CHP 25. ve 26. Dönem Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, Eskişehir.net’te yayınlanan Net Soru programında Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Gaye Usluer’in Net Soru’da öne çıkan açıklamaları şu şekilde:
“DEĞİŞİMLE BİRLİKTE CHP’NİN OYLARINDA BİR YÜKSELME VAR”
“Başarı beklentisi çok yüksek. Zaten Sayın Özgür Özel de farklı bir yol haritası, başarıyı oluşturacak farklı bir yapılanma vaadiyle geldi. O da büyük bir sorumluluk altında bunu da zaman zaman dile getiriyor. Genel seçimlerde hedefin yüzde 35 olduğunu açıkladı. Herkesin beklentisi çok yüksek. Ve yakın zamanda yerel seçimlerin olması hem avantaj hem dezavantaj bence. Çünkü yeni değişen bir yönetim yenilenen bir kadro ama hemen hızlı bir şekilde aday belirleme süreci ve sonrasına 3 ay kaldı yerel seçimlerin olmasına. Kolay bir yük değil. Doğru adayları belirleyeceksin, mevcut belediyeleri muhafaza edeceksin ve başarı öyküsü yazabilmek için yeni belediyelerin alınması gerekiyor. Şu anda genel merkez buna odaklanmış durumda. Toplumun beklentisi de çok fazla. Anketlere yansıyan sonuçlar var. Gerçekten değişimle birlikte CHP’nin oylarında bir yükselme var. Ama bekleyip göreceğiz. Çok parametreli. Yönetim değişti ancak mevcut belediyeler var, bizde olan belediyeler var, yeni hedeflenen belediyeler var. Bunu sağlayacak bundan sonraki sürecin nasıl yönetileceği nasıl ortak sinerjiyi oluşturacağımız büyük bir sorumluluk. Hepimizin hedefi mevcutları korumak ve daha fazlasıyla CHP’yi taçlandırmak. Bu sonuç il başarısı olacak mevcut yönetimin. Bu nedenle çok önemli. El birliğiyle bunu sağlayacağız.
“CHP KENDİ İÇ HESAPLAŞMASI YAPTI”
Esasında 14-28 Mayıs seçimleri çok geniş ittifaklarla gidilen seçimlerdi. Burada Millet İttifakı cephesinde en fazla taviz veren sürecin doğru işlemesi adına en fazla olumluyu ortaya koyan CHP oldu. Bu anlamda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakkını da teslim etmemiz lazım. Ancak seçim kaybedildi. Seçimi kazansaydık bu ortak kazanç olacaktı. Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, milletvekilleriyle birlikte herkes o pastanın etrafında buluşacaktı. Fakat seçim kaybedildiğinde CHP de burada eksik yaptı. Diğer partiler kenarlara çekildiler, kayboldular. Elde etikleri milletvekilleri onlar için başarı öyküsüydü. Ama başarısızlığın sahibi olmadılar. Sanki başarısızlık sayın Kılıçdaroğlu ve CHP ile sınırlı bir başarısızlıkmış gibi davranıldı. Bu arada CHP kendi iç hesaplaşması yaptı. Değişim dedi, yenilenme dedi, kurultay süreci dedi. O 6 boyunca CHP’nin yaşadıklarını İYİ Parti şimdi yaşıyor aslında. Çünkü kenara çekildiler ve kayboldular genel başkanlar.
“CHP KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURACAKTIR”
Şu anda Sayın Genel Başkan başkanlığında heyet olarak İYİ Parti’ye gidilmesi ve orada bir görüşme yapılmasını ben olumlu buluyorum. Ancak sayın genel başkanımız ne dedi? “Bu bir ittifak görüşmesi değil” dedi. Bu bir iş birliği. Ama iş birliği olmazsa Ankara İstanbul’u kaybedeceğiz diye bir şey yok. Çünkü CHP şu anda toplumun bir beklentisini de yerine getirdi. İYİ Parti “81 ilde adayımızı çıkaracağız” diyerek adeta bir kimseye muhtaç değiliz böyle bir yol yürüyeceğiz dedi. Saygı duyacağız ama toplumun beklentisi birlikte olmak. Bu anlamda CHP üzerine düşen vazifeyi samimiyetle yerine getirdi. İş birliği olmadığı noktada CHP bu ülkenin ana muhalefet partisi. Kendi ayakları üzerinde duracaktır. Bu iş birliği, bugün İYİ Parti’yi İYİ Parti yaptı. 2018’de İYİ Parti CHP arasındaki birbirine destek kısmı olmasaydı bugün Türkiye siyasetinde İYİ Parti diye bir parti olmayacaktı. Bunu da bir anekdot olarak söylemek isterim. Bu iş birliği Türkiye siyasetine İYİ Parti’yi kazandırdığını hatırlatmak istiyorum.
