Sarıcakaya ilçesine yapılmak istenen altın madeni için verilen yürütmeyi durdurma kararına ilişkin Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a konuşan Eskişehir Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Başkanı Özlem Özsakci, yürütmeyi durdurma kararına tüm kurumların uymak zorunda olduğunu, kararın tüm kurumlara iletilmesi gerektiğini ifade etti. Özsakci, kararı yürürlüğe sokmayan kamu görevlilerin de mali açıdan sorumlulukları olduğunu belirtti.

Whatsapp Image 2024 12 21 At 13.01.35 (1)

“Bu suça ortak olan kim varsa takipçisi olacağız”

Mahkeme kararına rağmen Kaymaz’a üçüncü atık barajının yapılmasının suç olduğuna dikkat çeken Avukat Mert Yedek ise, “Mahkeme kararları bizi bağlar, vatandaşı bağlar ama kamuyu da bağlar. Bütün kamu kurumlarını da bağlar. Dolayısıyla burada bu suça ortak olan kim varsa, biz bu işin takipçisi olmak için, ki bu yapılar aynı zamanda denetlenmiyor demek oluyor. Bu baraj mahkeme kararına rağmen yapılmışsa bizim şimdi ciddi endişelerimiz var” dedi.

“İşlem iptal olmuş gibi sonuçlar doğuruyor”

Özlem Özsakci, “Biden fazla kurum dava açtı. Biz Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin açmış olduğu davaya Baro olarak müdahillik talebinde bulunduk. Bununla ilgili henüz mahkeme bir karar vermedi. Gelinen aşamada Tema Vakfı’nın açmış olduğu davada yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Bu ne demek diye sorarsanız, aslında idari işlem iptal olmuş gibi sonuçlar doğuruyor. Bizim ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı idari işlemin iptali olarak açılan davanın bir nevi aslında kabulü neticesinde doğacak sonuçlar yürütmeyi durdurma kararı ile de doğmuş sayılıyor” diye konuştu.

“Mahkeme kararına uyulmadığı takdirde idarenin mali sorumlulukları var”

Mahkeme kararını uygulatmayan kamu görevlilerinin mali açıdan sorumlulukları olduğuna dikkat çeken Özsakci, “Eğer ileri ki süreçte ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptaline karar verirse bu karar geriye dönük olarak tamamen ortadan kalkacak. Yürütmeyi durdurma kararı sonucunda tüm kurumlar buna uymak zorunda. Çünkü bir mahkeme kararı. Uyulmadığı takdirde de idarenin mali sorumlulukları var. Bunun takibini yapıp ilgili kurumlara yürütmenin durdurulmasına ilişkin karar verildiğini ve işlemlerin durdurulması gerektiğine dair bir bildirim yapmak zorundalar. Bu bildirim yapılmadığı ve bu işlemlere engel olunmadığı takdirde hem o işlemi uygulatmayan kamu görevlilerinin hem de bu kararı yürürlüğe sokmayan kamu görevlilerinin mali açıdan sorumlulukları bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

“İşlemlerin yapılmaya başlandığını umuyoruz”

Özsakci konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Gelinen aşamada yürütmeyi durdurma kararı tüm taraflara tebliğ edildi. Bununla ilgili işlemlerin yapılmaya başlandığını umuyoruz. Yürütmenin durdurulması kararına gerekçe olarak da mahkeme zaten işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu ve geri dönülemez telafisinin mümkün olmayan zararlar doğuracağını ifade etti. Bu anlamda kararın bir an önce uygulanması gerekmekte. Yürütmenin durdurulmasında mahkeme itiraz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak kesin olarak karar verdi. Şu aşamada herhangi bir itiraz yürütmenin durdurulması kararının iptali gibi bir durum söz konusu değil. Verilen karar kesin.”

