Faik Alkan yaptığı açıklamada, "Milli Eğitim Bakanı, “4 zayıfı olan sınıfta kalacak” dedi ve bu konuda bir yönetmelik çıkartıldı. Kalan çok olunca, bu kez de Bakanlık “daha her şey bitmedi, telafi düzenlemesi yapılacak” demeye başladı.Bu durum bile eğitim sistemimizin ne halde olduğunu göstermektedir.
Müfredat tartışmaları bir gerçeği ortaya koymaktadır. Bilimsel eğitim bitmiştir.
Devamsızlık Cumhuriyet tarihinin en üst düzeyine çıktı. Emek harcamadan, siyasal iktidarın aflarını bekleyen bir öğrenci profili var artık ortada.
Sorular kaçınılmaz olarak gerçekleri göstermektedir:
- Sınıfta kalma konusunda bir çözüm getirilmezse ne olacak?
-Eskişehir'de derslik temel sıkıntı. Üretilemiyor. Liselerde ikili eğitim mi başlayacak?
-Yeterince akademik birikimi olmayan öğrenciye bir değil, on sınav hakkı da tanısanız değişen bir şey olmuyor. Asıl bu konuda hangi çalışmalar yapılacaktır?
Sürecin işleyişi ve ardın olacak şimdiden belli. Telafi düzenlemesi, yıl tekrarı, açık lise, üst üste iki yıl sınıfta kaldı diye belge!..
MEB' ın bu zorunlu dayatmasının sürdürülebilmesi mümkün değildir. Bu uygulama kaç eğitim dönemi sürecek, öğrenciler hayattan ne kadar daha uzaklaşacaklar?
Bu kaos okulu bırakma oranını artıracak. Öğrenciler sonraki yaşamlarında ne yapacaklar?
Ucuz işgücü olan MESEM' mesleki eğitim yerini aldı. Eğitim sistemimiz,bir mesleğe eğilimi varsa bunu ne zaman, nerede, kaç yaşında öğrenecek sorusuna cevap üretmiyor.
Haklı olarak veliler soruyor :Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okumak istemeyeni zorla mı okutacağız?
Bunun farklı yol ve yöntemleri yok mu?Örneğin mesleki eğitime erken yönlendirme olamaz mı?
Eğitim bu ülkenin temel sorunu olmaya devam edecek. Öğrenciler, veliler, eğitimciler bedelini ödeyecek. Bilimsellikten uzak, ucuz popülist anlayışa artık son verilmelidir." dedi.