Demokrat Parti (DP) Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, partisinin haftalık Pazar toplantısında konuştu. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını sert bir dille eleştiren Özcan, Türkiye’de hukukun gücü değil, gücün hukukunun kendisini gösterdiğini ifade etti. Silivri Cezaevi’ni geçmişte faaliyet gösteren Sağmalcılar ve Diyarbakır Cezaevi’ne benzeten Özcan, 19 Mart’tan bu yana gündemin değiştiğini ve ekonomik sıkıntıları, emeklilerin problemlerinin görmezden gelindiğini belirtti.

“Hukuksuz şekilde gözaltına alındı”

Hüseyin Özcan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye maalesef 19 Mart’tan beri adına her ne derseniz bir garabet hukuk örneğiyle gündemi belirlemiş durumdadır. Gündem öyle bir konuya saplanıp kaldı ki bayramda ikramiye alacak gariban emeklimiz bile biner liralarını daha bu hafta almayı başarabildiler. Hükümetin çaresizliğini, hükümetin beceriksizliğini bir kez daha gördük. Yaklaşık 16-17 milyon İstanbullunun şehremini diye seçtiği bir belediye başkanının bir iftar saatinde hukuksuz bir şekilde diploması iptal edilerek diploması elinden alındı. 30 küsur yıl önce aldığı diploması iptal edildi. Ardından ertesi sabah sanki büyük suçlar işlemişçesine onlarca polis kapısına dikilerek bir sahur saatinden bir belediye başkanı evinden zorla alınıp 4 gün süreyle Vatan Emniyet’te sorgulandı. Arkasında da Türkiye’de geçmişte Sağmalcılar Cezaevi, Diyarbakır Cezaevi vardı. Bunların hepsi 12 Eylül’den önce olan ve tarihe kara lekelerle yazılmış cezaevleriydi. Şimdi de aynı cezaevlerine bir örnek de maalesef bu iktidar zamanında Silivri Cezaevi oldu” diye konuştu.

“85 milyon vatandaşın cebinden 16’şar bin lira bir gecede buhar oldu”

Bir belediye başkanına henüz üzerine bir suç isnat edilmeden uyduruk maslak raporlarıyla terörle iltisaklı diyerek bir belediye başkanı cezaevine kondu. Ama henüz hakkında savcılık tarafından hazırlanmış bir fezleke yok. Sebep ne? Sebep birilerinin koltukları altından gitmesin, birileri iktidarlarını devam ettirebilsin. Bunun bize maliyeti ne oldu? 85 milyon vatandaşın cebinden 16’şar bin lira bir gecede buhar oldu.

“Türkiye’de hukukun gücü değil, gücün hukuku var”

Bunun hesabını millet elbette sandıkta soracaktır. Bu tamamen adaletsizliktir, hukuksuzluktur. Hukukun gücü değil, gücün hukuku maalesef Türkiye’de kendini göstermektedir. Buna rağmen anayasal hak olan protesto hakkı, yürüyüş hakkı ve boykot hakkını kullandığı için 300 civarında öğrenci arkadaşımız cezaevinde. Bu çocukların bu hafta sınavları var. Türkiye bunları hak etmedi. Biz 2017 Nisan referandumunda sokak sokak gezerek şunu söyledik: Bir kişiye hükümet etme hakkını vermemeliyiz. Tüm yetki bir kişide toplanmamalı dediğimizde aslında bütün bunları gördüğümüz için bu fikrimizi beyan etmiştik. Fakat başaramadık. Onun neticesidir aradan 8 yıl geçtikten sonra bu yaşadıklarımız.”

Kaynak: Meltem Karakaş