Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyona ilişkin, "2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Yılmaz, yaptığı konuşmada
Cumhuriyet'in 100. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını belirtti. Cumhuriyet'in kurulduğu şartlarla mücadelenin özüyle Gazze’de yaşananlar arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Biz Cumhuriyet'i emperyalist güçlere karşı mücadele ederek kurduk. O günün sömürgecileri, emperyalistleri bugün olduğu gibi Orta Doğu'da kendilerince tasarım yapmışlar. Ama milletimiz o oyunları boşa çıkardı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bugün de Gazze'de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Yine benzer güçler hiçbir ahlaki sınır tanımadan, hiçbir hukuk tanımadan kendi tasarımlarını, kendi menfaatlerini, kendi insanlık dışı bir takım hedeflerini gerçekleştirmek üzere insanların üzerine bomba yağdırıyorlar. Nasıl ki Cumhuriyet kurularak o oyunlar boşa çıkarıldıysa Orta Doğu'da oynanmaya çalışılan oyunlar da elbette boşa çıkarılacak. Birliğimizi, beraberliğimizi daha güçlü hale getireceğiz. Ve inşallah yarınlara hem Türkiye Cumhuriyeti olarak hem de bütün mazlum milletler olarak çok daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Medeniyet adı altında her türlü zulmü, barbarlığı yapanlar, ahlakı yitirmişler, moral üstünlükleri kalmamıştır. Ahlaktan, hukuktan yoksun bir güç, hiçbir zaman sürdürülebilir olamaz. Ahlaki ve hukuki meşruiyetini yitirmiş güçler bir süre sonra kendi ağırlıkları üzerine çökerler. İnsanlık tarihi bunun birçok örneğini görmüş. Bu içi boşalmış medeniyet söylemi inşallah gerçek bir medeniyetle insanların yaşadığı bu acılardan, bu sıkıntılardan bizi uzaklaştıran gerçek bir medeniyetle yer değiştirecektir” diye konuştu.
“Gazze'de 30 gündür insanlık suçu işleniyor”
Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işlendiğini, savaş suçu işlendiğini söyleyen Yılmaz, “Hiçbir insafa sığmayan sivil halkın bombalanması, hastanelerin bombalanması, çocukların, kadınların, yaşlıların katledilmesi, ambulansların bombalanması insanların en temel ihtiyaçları sudan, elektrikten yoksun bırakılması, bütün bunlar insanların gözü önünde oluyor. Bütün bu yaşananlara rağmen ateşkes çağrısı dahi yapamayan ülkeler var, yönetimler var. Bu ayıp yeter. Böyle siyaset olmaz olsun gerçekten. İnsanlık şu anda sınavdan geçiyor, şu anda öyle bir zamandayız. Böyle zamanlarda ortada duramazsınız, safınızı belirlemeniz lazım. Bu yaşananlar karşısında ateşkes isteme iradesini bile ortaya koyamadıklarını tüm dünya izledi. Bu tür zamanlar birbirinden ülkeleri, insanları ayırt etmemizi sağlayan, kimin nerede durduğunu anlamamızı sağlayan zamanlardır. Müslüman olsun olmasın tüm dünyada erdem sahibi olan yönetimlerin ve kişilerin ortaya çıktığı görüldüğü, hiçbir ölçüsü erdemi, hiçbir değeri kalmamış olanların da çok açık gidecek bir şekilde ortaya çıktığı bir zamandayız. Bu zamanları çok iyi anlamamız gerekiyor. Bu yaşananlar inşallah gelecekte çok farklı bir dünyanın kurulumuna da vesile oldu. Biz 2053, 2071 derken biraz da bunları anlatıyoruz. Daha adaletli bir dünyayı anlatıyoruz. Cumhurbaşkanımız daha adil bir dünyayı anlatıyor. İşte bunu niye söylediğini bu yaşananlardan bir kez daha görmüş olduk. İnşallah Türkiye olarak daha da güçlenerek, birliğimizi, beraberliğimizi, gücümüzü pekiştirerek, daha fazla gayret ederek, daha çok alın teri dökerek hem halkımıza daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz”
“Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz” diyen Yılmaz, “Bu kararlılıkla yaklaşıyoruz bütün bu hadiselere. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Filistin’in yanındadır. Cumhurbaşkanımız bu hadiseler başladığı günden bugüne her zaman yaptığı gibi mağdurların, mazlumların yanında açık bir şekilde tavrını ortaya koymuştur. Öncelikle gerilimin düşmesini, ateşkesin sağlanması, insanların, bebeklerin, çocukların ölmemesi için her türlü gayreti ortaya koymuş, her türlü diploma, çabayı sarf etmiştir. Diğer yandan yine bölgemiz, Türk dünyası, İslam dünyası başta olmak üzere tüm uluslararası platformları harekete geçirmeye çalışmış ve bu gayretlere devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek”
Türkiye Cumhuriyeti'nin Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, “Yine bağımsız egemen bir Filistin Devleti oluşmadan, başkenti Kudüs olmadan, iki devletli çözüm gerçekleşmeden bu bölgede hiç kimsenin güvende olmayacağını, bu bölgeye huzurun, adaletin gelmeyeceğini açık bir şekilde ifade ettik. Bu yönde gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Eğer kalıcı bir şekilde insanlar huzura, güvene kavuşacaksa Türkiye olarak garanti olabileceğimizi de ortaya koymuş durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek. Bir taraftan daha fazla masum kanı dökülmemesi için diğer taraftan kalıcı barış ve huzur için bu bölgede çalışmaya devam edecektir. Bu insanlık dışı katliamlara, barbarlığa sessiz kalanları da tekrar pozisyonlarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Daha fazla geç olmadan zerre kadar bir insanlıkları kaldıysa, bir hukuk anlayışları kaldıysa pozisyonlarını gözden geçirmeye ve insanlıktan yana tavır almaya davet ediyorum. Bütün erdemlilerle birlikte, dünyada hakkı hakikati çalışan bütün kesimlerle birlikte bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
AK Parti’nin tek başına iktidara gelişinin 21. yıl dönümünün kullandığını hatırlatan Yılmaz, “Bundan 21 yıl önce sessiz bir devrim yaptık. 21 yıldır bu ülkeyi AK Parti ve Cumhurbaşkanımız, liderimiz yönetiyor. Bu süreçte birçok hizmetler kazandık. 21 yılda ekonomimizi yeniden inşa ederken, diğer taraftan sosyal refahı artırdık. Bir yandan vesayetçi anlayışları tasfiye ederken, demokratik standartlarımızı da yükseltirken, diğer taraftan Türkiye’yi dünyada daha etkili bir güç haline getirdik. İktidara geldiğimiz tarihlerde 66 milyon nüfusumuz vardı. Bu yılsonu itibarıyla 86 milyona ulaşacağız inşallah. 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeydik, şu anda 255 milyar dolardan bahsediyoruz. Sadece 3 bin 600 dolar kişi başına gelirimiz vardı, bu sene yıl sonunda inşallah 12 bin doları aşacağız. 230 milyar dolarlık bir ekonomiydik, yine bu sene sonu itibarıyla inşallah 1.1 trilyon dolara yaklaşan bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün engellemelere, bütün badilere rağmen bugünlere getirdiğimiz Türkiye'de çok farklı bir görünümümüz var. Bütün süreçlerde dünyayla birlikte bizim de yaşadığımız elbette sorunlarımız var. Özellikle enflasyon, hayat pahalılığı en önemli sorunumuzdur. Diğer taraftan çok büyük başarılar sağladık. Büyüdük, istihdamımız arttı, ihracatçımız arttı, turizm gelirlerimiz arttı. Bütün bunlar olumlu gelişmeler. Ama bu arada enflasyonumuz arzu etmediğimiz düzeylere geldi. Bunu da bir sorun olarak elbette görüyoruz. Ve birinci öncelikli meselelerimizden görüyoruz. Bu konuda da gerekli tüm adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. Para politikalarımızla, maliye politikalarımızla, yapısal reformlarla, enflasyonumuzu yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Burada yaptığımız mücadelenin aylık bazda sonuçlarını görmeye başladık. Geçtiğimiz ay yüzde 3’ün biraz üzerinde çıktı enflasyon, daha önceki dönemlerde daha yüksekti. Aylık bazda bir düşüş başlamış durumda. Yıllık bazda ise gelecek yıl ortalarından itibaren düşüşleri de göreceğiz. 2026 yılında tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politikalarını yapmış durumdayız. Adım adım bunu da hayata geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki. Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.