CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Eskisehir.Net’te yayınlanan Net Soru programında Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Programdan önce çıkan başlıklar şu şekilde:
“CHP toplumsal muhalefeti örgütlemeli”
“Toplumsal muhalefetin örgütlenmesi lazım. Halkta AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na ciddi bir tepki gözlemliyoruz. Bu konunun politik bir konu olmaktan öte insanı, vicdani ve sınıfsal bir bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor. Vergide adaletsizlik var, eşitsizlik var. Demokratik toplum tepkisini CHP örgütlemeye çalışacak. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Her zaman aktivasyon içinde olacağız.
“Genel merkez ittifak yaptığımız partilerle iyi ilişkiler kurmamızı istiyor”
28 Aralık’taki miting son derece kalabalık, yoğun katılımı olan bir miting oldu. CHP’nin tek başına örgütlediği miting değildi. Yoğun katılımlı bir miting oldu. Yerel seçim sürecine bakarsanız genel başkanımız muhalefet partilerini gezerek bir uzlaşı arayışı içinde oldu. Ama o zaman için olmadı. Bugün açıklanmış bir seçim takvimi yok. İttifak arayışı içinde olunur mu? Tabi ki bir uzlaşı arayışı bu iktidarı değiştirmek isteyen CHP, ortak amaçları ağır basan partilerle görüşecektir. Bu tercih değil zorunluluktur. Çünkü başkanlık sistemi var. Bir ittifak, uzlaşı arayışı olacaktır ama bu her partinin kendi politikasını icra etmesine engel değildir. Bir takvim açıklandığında, bu benim şahsi fikrim, bir görüşme yapılması genel merkezde ama tabi ki bir ittifak arayışı bu sistemin zorunlu kılması sebebiyle ortak ülke menfaatleri konusunda hassasiyet gösteren siyasi partilerle daha önce yapıldığı gibi bir ittifak yapılabileceğini düşünüyorum. Şahsi fikrim bu benim. Bize şu söyleniyor: Bulunduğunuz illerde daha önce ittifak yaptığımız partilerle iyi ilişkiler içinde olmamız konusunda genel merkezimizin bir telkini var.
“İktidarın yapmadığı birçok hizmet belediyelerimiz tarafından yapılıyor”
Sosyal politikalara ağırlık verilmesi gerektiğini genel başkanımız ifade ediyor. Bu belediyelerin asli görevi değil aslında. Belediyelerin burada aslında yapması gereken belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra maalesef ülke şartlarına duyarsız kalamayacak olan CHP’li belediye başkanlarımız sosyal demokrat dünya görüşünün, halkçı belediyeciliğin gerektirdiği ölçüleri gereği sosyal politikaları icra etmek, iktidar tarafından yoksullaştırılmış olan halk kitlelerine de yardım etmeyi kendilerine görev biliyorlar. İktidarın yapmadığı birçok hizmet belediyelerimiz tarafından yapılıyor. Örneğin kreşler. Örneğin Odunpazarı Belediyesi’nin çok sayıda kreşi var ve halk çok memnun. İktidarın yarattığı boşluğu belediyelerimiz ellerinden geldiğince dolduruyorlar. Bu konuda da başarılı oluyorlar. Genel merkezimizin de iradesi ve talebi de bu doğrultuda belediyelerden.
“CHP hala birinci parti”
Çok fazla anket var. CHP hala birinci parti. Ama CHP birinci parti olmakla beraber AKP ikinci parti değil. Kararsızlarda çok ciddi bir artış var. Bu halkın AKP’ye yüz çevirdiğini gösteriyor. Bunu anketler gösteriyor bize. Hatta bazı anketlerde ikinci olan konumda ama bize gelen bütün anketlerde, bu anketlerin bir kısmı daha önce iktidarla çalışmış anket firmalarından geliyor. Bunların hepsinde CHP birinci. AKP ile arasındaki fark her geçen gün artıyor. Kararsızlarda da bir artış var. CHP bunların oyunu almak için gerekli politikaları icra etme noktasında çalışmalar yürütüyor.
