Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, Eğitim Sen MYK üyelerine verilen iki haftalık ev hapsi ile ilgili açıklama yaptı. Eğitim Sen üyesi akademisyenler 25 Mart Salı günü bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. İş bırakma eyleminin ardından Eğitim Sen MYK üyelerine iki haftalık ev hapsi verildi.
“Sendikamız hedef alındı”
Özkan Demirkol açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Üniversiteler sadece ders görülen mekânlar değil; aynı zamanda geleceğin ve özgürlüğün inşa edildiği mücadele alanlarıdır. Üniversite öğrencilerinin almış olduğu boykot kararı sadece gençliğin adalet talebiyle sınırlı değil, barınmadan geçim sorunlarına, ifade özgürlüğünden bilimsel özerkliğe kadar geniş bir alanda biriken öfkenin yansımasıdır. Eğitim Sen olarak öğrencilerin ve üniversitede görev yapan üyelerimizin sesine kulak vermek, taleplerini sahiplenmek sendikamızın tarihsel sorumluluğunun ve mücadeleci çizgisinin bir gereğidir. Bu doğrultuda Eğitim Sen MYK’mızın almış olduğu 25 Mart Salı günü üniversite öğretim üyelerine yönelik bir günlük iş bırakma kararı, iktidar blokunun ve siyasallaşmış yargının sendikamızı hedef almasına neden olmuştur.
“Sendikal faaliyetlerimizi kesintisiz sürdüreceğiz”
MYK üyelerimize, savcılıkta verdikleri ifadenin ardından iki hafta ev hapsi ve sonrasında haftada bir imza atmak üzere adli kontrol cezası verilmiştir. MYK üyelerimize verilen bu cezalar, doğrudan doğruya Eğitim Sen’in sendikal faaliyetlerini engelleme amacı taşımaktadır. Ancak Eğitim Sen geçmişte olduğu gibi, bu tür baskı ve yıldırma politikaları karşısında geri adım atmayacak sendikal faaliyetlerini kesintisiz sürdürecektir.
“Eğitim Sen’in desteği, bir suça ortaklık değildir”
Sendikal haklarımız, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altındadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasamızın 90. maddesi sendikal haklarımızı açıkça tanımaktadır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sendikal hakları kullanan Eğitim Sen’e yönelik “suç işlemeye alenen tahrik etme” gibi maddi temelden yoksun şekilde soruşturma açması suçtur. Yargı organlarının görevleri arasında yasal ve Anayasal haklarını koruyanları tehdit etmek yoktur. Eğitim Sen’in desteği, bir suça ortaklık değil; üniversite gençliği başta olmak üzere, üniversitelerden yükselen çığlığa kayıtsız kalmamadır. Eğitim Sen olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Baskı, tehdit, şiddet ve sömürüye karşı birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız! Sadece kendi haklarımız için değil; çocukların, öğrencilerin, toplumun geleceği için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”