İmamoğlunun açıklaması ise şu şekilde;
Mutlak bir öz eleştiri bir muhasebe gerektirir. Bunun yapılması gereken hassas alanlar vardır. Ne yazık ki, 9 yılda üst üste 3 kez seçim kaybettik ve bu seçimlerden sonra da aynı şeyleri yapıp yol yürüme gafletine kapılamayız. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasi partisidir.
Türkiye Cumhuriyetini kuran siyasi partidir. Çok partili döneme geçiş yapan siyasi partidir. Dolayısıyla CHP irtifa kaybedecek bir parti asla olamaz. En üst seviyede, en değerli bir şekilde irdelenmesi şart. Bu genel merkezinden, en ücra köşedeki örgütüne kadar bu muhasebenin şart olduğunun altını çizmek gerekir.
Ben siyasete girdiğim her an itibariyle, toplumun beklentisini çok önde tutan bir süreci yaşadım kendi ruh halimde. Bunu yaşamaya da devam ediyorum, edeceğim de. Her zaman milletimiz, ülkemiz, devletimiz her şeyin önünde durmuştur.
Değişim meselesi, önemli bir kavram. Ben geçtiğimiz hafta yaptığım açıklamada çok net olarak güçlü bir değişimden bahsetmiştim. Bir topyekün bir değişim, bir anlayış değişimi, köklü bir değişim, detaylı bir değişim içeren kavramlar ifade etmiştim. Ben aynı yerde devam ediyorum. Değişimi anlayışını en güçlü şekilde talep eder durumdayım.
Yoksa değişimin sadece bir kurul, heyet değişimiyle olmayacağını hepimiz biliriz. Değişim ihtiyacını ben tariflemiyorum, bunu toplum tarifliyor, insanlar istiyor.
Kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz. Kulağımızın açık olması, toplumun her kesimini dinlememiz ve her kesimin ne ses çıkarttığını, ne istediğini anlamamız şart. Özellikle ülkemizde çok genç bir nüfusa sahibiz. Yeni gençlerin oluşacağı muazzam bir çocuk nüfusuna sahibiz. Bunların ne istediğini, nasıl bir gelecek arzusunda olduklarını da görmeden siyaset olmaz.
Bunları görmek zorundayız. Ben o gün ne ifade etmişsem aynı yerde, aynı duruşla yoluma devam ediyorum. Demokrasi de zaten onun için var. Demokrasi en ciddi anlamda değişimi tarifler, onun için demokrasi çok güzeldir. Hayatımızda olması gereken en önemli kavramın demokrasi olduğunu her yerde, her zaman söyledim. Mesele bir makam, bir kurul meselesi değil