Yerel seçimlerde propaganda sürecinde hem genel siyasetin var olması genel siyaset çünkü yereli de etkiliyor esasında. Aynı zamanda nasıl bir belediyecilik ile toplumu buluşturacağız bunun üzerinde durulması gerekiyor. Eskişehir gibi CHP’li belediyeler tarafından yönetilen illerde bu iş biraz daha kolay. Yaptıklarınızı anlatabiliyorsunuz. Kamucu belediyecilik, sosyal demokrat belediyecilik nedir bunu anlatıyorsunuz.
“YOKSULLUĞU YÖNETMEK DEĞİL YOKSULLUĞU ORTADAN KALDIRMAK”
Yoksulluğu yönetmek değil de yoksulluğu ortadan kaldırmak için ne yapabiliriz? Örneğin Eskişehir’de geçtiğimiz hafta aşevi açıldı. Belediyelerimizin aşevleri var ama amaç yoksul vatandaşlara hizmet etmek, onların karınlarının aç kalmamasını sağlamak. Ama aşevlerinin çoğalmasıyla övünüyorsak eğer demek ki biz yoksulluktan memnunuz, yoksulun yoksul kalmasını istiyoruz. İktidar partisinin görevi yoksulluğu ortadan kaldırmak. Hakça bir düzeni sağlamak, adaletli bir düzeni sağlamak. Bu ülkenin emeklileri ayda 7 bin 500 lira ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Bu nedenle bu seçim sürecinde nasıl bir belediyecilik vereceğiz, nasıl hizmet edeceğiz bu ama bunun yanında Türkiye’nin gerçekleri ve bu gerçeklerin nasıl oluştuğu konusunda önem taşıyor. Bunların hepsini birlikte anlatacağız.
“MEMNUNİYET ANKETLERİ BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ İÇİN SIKINTI YARATMAZ”
Sayın Özgür Özel hep aynı şeyi söyledi. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu kurultay öncesinde İstanbul, Ankara ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlarını açıklamıştı. Ama onun dışında yetkin kurul neresidir? Parti meclisidir. Yetkin kurullar karar verecek adaylara demişti. Sayın Özgür Özel de daha önceden o 3 belediye başkanı açıklandığı için o sözün arkasında durdu ama “Bizde olan belediyelerde 8 büyükşehir belediyesinde il belediyeleri var buralarda anket yaptıracağız. Anket sonuçlarına göre eğer vatandaşın bizim belediye başkanlarımızdan memnuniyeti yüksekse aynı şekilde devam edeceğiz ama memnuniyette düşüş varsa, sıkıntılı bir durum varsa o zaman belediye başkanlarını değiştirebiliriz” dedi. Öyle bir yöntem izleniyor. Eskişehir’de de bu izlenecek. Ben açıkçası memnuniyet anketlerinin belediye başkanlarımız için çok sıkıntılı olacağını düşünmüyorum. Tabi ki bizim belediye başkanlarımız ankete girse mi girmese mi söylemleri sıkça var. Ama tabi ki bir eşitlik ilkesi var. Aynı yöntem burada da uygulanacak.