“Asgari ücret açıklandıktan sonra CHP oylarında artış oldu”
Her oya emanet olarak bakarız. Ve her oyu almak için gerekli politikaları icra ederiz. Bu anlamda ben CHP’ye oy verdiğinden pişman olan birisine sahada rastlamadım. Bence emanet oyları düşünmesi gereken Cumhur İttifakı. Emanet oylar konusunda sıkıntı yok. Suriye konusu çok sıcak. Sıcağı sıcağına yapılan anketler her zaman sağlıklı sonuç vermez. Mesela asgari ücret açıklandıktan sonra CHP’nin oylarında bir artış anlık olarak meydana geldi.
“Belediyelerin çalışmaları mı, CHP’li siyasetçilerin söylemleri mi iktidarı getirecek?”
CHP örgütü genel başkanı, belediye başkanı, milletvekilleri, ilçe başkanları, il başkanı ve herhangi bir partilisinden oluşan kocaman bir örgüttür. Bunların hepsi örgüttür. Ve uyum içinde iktidara odaklanmış biçimde çalışmalıdırlar. İktidara giden yolda belediyelerin çalışmalarının etkisinin yadsınamaz olduğunu göz ardı edemeyiz. Bu anlamda da belediye faaliyetlerini özellikle sosyal politikalar ağırlıklı faaliyetlerinin CHP’ye teveccühü artırdığını, oy oranını artırdığını 31 Mart’ta olan başarıda çok etkili olduğunu, mesele Ekrem Başkanın yaptığı çalışmaların CHP’nin İstanbul’da genel seçimlerde doğrudan etki ettiğini gözlemliyoruz. Hepsi bir bütündür. Belediye başkanı, milletvekili ve genel merkez birlikte senkronize şekilde bizlere verdikleri talimatlarla yönlendirerek sonuca ulaşacaklardır. Entegrasyon en önemli etken burada.
“Belediyelerin örgütte baskı unsuru olması Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kaynaklıydı”
Bir önceki genel başkanın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına çok daha önem vermesinden kaynaklı durumdu. Örgüt bundan rahatsızdı. Bunu gizlemenin anlamı yok. Ama şimdi genel başkanımızın örgütleri nasıl önemsediğini biliyoruz. Örgütlerin daha aktif olmasına yönelik olarak tüzükte ciddi değişiklikler meydana geldi. Bir buçuk yıla yakındır görevdeyiz. Görev sürem boyunca hiçbir belediye başkanından ne bir baskı ne bir telkin ne de ısrarlı bir yönlendirme hiç görmedim. CHP İl Başkanı olarak işimi yaparken hiç kimse benim işime karışmıyor. Belediye başkanlarını örgütten ayırırsanız orada da sıkıntı çıkar. Örgüt dediğiniz zaman bunun içine il başkanını, ilçe başkanlarını, herhangi bir üyeyi, belediye başkanlarını bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Bu bileşenlerin hepsinin gözünü iktidara diktiği konjonktürde CHP başarıya ulaşacaktır. Sayın Erman Gölet ile bir tartışmam olmadı. Sadece bir görüş ayrılığımız oldu.
“Genel Başkan’ın Eskişehir’de ilk durağının il başkanlığı olmasından belli”
CHP’nin örgütleri bugün genel merkez nezdinde daha önceki dönemlere nazaran çok daha ön plana çıkarılan… Tüzük değişikliğine 81 il başkanı da katıldı. Genel başkanın Eskişehir’e geldiğinde ilk uğradığı yerin il başkanlığı olması örgüte verdiği önemi gösteren çok önemli bir kriter.
“CHP’lilerin hata yapma, küçük şeylere takılma gibi lüksü yok”
CHP bugün bir tek üyesinin bile hata yapma lüksü olmayan ve bütün üyelere tıpkı bir asır önce olduğu gibi çok ciddi tarihi bir görev ve sorumluluk yükleyen bir konjonktürde hissetmeli kendini. İl başkanı da ilçe başkanı da milletvekilleri de belediye başkanları da mahalle sorumluları da kadın ve gençlik kolları da ve en aktif olmayan üyesine kadar. Bütün CHP’liler omuzlarının üzerinde tarihi bir görev sorumluluğunu hissetmeli. Bu ülkenin CHP’den başka tutunacak dalı yoktur. Endişeliyiz ülkemiz için ama çok umutluyuz. Kendimize güveniyoruz. O nedenle CHP’lilerin hata yapma gibi, küçük şeylere takılma gibi, şahsi ihtirasların peşine takılma gibi, kişisel hedefleri öne koymak gibi bir lüksü, hakkı yok. Hepimiz el ele verip geçmişten gelen sıkıntılarımızı bir kenara bırakma olgunluğunu göstererek, sağlam adımlarla kendimize güvenerek, gerekli iradeyi ortaya koyarak çalışma icra etmeliyiz. Elimden geldiğince yapıcı olmaya çalışıyorum. Yapıcı olmaya da devam edeceğim.
“Örgüt isterse tekrar il başkanlığına adayım”
Bizim adaylığımız adayım deyince olmuyor. 600 delegemiz var. Doğal delegelerle 630 oluyor. Bunların onda birinin imzasını almak gibi şartı var bizde. Adaylığım şartlar oluşursa, örgütümüzde öyle bir talep gelirse olurum. Örgütümüzden başka talep gelirse de alacağımız kararın pusulası örgüttür. Örgüt isterse ben CHP’ye il başkanı olarak hizmet etmeye devam etmek isterim. Benim işim il başkanlığı. Örgütünüzüm takdiri önemli. Örgütümüzden adaylık konusunda bir talep gelirse hayır demem. Başka bir göreve de hayır demem. Sazova mahalle sorumluluğu da verse örgüt gider yaparım.
“Neden bu kadar hızlı süreç işledi?”
Benim de gece haberim oldu. Görevden düşme olmuş. Henüz daha arkadaşlarımızla toplanıp olaya yönelik sağlıklı bir irdeleme şansı bulamadım. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuştur, neden hızlı bir şekilde süreç işlemiştir bir değerlendirme yapmadım. Beni rahatsız eden husus parti içi meselelerin basına demeçler verme suretiyle rahat olarak yapılması. Partiye bunun nasıl bir algı yaratacağı düşünülmeden hareket edilmesi beni rahatsız ediyor. Gençlerimizin partisel meseleleri kamuoyuna yansıtmak veya partisel anlamda dışarda nasıl bir algı yaratacağını da irdeleyerek hareket etmeleri gerekiyor. Kongre sürecinde de oldu bu. Gençler de hassasiyet göstersinler konuya. Ekip arkadaşlarımla yönetimimle bu hususları değerlendirmeden bir açıklama yapmayı doğru bulmam.
“Benim tavrım her zaman demokrasidir, seçimdir”
Atama yapılacağını duydum ama sağlıklı irdeleme fırsatım olmadı. Böyle bir şey beklemiyordum. Keşke bu kadar hızlı karar almasalardı. Tuna Can Ünver de Selvinaz Durur da görevlerine yeni gelmiş arkadaşlarımız. Keşke arkadaşlarımız bir araya gelip çözme konusunda irade ortaya koysalardı. Karar da onlara ait tabi. Sırf bu konuyla ilgili demiyorum. Herhangi bir konuda benim tavrım her zaman demokrasidir, seçimdir. Benim de oturmuş bir bakış açım var. Keşke bu kadar fevri davranmasalardı. Çözülmeyecek bir şey yoktur. Bizim de bazen ilçe başkanıyla gerginliğimiz olabilir, herkesle olabiliyor. Konuşarak, çünkü ortak paydamız aynı. Biz CHP’liyiz. Paylaşmayacağımız bir şey yok. Konuşarak, görüşerek anlaşamayacağımız, çözemeyeceğimiz hiçbir şey olamaz.”