Whatsapp Image 2024 12 21 At 13.01.35 (2)

“Mahkeme kararını uygulatma görevi hukukçulara ve yöre halkına düşüyor”

“Mahkeme kararını uygulatma görevi biz hukukçulara ve yöre halkına düşüyor” diyen Avukat Mert Yedek, “Sıkıntı şu aslında yürütmenin durulma kararı şu an var olan Özlem Hanımın söylediği gibi iptaline ilişkin aslında geriye dönülecek bir durumu da doğuruyor. Yani Kaymaz’daki durum şöyle olmuştu: Üçüncü atık barajı mahkemece iptal edilmişti. Hatta öncesinde yürütmeyi durdurma kararı da verilmişti. Fakat biz üçüncü atık barajının yapıldığını öğrendik. Yani şimdi burada mahkeme kararını uygulatma görevi biz hukukçulara ve yöre halkına düşüyor. Sarıcakaya altın madenine ilişkin yürütmeyi durdura kararı var ama görünen o ki Koza Altın bu yürütmeyi durdurma kararlarını ve mahkeme kararlarını tanımaz şekilde hareket ediyor. Dolayısıyla bu meselede takipçisi olmak da bize düşüyor” dedi.

“Bu proje entegre bir proje”

Yedek, “Yürütmeyi durdurma kararının gerekçesine de değinecek olursak, bu proje entegre bir proje. Biz baro olarak müdahil talep dilekçemizde de açıklamalarımızda da belirttik. Sarıcakaya’dan cevherin Kaymaz’a taşınacağı bir projeydi bu. Dolayısıyla kümülatif bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, tek bir proje tanıtım dosyası olması gerektiği aynı zamanda entegre projeleri uygulanacak hükümlerin de burada faaliyete geçirilmesi gerektiğini belirttik” diye konuştu.

“Projenin kendi içerisinde de çelişkili ifadeler var”

ÇED ve proje tanıtım dosyasındaki çelişkili ifadelere dikkat çeken Yedek, “Fakat ÇED ve proje tanıtım dosyasında bu hususların görmezden gelindiği bizim tarafımızdan tespit edilmiştir. Açıklamalarımızda da değindik. Sadece bu meseleyle alakalı yürütmeyi durdurma kararı verilmedi. Projenin kendi içerisinde de çelişkili ifadeler var. Bunlar şu: Kaymaz’da cevherin taşınması ile birlikte Kaymaz’a ne olacağına dair bir ibare yok. Entegrelik itirazımız da buydu. Yani bir yerde cevher satılacak diyor, bir yerde işletilecek diyor. Bir yerde başka bir şey söylüyor. Projede nihai anlamında ne yapılacağı belli değil. Mahkeme de bir ara karar kılmıştı burada. Dedi ki ben bilirkişi raporu geldiği takdirde yürütmeyi durdurma kararını değerlendireceğim. Ama dosya incelendiği takdirde mahkeme heyeti bu proje kendi içinde çelişiyor ve ciddi anlamda hukuksal usulsüzlükler var dedi ve yürütmeyi durdurma kararını verdi. Bunu çok önemli görüyoruz. Kesin olarak oy birliğiyle karar verdi heyet burada. Dolayısıyla hem mahkeme karının uygulanmasının takipçisi olacağız Eskişehir Barosu Çevre Komisyonu olarak aynı zamanda sürecin yine iptal edilmesi için projenin elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

“Mahkeme kararına rağmen yapılması suçtur”

Mahkeme kararlarına rağmen Kaymaz’a üçüncü atık barajının yapılmasının suç olduğunu vurgulayan Yedek, “Kaymaz’daki üçüncü atık barajının yapılması demek mahkeme kararları bizi bağlar, vatandaşı bağlar ama kamuyu da bağlar. Bütün kamu kurumlarını da bağlar. Dolayısıyla burada bu suça ortak olan kim varsa, biz bu işin takipçisi olmak için, ki bu yapılar aynı zamanda denetlenmiyor demek oluyor. Bu baraj mahkeme kararına rağmen yapılmışsa bizim şimdi ciddi endişelerimiz var. Atık barajları sızıntı olursa çatlak olursa patlama olursa ne olacak? Ülkemiz deprem bölgesi. Bütün bu hususlarla birlikle halk endişeli biz de endişeliyiz. Bu yapılar denetlenmiyorsa burada ciddi usulsüzlükler var demek oluyor” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: Meltem Karakaş