ABD’de Pacific Gaz ve Elektrik’te görev yapan Jeoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Kozacı (PG&E, USA), İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, Suriye Atom Enerjisi Komisyonu’ndan (SAEC, Suriye) Dr. Reda Muhammed Sbeinati ile Strazburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustapha Meghraoui’nin yazar olarak yer aldığı makalede Kuzey Anadolu Fay Zonunda 20. yy da görülen deprem etkinliğinin Ölü Deniz Fay Zonunda da olabileceği tartışıldı. “Potential domino effect of the 2023 Kahramanmaraş earthquake on the centuries‐long seismic quiescence of the Dead Sea fault: inferences from the North Anatolian fault” başlıklı makalede (2023 Kahramanmaraş depreminin yüzyıllardır sessiz olan Ölü Deniz Fayına domino etkisi: Kuzey Anadolu Fayından çıkarımlar) Hatay Kırıkhan’dan başlayıp Kızıldeniz Akabe Körfezi’ne uzanan Ölü Deniz Fay Zonu-Hacıpaşa Fayı’na dikkat çekilerek 6 ülkenin tehlike altında olduğu belirtildi.
Prof. Dr. Erhan Altunel ve ekibi 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş (M 7.8) depreminden hemen sonra yüzey kırığı ve kırığın güneyde sona erdiği alanda havadan ve karadan ayrıntılı çalışmalar yaptı. Yaptıkları gözlemler kırığın Amik Havzası’nda yaklaşık 3.5 km genişliğinde bir alana yayılarak sonlandığını gösterdi. Amik Havzası’nın toplam genişliğinin yaklaşık 10 km ve havzanın doğusunda Ölü Deniz Fay Zonu’nun en kuzey kesimi olan Hacıpaşa Fayı’nın bulunduğu biliniyor. Araştırmacılar, 1939 Erzincan depremi (M 7.9) ile 2023 Kahramanmaraş depremi (M 7.8) arasındaki benzerliğe dikkat çekerek, 20. yy da Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde gerçekleşen doğudan batıya deprem göçünü 1939 Erzincan depreminin başlattığını, benzer şekilde 2023 Kahramanmaraş depreminin de kuzeyden güneye deprem göçüne neden olabileceğini ileri sürüyor. Bunun en önemli nedeni 2023 depreminin Hacıpaşa Fayı’na gerilim yüklemesi. Araştırmada bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde kuzeyde Amik Havzası’ndan güneyde Akabe Körfezi’ne uzanan Ölü Deniz Fay Zonu’nun kısa sürede kırılabileceği öngörüldü. 2023 depreminde oluşan can kaybı ve maddi hasar göz önüne alındığında ülkemiz dahil Suriye, Lübnan, İsrail, Ürdün, Mısır ve Arabistan’ın büyük tehlike altında olduğuna dikkat çekildi.
Araştırmanın sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi:
“6 Şubat 2023 tarihli Mw 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depreminin yaklaşık 375 km uzunluğundaki yüzey kırığının batıdaki Karasu Vadisi sınır fayı ile doğudaki DSFZ (Hacıpaşa Fayı) arasındaki yaklaşık 10 km genişliğindeki serbestleşme aşamasında sona erdiği görülmüştür. Bu ilişki, 1939 Erzincan (Ms 7.9) ve 1942 Niksar-Erbaa (Mw 7.0) depremleri arasındaki benzer duruma benzemektedir; bu depremler Kuzey Anadolu Fayı boyunca M > 7 büyüklüğünde 800 km’lik bir deprem dizisini tetiklemiştir. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi, DSFZ boyunca yüzyıllardır devam eden sismik sessizlik göz önünde bulundurulduğunda, benzer bir deprem dizisi tetikleme potansiyeline sahiptir. ~10 km genişliğindeki serbestleşme aşaması muhtemelen Mw 7.8 Kahramanmaraş depreminin yüzey kırığını daha güneyde durdurmuştur. Ancak, bu durum Hacıpaşa Fayı üzerinde önemli bir gerilim biriktirmiştir; bu fay, DSFZ’nin kuzeydeki en kuzey dalıdır ve 1408’den beri sismik sessizlik göstermektedir. Fayın yıllık 5–10 mm kayma hızı, aynı bölgede başka büyük büyüklükte (M > 7) bir deprem olasılığını artırmaktadır.
Hacıpaşa Fayı’nın büyük bir depremle başarısız olması durumunda, muhtemelen güneydeki 600-900 yıldır sismik sessizlik içinde olan komşu segmentleri de içine alan bir deprem dizisini tetikleyebilir. Antakya bölgesinden batı Suriye, Lübnan, İsrail, Ürdün ve doğu Mısır’a kadar uzanan 800 km’lik fay hattının önemli bir deprem tehlikesi altında olduğu verilerle desteklenmektedir. Bu yüksek deprem riski, potansiyel yıkımı azaltmak için proaktif önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bölgenin kırılgan sosyo-ekonomik yapısıyla birleştiğinde, bu sorunun ele alınmasının aciliyeti büyüktür.”