CHP Eskişehir İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal, Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin açıklama yaptı. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddette iktidar mensuplarının söylemlerinin etkili olduğunu ifade eden Yeşildal, “Bu vahşetin gelişinin nasıl olduğunu biliyoruz maalesef. ‘Bir kereden bir şey olmaz’, ‘küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu’ diyen bu anlayışın bugün geldiği noktanın mimarlarına sesleniyorum: Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin’i, Leyla’yı, Hazal’ı, Zeynep’i kara toprağa mahkûm etmekten utanmıyor musunuz?” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUYACAĞIZ?”

Sibel Yeşildal açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bu vahşetin gelişinin nasıl olduğunu biliyoruz maalesef. ‘Bir kereden bir şey olmaz’, ‘küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu’ diyen bu anlayışın bugün geldiği noktanın mimarlarına sesleniyorum: Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin’i, Leyla’yı, Hazal’ı, Zeynep’i kara toprağa mahkûm etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana kayıp çocuklara ilişkin verilerin olmayışından, bu verileri gizlemekten utanmıyor musunuz? Biz sizin yerinize de utanıyoruz ve sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine uykusuz geceler geçirip ‘çocuklarımızı nasıl koruyacağız?’ diye düşünüyoruz.

“2008-2016 YILLARI ARASINDA 104 BİN 531 ÇOCUK KAYBOLDU”

Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi? Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31 bin 216’dır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü üzere Türkiye’de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.

“NARİN’İMİZ KAMUOYUNUN BASKISI İLE 19 GÜN SONUNDA BULUNDU”

Narin’imiz, hepimizin tüm kamuoyunun baskısı ile 19 gün sonunda bulundu. Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin’e ne olduğunu, nasıl öldürüldüğünü açıklayamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz: NEDEN SUSTUNUZ? 19 gün o bedeni ruhunuz nasıl taşıdı? “Sizin vicdanınıza ağır gelmeyen ama yıllardır öldürülen yüzlerce çocuğun failini, içini boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz?

“CANIN VE VİCDANIN SİYASETİ OLMAZ”

Yıllardır anlamadınız; canın ve vicdanın siyaseti olmaz! Çocukların canı üzerinden siyaset hiç olmaz! Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin diye. Sizlere ağrılı gelen o koltuklardan siz kalkıncaya kadar, kayıp çocuklarımızın tek tek hesabını soruncaya kadar buradayız! Narin tek örnek değil ama son olsun diye mücadele edeceğiz. Küçücük çocuklarımıza yaşatılan ve faillerinin cezasız kaldığı kabuslar bitmiyor. Çünkü yarattığınız cehennemde küçücük bedenler yanıyor.

“ÇOCUK CİNAYETLERİ VE İSTİSMARLARI, KADIN CİNAYETLERİNDE OLDUĞU GİBİ POLİTİKTİR”

Narin kızımızın hayattan vahşice koparılışının sebebine ve suçlularına henüz ulaşılmamışken Tekirdağ’dan gelen haberle sarsıldık. Sıla bebeğin öz annesinden şiddet görmesi, üvey babası ve komşu çocuklarının istismarı sonucunda hastanede entübe halde olması hepimizi kahretti. 2 yaşında sadece 2! Türkiye’de çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi politiktir. Aileyi ve cinsiyeti tahakkümü kutsayarak kadınların ve çocukların kurban edildiği bu sistem, bu şiddetin, bu cinayetlerin asıl nedenidir. İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan, bu ülkenin kadınlarına ve kız çocuklarına yaşam yerine ölümü reva gören zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Buradan sesleniyoruz: İktidara geldiğimizde ilk işimiz, İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe sokmak ve 6284’ü gerektiği gibi uygulamak olacaktır.”

Kaynak: Meltem Karakaş