Bu olay, Türkiye'deki icra takip süreçlerinin ne denli dikkat gerektirdiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bir kişinin icra takibiyle karşılaşması, sadece ekonomik değil aynı zamanda psikolojik açıdan da olumsuz etkilere yol açabiliyor.
Mahkeme, yapılan hataların sonucunda icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar vermekle kalmayıp, aynı zamanda benzer durumların önüne geçilmesi için bir örnek teşkil etti.
İcra süreçlerinin daha şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi için yasal değişikliklere ihtiyaç olduğu görülüyor.
Borcu olmadığı halde adına 100 bin TL’lik icra takibi başlatıldığını öğrenen kişi, durumu fark ettiğinde iş işten geçmiş oldu. Bunun üzerine kişi, gecikmiş itiraz davası açtı. Mahkemeden icra davasıyla ilgili önemli bir karar çıktı.
Gerçekte yaşanan bu dava dosyasını Milliyet’e anlatan Avukat Gizem Gonce, davaya konu olan kişinin İstanbul’da yaşayan ve ticaretle uğraşan bir kişi olduğunu, hiç borcu olmamasına rağmen hakkında 100 bin TL icra takibi başlatıldığını dile getirdi. Aslında bu icra takibi herhangi bir belgeye ve faturaya dayanmıyor.
ESKİ ADRESE GİDİNCE İTİRAZ SÜRESİ KAÇTI
Bu kişiye icra takibi başlatıldığında, icranın tebligatı kişinin daha önce ikamet ettiği İzmir’deki evine gidiyor.
Ancak bu kişi evden yaklaşık 2 yıl önce taşındığı için gelen tebligattan haberdar olmayınca işler karışıyor. İcra takibi tebligatını almayan kişi, kendisine haber verilmediği için 7 günlük itiraz süresini kaçırarak itiraz hakkını kaybediyor.
İcra takibi kesinleştikten sonra, borcu olduğu iddia edilen kişiye ait gayrimenkul, menkul, taşınmazlar ve banka hesaplarına haciz işlemi uygulanıyor. Borçlu olduğu öne sürülen bu kişi, bankada bulunan ve her zaman kullandığı hesaplarından para çekemeyince, hakkındaki icra takibini öğreniyor.
Borcu olduğu öne sürülen kişi icra takibi ve usulüne uygun olmayan tebligata İstanbul 23’üncü İcra Hukuk Mahkemesinde gecikmiş itiraz davası açtı. Mahkemenin verdiği kararla geçici olarak tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verildi.
TEBLİGATI ALAN KİŞİ BUNU BİLDİRMELİ!
Herhangi bir kişi bir icra takibi yaptığında Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) adresine yapılan tebligat önemlidir, fakat tebligatı alan kişi mutlaka bu durumu tebligat sahibine bildirmelidir.
Bildirilmiyorsa tekrar MERNİS adresine tebligatı çıkarması gerekir. Böylece artık bu tebligat muhtara tebliğ olur. Muhtar da borçlu olan kişiye bildirimde bulunarak bu tebligatın kendisine geldiğini, yasal süreleri kaçırmaması gerektiğini hatırlatmalıdır. Borçlunun, tebligatın muhtara teslim edildiğini öğrenmesi ve yasal haklarını kullanabilmesi için, adres kayıt sistemindeki bilgilerini güncel tutması ve tebligat süreçlerini takip etmesi önemlidir.
İCRA TAKİBİ
Yaşanmış dava örneğinde ise muhtara yapılan tebligat hatırlatılmadığı gibi hiçbir haber verilmediğinden dolayı yapılmış olan icra takibi haksız bulunmuştur. İcra Hukuk Mahkemesi alacaklı tarafından yapılan takibin tedbiren durdurulmasına karar vermiştir.
Avukat Gizem Gonce, kişilerin mağduriyet yaşadıklarını ifade ederek, “Genelde kişiler yapılan tebligatlara e-Devlet'ten bakmadıkları için büyük mağduriyetler yaşayabiliyorlar. Bunun önüne geçebilmek için gecikmiş itiraz davası açılabilmesi mümkün, ancak gecikmiş itiraz davasının da ispatlanabilmesi çok önemlidir. Mutlaka gelen tebligatlar, muhtara bırakılan tebligatlar takip edilmelidir.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Milliyet