“BİR KADIN OLARAK HEYECANLIYIM”
Sayın Özgür Özel, “Bizde olan belediyelerde eğer değişime gideceksek değişimi kadınlarla yapacağız” dedi. Düşünün 100 yıllık bir cumhuriyet. 100 yıllık bir cumhuriyette 1934’te başlayan yerel yönetim seçimleriyle birlikte rakamda oynamalar olabilir 30 bin küsurlu erkek belediye başkanı seçilmiş. Buna karşılık 500 kadın belediye başkanı var. Bu nedenle bu süreçte Sayın genel başkanın toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapması çok kıymetli. Özellikle kazanılması yüzde yüz olan yerlerde erkek adaylarda ısrar etmek yerine kadın adayları koymak, koyulacağını söylemek ama bunu yaparken de liyakat kriterleri, yapabilirlik kriterlerinin göz önüne alınacağını söylemesi bence çok kıymetli. Bu açıdan da yerel seçim sürecinin belediye meclis üyelerinin sayısı hem kadın belediye başkanlarının sayısı açısından CHP’nin oluşturacağı bir ilk olacağını düşünüyorum. Bununla da ilgili bir kadın olarak heyecanlıyım.
“ESAS İŞ BİRLİĞİNİ YAPACAK OLAN BU ŞEHRİN YURTTAŞLARI”
Belediyeler bizde biz mutlak alacağız diye rehavete kapılmamak lazım. CHP şimdiye kadar o rehavete kapılmadı. Yine kapılmayacağından eminim. Ben AK Parti’nin kimi çıkarsa çıkarsın Eskişehir’de yerel yönetim seçimlerinde başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Çünkü burada farkları da düşündüğümüzde ittifak olsun ya da olmasın seçmeni öncelememiz lazım. Seçmen ittifakı. Seçmen nasıl bir belediye tarafından yönetilmek istiyor? Seçmen hangi partinin belediyesi tarafından yönetilmek istiyor? Seçmenin ortaklaşması önemli. Burada CHP kendi üzerine düşeni doğru olarak yapacaktır. Yaptığında seçmen diğer siyasi partilerle iyi olan iş birliği olması ama iş birliği olmaması durumunda esas iş birliğini yapacak olan bu şehrin yurttaşları. Yerel yönetim seçimlerinde taban ittifakı biraz daha kolay oluşuyor. Tabi ki partiler nezdinde iş birliğinin yapılması işi kolaylaştırır.
“ŞEHRE HER TÜRLÜ HİZMET ETMEK BENİM KALBİMDE GÜÇLÜ BİR İSTEK”
Şu anda bireysel bir şey konuşmak istemem ama ben tabi ki 2010 yılından beri aktif siyasetin içindeyim. Hem genel siyasette hem Türkiye genelinde hem de yerelde tanınan, sevilen bir kişiyim. Bu beni çok mutlu ediyor. Kendi şehrinde tanınmak, sevilmek, güven duyulan kişi olmak önemli. Burada benim hekim kimliğim, insanlara hizmet etmiş olmamın, on binlerce öğrenci yetiştirmiş olmamın, öğrencilerimin sadece Eskişehir’de değil Türkiye’nin her tarafında çok kıymetli hizmetler vermesi değerli diye düşünüyorum. Bu benim kulağıma da sıkça geliyor. Tabi süreci bilemeyiz ne olur neye gebe. Çünkü siyaset yapıyoruz hepimiz. Hepimiz siyaset yaparken öncelikli olarak ülkeye hizmet etmek istiyoruz. Öncelikli olarak yaşadığımız şehre hizmet etmek istiyoruz. Bu şehirde doğmuş büyümüş, para kazanmış, çocuklarını büyütmüş bir kişi olarak şehre her türlü hizmet etmek her zaman benim kalbimde, gönlümde güçlü bir istek. Süreç nasıl olur nasıl gider onu bilmiyorum şu anda. Benim önceliğim CHP’nin yerelde ve genelde iktidar olması. Gaye Usluer olarak da benden bekleneni, benden isteneni yapacaklarımın en iyisini yapmak da benim boynumun borcu. Ben bu şehrin büyüttüğü, bu şehrin emek verdiği, bu şehrin sokaklarında oynayan, okullarında okuyan bir Atatürk kadınıyım. O nedenle bu şehre borcum var. Her zaman bu şehir için çalışacağım. Bana verilen her görevi de nasıl hakkıyla yerine getirdiysem bundan sonra da her türlü göreve hazırım olduğumu ve bu hakkıyla yerine getireceğimi söylemek isterim.”
