelemizi vereceğiz”
Arslan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ekonomik ve sosyal haklarımız için mücadelemizi vereceğiz. İktidar kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Bazen tehdit olarak TÜSİAD’ı görüyor, bazen bir sendikacıyı görüyor, bazen bir belediye başkanını görüyor, bazen bir siyasi partinin genel başkanını görüyor. Ama eğer ayağa kalkmazsak, birleşe birleşe mücadeleyi vermezsek, kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz diyemezsek, sıranın bir gün bize mutlaka geleceğini de aklımızdan çıkarmamalıyız.”