Hamamyolu Caddesi’nde bulunan Yediler Parkı’nda bir araya gelen Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, 22 bin 104 lira olarak belirlenen 2025 asgari ücretinin yetersiz olduğunu ifade etti.
Basın açıklamasına CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ve CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz da katıldı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya, “Kimsenin şüphesi olmasın ki hükümet, asgari ücreti belirlerken işverenlerin çıkarını gözetti; uluslararası sermaye çevrelerine verdiği yüzde 30’luk artış sözünün gereğini yaptı. Bu asgari ücret işçiyle, ücretliyle, dar gelirliyle dalga geçmektir, milyonları yoksulluktan öte açlığa mahkûm etmektir” diye konuştu.
“Asgari ücretin anlamı işçi düşmanlığıdır, halk düşmanlığıdır”
Zeynep Kaya açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İşveren kesimi ve hükümet tarafından bir teklif sunulmadan, göstermelik dahi olsa müzakere yapılmadan 2025 yılında uygulanacak asgari ücret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklandı. Açıklandığı şekliyle 2025 yılı için uygulanacak asgari ücret net 22 bin 104 TL; brüt ise 26 bin 5 TL oldu. Bugün için yoksulluk sınırındaki yaşamın maliyeti asgari 70 bin TL iken açıklanan asgari ücretin anlamı işçi düşmanlığıdır, halk düşmanlığıdır.
“Yüzde 30’luk artışın anlamı açlıktan sürünün demektir; ölün demektir”
Kimsenin şüphesi olmasın ki hükümet, asgari ücreti belirlerken işverenlerin çıkarını gözetti; uluslararası sermaye çevrelerine verdiği yüzde 30’luk artış sözünün gereğini yaptı. Bu asgari ücret işçiyle, ücretliyle, dar gelirliyle dalga geçmektir, milyonları yoksulluktan öte açlığa mahkûm etmektir. Bu ülkede yaşayan herkesin gerçek olmadığını yaşayarak bildiği TÜİK’in resmi enflasyonun yüzde 46; vergi ve harçlardaki yeniden değerleme oranının yüzde 44 olduğu koşullarda yüzde 30’luk bir artışın anlamı açlıktan sürünün demektir; ölün demektir.
“Çalışanların yüzde 50’si asgari ücret almaktadır”
Geçtiğimiz yıl asgari ücrete 5 bin 600 lira artış yapılmış iken, yıl boyunca asgari ücretin alım gücü 7bin 500 lira azaldı. Bu kayıp telafi edilmediği gibi asgari ücret geçen senekinden bile az, 5 bin 100 lira artırıldı. Resmi verilere göre Türkiye’de ücretli çalışan sayısı 15 milyonun üzerindedir. Çalışanların en az yüzde 50’si asgari ücretle veya asgari ücrete yakın ücretlerle çalışmaktadır. Bu orana kayıt dışı olarak asgari ücret altında çalışmak zorunda kalanları; ezici çoğunluğu asgari ücretin altında maaş alan 16 milyon emekliyi de eklediğimizde asgari ücretin toplumsal yaşamdaki anlamı daha iyi anlaşılacaktır.
“Bir yandan pahalılık bir yandan adaletsiz vergi”
Asgari ücret ülkemizde ortalama ücrete dönüştürülmüştür. Bu nedenle Türkiye dünden bugüne daha fazla açlar ve yoksullar ülkesidir. Tesadüfi değildir bu durum: Tek adam rejiminin bilinçli tercihi ile oluşmuştur. Tek adam rejimi asgari ücreti, açlığı, yoksulluğu iktidarlarının meselesi saymasa da; yakıcı şekilde milyonların meselesi olmaya devam etmektedir. Tek adam rejiminin tek meselesi yandaşlarının ve işbirliği halindeki sermaye gruplarının çıkarlarıdır. Son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon, düşük ücret politikaları ile ücretlilerin ciddi bir alım gücü kaybı yaşadığı gerçeği göz ardı edilmek isteniyor. Yılların ikinci yarılarında artan vergi ve kesinti yükleriyle alım gücü daha da düşüyor. Bir yandan pahalılık bir yandan adaletsiz vergi ve kesinti yükü çalışanların ücretlerini durmadan kemiriyor.
“Temsilde adaletin olmadığı komisyondan insanca yaşama denk artış çıkmaz”
Türkiye’de asgari ücret üç taraflı bir mekanizma olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyonda beş hükümet, beş işveren ve beş işçi temsilcisi yer alıyor. İşçi ve işveren temsilcileri en çok üyeye sahip işçi ve işveren örgütleri tarafından saptanıyor. Asgari ücret tespit sürecinde toplu pazarlık sürecinde olduğu gibi uyuşmazlık prosedürü işletilmiyor. Komisyon kararları kesin olup itiraz edilemiyor. Asgari ücret, hükümet ve işveren temsilcileri çoğunluğu ile belirleniyor. Temsilde adaletin olmadığı bir komisyondan insanca yaşama denk bir artış çıkmayacağı açıktır.
“Yılda 4 kez asgari ücret güncellenmeli”
Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi, çalışanları açlığa, yoksulluğa mahkûm etmenin başka bir yöntemidir. Yılda en az 4 kez asgari ücret insanca yaşam standartlarına göre güncellenmelidir. Asgari ücret artışlarında TÜİK’in gerçek dışı, baskılandırılmış enflasyon oranları değil; en az 4 kişilik bir ailenin aylık insani ihtiyaçlarının karşılanması dikkate alınmalıdır.
“Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın”
Kaynak mı yok diyeceksiniz, söyleyelim: Büyük sermaye gruplarına vergi affı getirmekten vazgeçin. Vergide adalet uygulayarak az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın. Böyle davrandığınızda ülke kaynaklarının herkese yeteceğini; kimsenin aç sefil kalmayacağını göreceksiniz!”