Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan yaptığı konuşmada, "Bütün bu görüşmelerin sonucunda da, iktidar perspektifinden ve muhalefet perspektifinden baktığımızda iki tane Türkiye’nin ortaya çıktığını görüyoruz. Birincisi, halkına yabancılaşmış iktidarın hayal ülkesi; diğeri de acılar içerisinde çile çeken milyonlarca insanların gerçek ülkesi… 8'inci maddenin ikinci fıkrasında, biliyorsunuz, T cetveline yani kamu kurum ve kuruluşlarının 2025 yılı içerisinde almayı planlamış olduğu taşıt araçları cetvelinden oluşan bir tabloya yer verilmiştir. Tasarruf tedbirlerini içeren 2024/7 sayılı Genelge, 17 Mayıs 2024 tarihli Resmî Gazete'de de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Genelgeye göre, bu tarihten itibaren kamu kurum ve kuruluşlarınca, üç yıl boyunca savunma, güvenlik, ambulans ve itfaiye araçları hariç yeni taşıt edinilemeyeceği; kanunla izin verilenler hariç, hibe dâhil yabancı menşeli araç kullanılamayacağı, buna uymayanlar hakkında yaptırımlar uygulanacağı düzenlenmiştir. Yedi ay önce, üç yıl süreyle kamu kurum, kuruluşlarına taşıt alım yasağı, yabancı menşeili araç kullanım yasağı getiren Bakanlık, buna uymayanlarla ilgili yaptırım uygulayacağını ifade eden Bakanlık, kendi koyduğu yasağa aykırı bir davranışla T cetvelinde 2025 yılına tam 3.424 adet taşıt aracı alımı koymuştur. Bu sayı 2024 yılında da 3.058 adetti. Buradan Cumhuriyet Halk Partisi olarak sormak istiyoruz: Yasaklamış olmanıza rağmen acil ne gereksiniminiz olur ki -elbette savunmayı, güvenliği, ambulansı ve itfaiyeyi anlıyoruz ama- 3.400 aracın çok ezici bir çoğunluğu binek otodan ibarettir; buna niye ihtiyaç duyulmuştur?

Kamu kurumlarının Haziran 2024 itibarıyla envanterinde tam 120 bin araç bulunmaktadır. Mevcut taşıt araçlarıyla ilgili Bakanlık ne işlem yapmıştır?

Görüyoruz ve biliyoruz ki -sevgili Milletvekilimiz Sayın Cevdet Akay da sıkça dile getirdi. Bol miktarda yabancı menşeli araç kullanımı söz konusudur. Bu yabancı araçların kullanımı, edinimiyle ilgili ne işlemler yaptınız? Ve son olarak da bu araçların 275'inin hibe yoluyla elde edileceği ifade edilmiştir. Bu hibelerin kimler tarafından, ne amaçla, hangi kriterler ölçüsünde hibe edileceğinin mutlaka Bakanlık tarafından açıklanması gerekmektedir. Bu bütçede vergi adaletinin var olduğunu, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığını ifade etmektedirler.

Bu bütçede gelirleri oluşturan tam 12 trilyon 800 milyar liranın yüzde 84'ü dolaylı vergiler ve çalışanlardan kesilecek olan vergilerinden oluşmaktadır. Yine, ÖTV'yle ilgili bir rakam vereyim: Bu iktidar 2025 yılı bütçesinde 2020-21-22-23 yıllarında yani tam dört yılda 1 trilyon 770 milyar olarak tahsil ettiği vergiyi 2025 yılında bunun üstüne de çıkarak tek yılda tam 2 trilyon 146 milyar olarak koymuştur. Ücretlerden kesilecek olan vergiler, kurumlar vergisinden daha yüksek bir miktar olarak bütçeye konulmuştur. Yani bu bütçede vergi adaleti yoktur. Adalet, sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin adında ve kâğıt üzerinde kalmıştır. Buradan hareketle, bu bütçede vergide de gelirin dağılımında da paylaşımında da adalet söz konusu değildir.

Faiz düşmüş, Sayın Bakana bakılırsa millî gelire göre oranlanması gerekiyormuş, arkadaşlar da ağzına geldiği zaman, koca koca laflar ediyorlar. Sayın Güler, bütçenin ilk konuşmasında şunu söylemişti, demişti ki: "Bu bütçe büyüklüğü 440 milyar dolardır. Bunu biz yaptık, bu büyüklüğe biz ulaştırdık." 2024 yılı bütçesi de 2 Ocak 2024 tarihinde tam 377 milyar dolardı ama bugünkü kurla satın alma itibarıyla baktığımızda 316 milyar dolara düşmüştür. Bu ne demektir? Sadece kur farklarından 53 milyar dolar buharlaşmıştır. Bu sizin eseriniz, bunu niye buralarda söylemiyorsunuz? Yine, yoksulluğu yaratan faize 1 trilyon 950 milyar lira ayıran bu iktidar, yoksullukla mücadeleye sadece 362 milyar lira bu bütçede öngörüde bulundu. Yani faiz, yoksullukla mücadeleye ayrılan bütçenin tam 5,5 katı. Sevgili arkadaşlar, son sekiz yıldaki faiz ödemeleri ve 2025 yılında ödenecek olan faizler de düşünüldüğü zaman tam dokuz yılda faize ödenen tutar 138 milyar dolardır. Bunun sorumlusu kim? Bugün emeklilere, emekçilere, asgari ücretlilere, memura, çiftçiye, esnafa "Kaynak yok." diyerek edebiyat parçalayanlar sadece faize 138 milyar doları öderken yüreğiniz sızlamadı mı, vicdanınız sızlamadı mı? Halktan yarattığınız 12 trilyon 820 milyar parayı, kimin parasını kimden esirgiyorsunuz ve kimin parasını kimden kıskanıyorsunuz?" dedi.

Kaynak: Bülten