CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, 2025 yılı bütçesine ve 22 bin 104 lira olarak açıklanan asgari ücrete ilişkin Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a açıklamalarda bulundu. Arslan, 2025 bütçesinin halkın refah seviyesini yükseltecek bir yaklaşımla hazırlanmadığını söyledi. 2025 asgari ücretine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arslan, “TÜİK’in verilerine göre 2024 yılı enflasyon oranı yüzde 47. İktidarın açıklamış olduğu yeniden değerleme oranı ki bu çok önemlidir vergi ve harçlarda yapılacak oransal artışları simgelemektedir. Açıklana oran yüzde 44. O zaman asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artışla hangi enflasyona göre milyonlarca insanımızı ezdirmedik yalanına başvuruyorsunuz? Bu yaklaşımların hiç biri doğru değil” diye konuştu.
“366 milyar dolar vergi geliri olarak hedeflendi”
366 milyar dolar büyüklüğünde bir gelirin vatandaşlardan ve tüzel kurumlardan vergi gelirleri olarak hedeflendiğini söyleyen Arslan, “2025 yılı bütçesi önce komisyonda ardında da 12 günlük maratonla TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek karara bağlandı. Ne yazık ki bütün girişimlerimize, değişiklik önerilerimize rağmen tekliflerimiz iktidar partisinin milletvekilleri tarafından hiçbir şekilde kabul görmeyerek cumhurbaşkanlığından gönderildiği biçimde kabul edilerek yürürlüğe 1 Ocak ta girecek. Bütçe büyüklüğü açısından baktığımızda 2025 yılında iktidar bugün ki kurla değerlendirerek söylemek isterim, yaklaşık 366 milyar dolar büyüklüğünde bir geliri vatandaşlardan ve tüzel kurumlardan vergi gelirleri olarak hedefledi. Bununla yetinmeyerek bütçede açık da ortaya çıkacağı için yaklaşık yine 52-53 milyar dolar seviyesinde bir borçlanmayla birlikte 2025 yılında 420 milyar dolar civarında bir harcama yapacağını bütçenin detaylarıyla ortaya koydu” şeklinde konuştu.
“Yurttaşların sorunlarını çözecek bir bütçe değil”
Arslan, “Ama ne yazık ki bizim beklentimiz ülkemizin uzun yıllardır içinde bulunduğu ekonomik sorunlar ve özel olarak da dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızın sorunlarını çözmekten, uzak ne yazık ki üretimiyle, tüketimiyle eğitimden sağlığına, emeklisinden çalışanlarına, kadınından gencine, yaşlısından çocuğuna kadar çok ağır bir ekonomik, sosyal program altında yaşama tutunmaya çalışan insanlarımızı 2025 yılında ne yazık ki sorunlarının çözümüne ilişkin bütçede çok fazla da ödenek ayrılmadığını üzülerek gördük. Buna karşı muhalefetimizi de geçekleştirdik” dedi.
“İki bakanlığın bütçesi düşürüldü”
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçelerinin düşürüldüğüne dikkat çeken Arslan, “2025 yılı bütçesi 2024 yılına göre yaklaşık olarak ortalama yüzde 31 gider ve harcamalarda bir artışı ön gördük. Bu oranlar bakanlıklara ve ilgili kurum kuruluşlara göre değişiklik arz etmekle beraber iki bakanlığın bütçesinin 2024 yılına göre düştüğüne tanık olduk. Bunlardan en önemlisi, ülkemizin başta deprem olmak üzere afet kuşağında olan ve olası büyük depremlere bilim insanları tarafından ortaya konulan yaklaşımlarla ne yazık ki tanıklık edecek ülkemiz açısından, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçesi ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçesinin 2024 yılına göre 2025 yılında düşürüldüğüne tanık olduk” diye konuştu.
“AFAD’ın bütçesi düşürüldü”
Arslan, “Örneğin Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçesi bir önceki yıla göre 52 milyar lira, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçesi de ne yazık ki 3 milyar lira düşürülerek kabul edilmiş oldu. Çevre, Şehircilik dediğimizde tabi ki afetler ön plana çıkıyor. Bakanlığın dışında da afet riskiyle ilgili olarak var olan kamu kuruluşlarının ayrı bütçeleri de var. Onlardan bir tanesi AFAD. AFAD’ın 2024 yılı bütçesi 671 milyar lira iken 2025’te bu rakam 404 milyar düşürülerek 267 milyar olarak kabul edildi” şeklinde konuştu.
“Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın bütçesinin 84 milyar lira düşüş var”
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın bütçesinin 84 milyar lira düştüğünü belirten Arslan, “Kentsel dönüşüm illerimizde çokça konuşulan bir konu. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın bütçesi de 2024 yılında 219 milyar lira iken, 2025’te 136 milyar liraya düşürüldü. 84 milyarlık da orada düşüş var. Bütçenin içinde programlar itibariyle de ayrılan bütçeleri değerlendirmek durumundayız. Şehircilik ve risk odaklı bütünleşik afet yönetimine 2024 yılında 906,5 milyar ödenek ayrılmışken ve harcama yapılmışken, 2025 yılında 480 milyar lira yani yarı yarıya azaltılarak 426 milyara düşürüldüğüne ne yazık ki tanıklık ettik” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizde afetle ilgili başta deprem olmak üzere mücadele tamamlanmış mıdır?”
