Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz Mahallesi’nde TMSF bünyesindeki Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin, mahkeme kararlarına rağmen devam eden projelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı. Süllü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, yargı kararlarına rağmen sürdürüldüğü iddia edilen altın madenciliği faaliyetlerine ilişkin bir dizi soru yöneltti.
Süllü, Eskişehir 1. ve 2. İdare Mahkemelerince verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen altın madenciliği projelerinin sürdüğünü ifade etti. TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, “Yargı kararlarının bağlayıcılığı, hukuk devleti ilkesinin temelidir. Ancak bu kararlar hiçe sayılarak projelere devam edilmesi, ciddi bir hukuk ihlali ve çevreye yönelik tehdit oluşturmaktadır,” dedi.
Kaymaz ve Sarıcakaya bölgelerinde devam eden altın ve gümüş madenciliği projelerinin çevreye ve halk sağlığına yönelik ciddi tehditler içerdiğini belirten Süllü, özellikle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davalar sonucunda alınan mahkeme kararlarına rağmen projelerin sürdürülmesine tepki gösterdi. Süllü, “Bu hukuksuzlukların önlenmesi ve halkın yaşam hakkının korunması, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sorumluluğundadır,” dedi.
“Denetim eksiklikleri giderilecek mi?”
Milletvekili Süllü, Çevre Bakanı Murat Kurum’a şu soruları yöneltti:
- Eskişehir 1. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurduğu ve iptal ettiği 3. Atık Maden Depolama Tesisi projesinin inşasına kim ya da kimler izin vermiştir?
- İptal edilen projelere yönelik faaliyetler neden denetlenmemiştir?
- Sorumlu idari makamlar hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
- Eskişehir 2. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen Sarıcakaya Altın ve Gümüş Madeni projesinin devam ettiği iddiaları doğru mudur?
- Bakanlık, ÇED olumlu kararlarına rağmen yargı kararlarına uygun hareket edilmesi için hangi önlemleri almıştır?
Eskişehir Halkı Sessiz Kalmayacak
Süllü, hukuksuz faaliyetlere karşı Eskişehir halkının sessiz kalmayacağını vurgulayarak, “Yargı kararlarını yok sayan bu anlayışın, çevre ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması şarttır,” dedi.