Karatepe ve Türkmentokat Mahallelerinde yaşayan vatandaşların tepkisine neden olan lületaşı maden ocağı çalışmasının bölgeyi kalkındıracağını anlatan Mangaltepe, daha önce bölgede lületaşının kaçak çıkarıldığını, kendilerinin bunu yasal zemine çektiğini ifade etti. 

Lületaşı ile bağınız nedir? Sadece madencilik faaliyeti mi yürütüyorsunuz?

Bundan 18 yıl önce lületaşına benzer şekilde madenci olarak başladım. Bütün ustaların yanına, atölyelere gire çıka bu işi tekrar çok fazla sevdiğim için öğrenmeye başladım. Danimarka’ya dahi gittim bu işi daha iyi öğrenmek için. Eskişehir Lületaşı El Sanatları Dernek Başkanlığı yapıyorum. Bu ikinci dönemim. Osmanlı kaynaklarında Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Konya, Eskişehir olmak üzere devam eden coğrafyada lületaşı var. Dünyada en kaliteli dediğimiz lületaşı Yakaboyu bölgesinde, Sepeçi-Beyazaltın dediğimiz köyler Kozlubel, Söğütçük, Başören köylerinde. Diğer tarafta Gökçeoğlu, Türkmentokat, Karatepe ve İmişehir bölgesinde var.

Eskişehir’in farklı bölgelerinde lületaşı madeni çıkarıyor musunuz?

Burası bizim için ilk. Buranın şöyle bir özeliği var. Normalde 1993’ten bu güne kadar resmi bir madencilik yoktu. Şu anda ilk ve tek resmi madenciliği burada yapıyoruz.

“ESKİŞEHİR’DEKİ İHRACAT TALEBİ ARTIYOR”

Çalışma yapacağınız alanın büyüklüğü nedir? Nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Uzun süredir STK’nin başında olunca biz aynı zamanda yurt dışına ihracat da yapıyoruz. Kendim de sanatkarlardan birisiyim. Lületaşını çıkartan kişiler genelde köyde çiftçilik ve hayvancılık yapan insanlar. Boş zamanlarında kuyulardan taş çıkaran insanlar. Şu anda bizim ihracatımıza yeterli olmayan ürün. Ve arama süreçleri de zordur, meşakkatlidir. Kuyu sistemi yapacak insan sayısı da çok azalmıştır. En gençleri 50-60’tır. Yeni nesil bu zor koşulları yapmak istemiyor ve günden güne de lületaşı çıkaran kişi sayısı da azalıyor. Ama bunun aksine Eskişehir’deki ihracat talebi artıyor. Biz bu soruna bir çözüm bulalım ve sürdürülebilir olsun, gençleri de bu işin içine koyalım diyerek elimizi taşın altına koymak istedik onun için de lületaşı madenine başladık. Lületaşının yurt dışına çıkışı ham halde yasaktır. Biz bunları Eskişehir’deki ustalarla buluşturup taşları onların işlemesi sonucunda göndereceğiz.

“KÖYLÜLERE İŞ TEKLİFİNDE BULUNDUK”

Bölgedeki köylülerin tepkisi söz konusu. O bölgede yaşayan vatandaşlar neden tepkili?

Köylülerin buradaki tepkisi şu: Lületaşı kaçak bir şekilde kazılıyor. Bu işin resmi şekilde yapan ve resmi şekilde maliyetine katlanıp da yapabilecek kimse yok. Şimdi buraya resmi olarak girdiğimiz için artık resmi bir şey var. Bizi kovarlar, biz çalışamayız gibi bir tepkileri var. Bizim zaten şu an onlara iş teklifimiz de oldu. Burada çalışan bütün köylüler gelebilir, dolgun bir maaş da verebilir şeklinde teklifimizi de sunduk köyde.

“DAHA GÜVENLİ LÜLETAŞI MADENCİLİĞİ OLACAK”

Köylülerin şu anda 2 şeyi var. Birincisi savundukları merayla ilgili. Bu konu yersiz bir konu. Çünkü bulunmuş olduğumuz bölge zaten hazine arazisi bölgesi. Herhangi bir ağacı olmayan ve bizim orada yaptığımız madencilik tamamen basamak sistemli. Doğaya herhangi bir zarar vermeden, çevreye bir zarar vermeden herhangi bir patlatıcı kullanmayacağımız, siyanür kullanmayacağımız çökertme havuzu kullanmayacağımız stabil şekilde sadece yer zeminini basamak halinde kesebileceğimiz bir zemin haline gelecek. Daha güvenli lületaşı madenciliği olacak. Köylülerin buradaki durumu tamamen kaçak, devlete herhangi bir sorumluk yapmadan, masrafa girmeden biz bunu yapabiliyorken neden böyle bir şey yaptınız, biz artık sorumlu hale geleceğiz ve biz böyle bir parayı ödeyemeyiz. 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Eskişehir İl Müdürlüğü’nde “ÇED Gerekli Değildir” kararı çıktı. Bu karar nasıl çıktı?

25 aylık bir süreçti bizim madeni devralıp devam etmemiz. Bölgede zaten bütün kurum kuruluşlar sürekli ziyaretlerini, tespitlerini yapıp bu işlemler yapıldı. Zaten bölgenin de şöyle bir özelliği vardır: O bölgeyi görürseniz bölge 7 bin yıldır çalışılan bir maden ocağı bölgesidir. ÇED süreci şudur: Bu bölgede ormanlık alan var mıdır? Tarımsal alan var mıdır? Sulama alanı var mıdır? Bu bölgede bunlar hiç olmadığı için zaten bölgenin büyük bir çoğunluğu hazine arazisiydi. Bizim çalıştığımız bölge tamamen hazine arazisi. Zaten bölge de yapı gereği tamamen tarih boyunca da maden olarak kullanılan bir bölge. 

Köylülerin de hayvanlarını otlattıkları bölge zarar görecek şeklinde endişeleri söz konusu. Bu endişeleri yersiz mi?

Tamamen şöyle bir şey: Bölgede zaten hayvancılık söz konusu değil. Bölge zaten tarımcıların da baktığı… Mera alanı olması da şu konuda elzem bir konu: Yerin zaten 40-50 metre altından çıkan toprak bölgeye serili olduğu için bölgede bir bitki örtüsü söz konusu değil. Bu bölgede hayvancılık yapmak da söz konusu değil. Köylünün burada tamamen kaçak madencilik yapan insanların bu işi bizim burada yapmamamız gerektiğini anlatabilmek için bir sebep bulmaları.

“BİZ BU SÜRECİ YASAL BİR ZEMİNE ÇEKTİK”

Bu bölgede sizden önce lületaşını kim çıkartıyordu?

Köylüler çıkartıyor. 1993 yılına kadar bizim meslekte bütün bölgelerde lületaşı madenciliği resmi. Bu işte eski madencilere baktığımız zaman şehrin genelde yerli ve zengin insanları yapıyor. Bu insanlar bu işte gelir görmediği için bırakıyorlar. Çünkü 1993-94 dönemlerinde ambargolar geliyor ve bu süreçte de lületaşı geriye gitmeye başlıyor.  Bundan kaynaklı da resmi lületaşı madenciliği kalmıyor. Bu süreçten sonra köylerde kaçak kazılar başlıyor. Devlet öncelikle kaçak kazılara müdahale etmeye çalışıyor. Lakin onlar yapmadığı zaman mesleğin biteceği görüldüğü için, bu bir nevi biz sizi görmüyoruz, siz bizi görmüyorsunuz şeklinde bilinen ama kaçak olan bir sisteme dönüyor. Biz bu süreci yasal bir zemine çektik.

Çalışma yapacağınız bölgede lületaşının potansiyeli nedir?

Bugüne kadar çıkartılan Anadolu Üniversitesi’nin çalışmalarına göre bilinen ocaklarda yüzde 5. O da şöyle bir şey: Sadece rezervi bilinen gibi görünen yerlerde. Normalde lületaşı çok büyük bir coğrafyada yer alıyor. Genelde fay hatlarını takip eden, manyezit, krom ve lületaşı diye bildiğimiz takip eden süreçlerde uzun bir coğrafyada yer alıyor. Ankara’dan tutun Konya sınırlarında, Kütahya sınırlarında, Eskişehir sınırlarında miktar olarak ciddi manada lületaşımız var.

Köylülerle bir araya gelme şansınız oldu mu?

Köylülerle defalarca bir araya geldik. Köylülere tekrar yapacağımız projeyi anlattık. Biz buraya madenci olarak gelmedik. Benim burası için kültürel turizm olarak yapacağımız lületaşı vakfı olarak yapacağımız bir sistem için geldik. Maden sisteminde o bölgedeki köylüleri burada çalıştırabileceğimiz daha güvenli bir maden sistemi yapalım diye düşündük. Maden sisteminde basamak dediğimiz bütün damarları görebileceğimiz 5 metreye 10 metre gibi bir basamak yapıp düz galeriler tarzında açılabilecek daha güvenli bir sistem yapmak için geldik buraya. 

Sizin çalışmalarınızın bu bölgeye bir katkısı olacak mı?

Bizim yapacağımız sistemde oraya hem kültürel anlamında hem turistik bir gezi alanında olmak üzere güzel bir projemiz var. Orada şu anda lületaşı oteli, yer altı lületaşı müzesi insanlar oraya geldiğinde yer altı lületaşı müzesini görebilecek. Lületaşının nasıl çıkartılacağını camlı bir asansörle inip yer altı madenini gezecekler. Çıktıktan sonra lületaşı eser müzelerini görecekler. Bundan sonrasında satış mağazası oteli şeklinde bir kompleks yapacağız oraya.
 

Kaynak: Meltem Karakaş