Arslan, “Buradan şu soruyu sormak gerekiyor: Ülkemizde afetle ilgili başta deprem olmak üzere mücadele tamamlanmış mıdır? Bütün yerleşim yerlerinde, illerimizde ortaya çıkan sağlıksız binaların yenilenmesi, kentsel yenilenme, kentlerin dirençli kentler haline getirilmesi ile ilgili süreç tamamlanmış mıdır da 2024 yılına göre bu programa, bu ödeneklere, bu kurumlara ayrılan bütçelerde indirime gidilmiştir? Bu hükümete, ilgili bakanlıklara ve kurumlara sorulması gereken temel sorulardan bir tanesidir” dedi.
“Dağın fare bile doğurmadığı bir rakam açıklandı”
2025 asgari ücreti ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Arslan, şu ifadeleri kullandı:
“Dağın fare bile doğurmadığı bir rakam açıklandı. Biz bütçe içerisinde bunun böyle olabileceğini üç aşağı beş yukarı zaten bekliyorduk. Ama yanılmayı çok istiyorduk. Mücadelemiz, halkın sokaktaki feryadı belki iktidarı geri adım attırarak 2025 yılı için daha refah ve huzur sağlayacak bir asgari ücretin açıklanmasını bekliyorduk. Ne yazık ki gerçekleşmedi.
“11 ayda asgari ücretlinin ücretindeki erime tam 5 bin 268 lira”
Genel başkanımızın çağrısıyla genel merkezimizde derhal acil bir toplantıya girdik. Orada patimizin alması gereken mücadele kararlarını, eylem kararlarını birlikte planladık. Ve genel başkanımıza eşlik ederek yedi milletvekilimizle Ankara Yenişehir pazarını ziyaret ettik. Onları dinledik. Zaten sürekli sahadayız. Onların dertlerini dinliyoruz, talep ve önerilerini alıp parlamentoda seslendirmeye çalışıyoruz. Sorun şurada: 2024 yılında asgari ücret 17 bin lira olarak açıklandı. Ancak o tarihten yılın sonuna kadar gelinen süreçte tek tek hesapladım. 11 ayda asgari ücretlinin ücretindeki erime tam 5 bin 268 lira. Yani 11 ayda 17 bin lira açıklanan asgari ücret, gerileyerek 5 bin 268 lira değer kaybetmiş. Bugün ilan edilen asgari ücrette artış miktarı 5 bin 102 lira. Yani 2024’ün 11 ayında olağanüstü yüksek rakamlar ki sokakta, pazarda, çarşıda insanlarımız bunu bire bir yaşıyorlar. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre bile 5 bin 268 lira kaybeden dar ve sabit gelirli insanlarımız ne yazık ki açıklanan asgari ücrette artış tutarı bu tutar kadar bile olmamıştır.
“TÜİK’in bile enflasyon rakamı yüzde 47”
İktidar temsilcileri bunu ‘canım 626 dolara yükselttik’ gibi bir yaklaşım içindeler. Hiç unutulmamalıdır ki, 17 bin 2 lira açıklandığında o gün ki kurla 572 dolardı. Ama günün sonuna geldiğimizde bu rakam 482 dolara geriledi. Yani 90 dolar bir kayıptan söz etmemiz mümkün. O da kuru baskılamalarına rağmen ortaya konulan yaklaşım. Enflasyona karşı asgari ücretlileri, dar ve sabit gelirlileri ezdirmedik yalanını ne yazık ki iktidar temsilcileri ortaya koymakta. TÜİK’in verilerine göre 2024 yılı enflasyon oranı yüzde 47. İktidarın açıklamış olduğu yeniden değerleme oranı ki bu çok önemlidir vergi ve harçlarda yapılacak oransal artışları simgelemektedir. Açıklana oran yüzde 44. O zaman asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artışla hangi enflasyona göre milyonlarca insanımızı ezdirmedik yalanına başvuruyorsunuz? Bu yaklaşımların hiç biri doğru değil.
“Çok daha fazlasını yurttaşlarımızın cebinden alacakları çok açık ve net”
İktidar ve işveren temsilcileri asgari ücreti bu tutarda belirleyerek yüzde 30 artış ortaya koyduk diyorlar yani çalışanlarımızın sol cebine yüzde 30’luk artışı koyduk diyorlar. Ama vergide adalet olmadığı için bütçeye konulan vergi gelirlerinin yüzde 84’ü dolaylı vergiler ve çalışanların ücretlerinden kesilecek gelir ve damga vergilerinden oluşmaktadır. Başka ÖTV ve KDV düzenlemeleri olmak üzere yılın ilk 3 ayında o verdikleri yüzde 30’un da hızla eriyerek sağ ceplerinden vermiş oldukları artış tutarının çok daha fazlasını yurttaşlarımızın cebinden alacakları çok açık ve net.
“Hiç zaman kaybetmeksizin ülkeyi seçime taşımalıyız”
Ocak ayında emeklilerimize verilecek zam oranları da azalacak. Yüzde 15-20’yi geçmeyeceği çok açık bir biçimde ortaya çıkıyor. Buradan bütün yurttaşlarımıza seslenmek istiyorum. Bu kadermiş gibi sunulmaya çalışılan yaşam tarzına 22 yıllık iktidarın sonunda hiçbirimiz mecbur değiliz. Kendi yarattığımız bütçemizden yurttaşlarımız hakkı olanı almak istiyorlar ve bu kötü ekonomik tablonun ortaya çıkmasında da milyonlarca insanımızın sorumluğu yoktur. Bütün yurttaşlarımızı 2025 yılında içinde bulunduğumuz ortamdan uzaklaştırmak, bu kötü politikalardan kurtarmanın yolu mevcut iktidarı iş başından uzaklaştırmaktan geçiyor. Bunun yolu da hiç zaman kaybetmeksizin ülkeyi seçime taşımaktır. Bu köhne düzenden mutlaka yurttaşlarımızı ve ülkemizi kurtaracağız.”