KESK Eskişehir Şubeler Platformu’nun çağrısıyla Köprübaşı’nda toplanan yüzlerce insan “Geçinemiyoruz” diyerek Hamamyolu Caddesi’nde bulunan Yediler Parkı’na yürüdü. Yürüyüşe CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ve Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan da katıldı. Yürüyüş sonrasında konuşan Arslan, “Emeklilere, emekçilere, işsizlikle mücadele eden atanmayan insanlarımızın, gençlerimizin hayallerini çalan iktidar, bütçe, kaynak edebiyatı yaparken faize, ranta, çetelere bütçe ayırmakta hiçbir beis görmemekledir” dedi. Bayhan ise, 2025 bütçesinin Türkiye’nin bugüne kadar ki en zalim sömürü bütçesi olduğunu söyledi.
“Yaptıkları en zalim sömürü bütçesi”
İskender Bayhan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Plan bütçe komisyonunda 2025 bütçesini görüşüyoruz. Bütün istisnasız cumhurbaşkanı yardımcısından bakanlarına kadar gelen bütün sarayın bürokratları, atanmış temsilcileri daha ağzını açar açmaz Türkiye’nin ikinci yüzyılının ne kadar büyük, ne kadar güçlü olacağından söz ederek başlıyorlar. Hiç biri dilinden Türkiye’nin ikinci yüzyılını düşürmüyor. Ama ikinci yüzyılının ikinci bütçesi bugüne kadar yaptıkları en zalim sömürü bütçesi. 2023, 2024 bütçeleri de dahil 2025 bütçesini Türkiye’nin ikinci yüzyılının zalim, sömürü bütçesi yapanlara bir kez daha buradan sömürü bütçesinin sahiplerine Meclis’in dışından, Eskişehir’den sizlerle birlikte bir kez de buradan lanet olsun diyoruz.
“Faize, ranta, çetelere bütçe ayırmakta hiçbir beis görmüyorlar”
İbrahim Arslan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Ben ekonomistim gözlerimdeki ışıltıyı görmüyor musunuz diyen uzaktan bakanların milyonlarca insanımızın gözlerindeki ışığı söndürdüğü heterodoks, ortodoks ekonomi politikalarını rasyonel, irrasyonel politikaların tartışmaları içerisinde bugün geldiğimiz noktada gelinen her şey daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla yolsuzluk ve daha fazla yasakları barındırıyor. Her geçen yıl bir önceki yılı aratan bütçelerle karşı karşıyayız. 2025 yılı merkezi idare bütçesini de önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşmeye başlayacağız. Sadece bir rakamı söylemek istiyorum. 2024 yılında sadece faize ayrılan ve gerçekleşen rakam 1 trilyon 300 milyar lira. Yani bugün ki kurla 38 milyar dolar. Peki 2025 yılı bütçesine faiz için ayrılan pay ne kadar? Tam 57 milyar dolar. Yani 2024 yılı bütçesinin neredeyse 2 katı tutarı sadece faize ayırdılar. Emeklilere, emekçilere, işsizlikle mücadele eden atanmayan insanlarımızın, gençlerimizin hayallerini çalan iktidar, bütçe, kaynak edebiyatı yaparken faize, ranta, çetelere bütçe ayırmakta hiçbir beis görmemekledir.
“Asgari ücretli bir işe girebilmek bile lüks haline gelmiştir”
Daha sonra KESK adına açıklama yapan Tüm Bel Sen Eskişehir Şube Başkanı Gerçek Bilyaz İzgü, şunları söyledi:
“Türkiye asgari ücretliler ülkesine dönmüştür. Hatta pek çok durumda asgari ücretli bir işe girebilmek bile lüks haline gelmiştir. Gençlerimiz güvencesizleştirilmiş, gençlerimiz geleceksizleştirilmiştir. Emeğin milli gelirden aldığı pay gün be gün azalmaktadır. Gelir adaletsizliğiyle, vergi adaletsizliğiyle ülkemiz derin bir yoksulluk girdabına itilmiştir. Bizler ise ürettiği emek karşısında bütçeden hakkımız olanı istiyoruz. Güvenceli iş; güvenli bir gelecek istiyoruz… İnsanca bir yaşam istiyoruz. Bu ülkede patronlar semirirken, sermaye kesimleri teşviklerle, rantlarla palazlanırken, emekçiler dolaylı vergilerle, dolaysız vergilerle yoksullaştırılıyor. Emekçilere kaşıkla verilen kepçeyle geri alınıyor. Emekliler açlığa, emekçiler sefalete mahkum ediliyor.
“Halka ait ne varsa geri alacağız”
Ülkeyi yönetenler enflasyon rakamlarına takla attırıyor. Bir tarafta TÜİK enflasyonu var, diğer tarafta gerçek enflasyon. Oysa çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığı TÜİK rakamlarını ikiye katlıyor. Emekliler temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Rakamlar yalan söylüyor, yoksulluk gerçek. Ödediğimiz onca vergiye rağmen hala okul kapılarında kayıt parası isteniyorsa, öğretmenler tahsildar haline getiriliyorsa, hastanelerde sağlık hizmetine ilave ücretler talep ediliyorsa, emekçi halkımız neden vergi veriyor! Nitelikli bir eğitim hizmeti, insan hakkıdır. Nitelikli bir sağlık hizmeti, insan hakkıdır. Bizler lütuf değil, hakkımız olanı istiyoruz. Bebeklerimizin katili olan sisteme bakın! Yenidoğan çetesi son örnektir. Sağlıkta dönüşümün geldiği son noktayı gözler önüne sermiştir. Bizler kamu emekçileri olarak hep söyledik. Sağlık piyasalaştırılamaz. ‘Sağlıkta ticaret olmaz’ dedik ve yine haykırıyoruz: Sağlıkta ticaret ölüm demektir!
“Yoksulluğa karşı mücadelede birleşmeye çağırıyoruz”
Bizler kamu emekçileri olarak sağlığın piyasalaştırılmasına dur demek için, eğitimin paralı hale getirilmesine dur demek için, kamunun tasfiyesine dur demek için, özelleştirme soygununa dur demek Halktan, emekten yana bir bütçe için alanlardayız. Tüm halkımızı yoksulluğa karşı mücadelede birleşmeye çağırıyoruz. Patronlar teşvik alıyor. Patronlar vergi affı alıyor. Patronlar vergi kaçırıyor.
“Emekten yana, halktan yana bir bütçe istiyoruz”
Patronlar vergiden kaçınıyor. Bütçenin kaymağını patronlar yerken, yükünü emekçi halkımız çekiyor. Bizler de kamu emekçileri olarak haykırıyoruz: Vergide adalet istiyoruz! Bizler, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak, bütçe hakkımızı istiyoruz. Emekten yana, halktan yana bir bütçe istiyoruz. Zenginlerin giderek zenginleştiği, halkın fakirleştiği bu düzende, milyonların aç, milyonların işsiz olduğu bu düzende, yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz şiarıyla 30 Kasım’da Ankara’da olacağız!”