Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Ali Rıza Mukaddem, Eskişehir Türk Ocağı’nda düzenlenen “Ahi Evran: Efsaneden Gerçeği” konulu sohbet programına katıldı.

Mukaddem, yazılı ve sözlü kaynaklarda yer alan bilgilerin, Ahi Evran’ın Anadolu ahiliğinin önemli figürlerinden biri olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Ancak, Dr. Mukaddem, bu bilgilerin çoğunlukla menkıbevi nitelikte olduğunu ve Ahi Evran’ın gerçek kimliği hakkında kesin bir bilgi sunulamadığını ifade etti. Ahi Evran’ın ne zaman ve nerede yaşadığı, hatta tam adının ne olduğu gibi konuların hala tartışma konusu olduğunu vurguladı.

Hayatı hakkında son kırık yılda ortaya atılan iddialar ise son zamanlarda yapılan ciddi araştırmalarla çürütülmüş, ne kadar mesnetsiz oldukları ortaya konmuştur. Ahi Evren’den bahseden kaynaklardaki bilgileri karşılaştırarak ulaşılan sonuç şöyle özetlenebilir: Ahi Evran diye tanınan şahsiyetin gerçek ismi “Evren (Evran)”, künyesi “Nâsıreddin”, lakabı ise “Ahi”’dir. Memleketi de Kayseri’dir, fakat Azerbaycan özellikle Tebriz ile de sıkı bağlantıları olmuştur, hatta hayırsever birisi olarak Tebriz’de bir bina yaptırmıştır. Oğlunun mezarı da yine Azerbaycan’ın Ebher kasabasında bulunmaktadır. Tebriz’de yaptırdığı binanın 746/1345 tarihli kitabesinden Ahi Evran’in o tarihte yaşamakta olması da anlaşılıyor, bu da Aşıkpaşazade, Taşköprüzade ve icazetnâmelerin Ahi Evran’in 13.-14. yüzyıllarda yaşadığı yönündeki bilgilerini teyit ediyor. Ahi Evran’in 93 yıl yaşadığı bilgisini doğru sayarsak ve 1350’lerde de vefat ettiğini düşünürsek, onun 1260’larda doğduğunu varsayabiliriz. Dolayısıyla gençlik yıllarında Hacı Bektaş-i Veli ile de görüştüğü mümkün gözükmektedir.“ dedi.
Soru ve cevaplardan sonra Ocak Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Topal, konuşmacıya şükran plaketi takdim etti.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı