Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Kadın Sekreteri Nalan Karagöz, Diyarbakır’da cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili basın açıklaması yaptı.

“KATİLLER CEZASIZLIK İLE KORUNUYOR”

“Müslime, Ceylin, Leyla, Ecrin, Irmak, İkra, Rabia Naz ve daha nice çocuğun benzer hikayelerle öldürülmelerinin ardından, çocuklar için yaşanabilir ve güvenli politikalar oluşturulsaydı bugün Narin ölmeyecekti” diyen Karagöz, “Kutsal aile düzeni adına kadınlar ve çocuklar öldürülüyor, savunmasız çocuklar tarikatlara teslim ediliyor, istismara uğruyor, kaçırılıyor bu ülkede. İktidar, cezasızlık politikalarıyla kadın ve çocuk faillerine güç veriyor. İstanbul Sözleşmesi gibi kadını ve çocuğun yaşam hakkını koruyan güvenceler ortadan kaldırılarak, katiller cezasızlık ile korunuyor. Kadın ve çocuk hakları alanındaki kazanımlar tek tek ortadan kaldırıldığı, kadına ve çocuğa karşı şiddeti önleyici hiçbir yaptırım uygulanmadığı için, kadın ve çocuk ölümlerinin giderek artması kaçınılmaz hale geliyor! Nasıl ki kadın cinayetlerini durdurmak mümkünse çocukları da korumak mümkün” diye konuştu.

“NARİN ÇOCUKLARIN, KADINLARIN HAYATINI DEĞERSİZLEŞTİREN POLİTİKALAR YÜZÜNDEN ÖLDÜRÜLDÜ”

Karagöz konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu var, tıpkı 6284 gibi. Kanunlar etkin uygulansın ki çocuklar özgürce yaşayabilsin diye Lanzarote Sözleşmesi var, tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Uygulansın ki başka Narinler öldürülmesin. Narin'in katilleri yüzlerce kadının ve çocuğun ölümüne neden olan, gerici düzendir. Hukukun, adaletin ortadan kaldırıldığı bu düzeni kabul etmiyoruz. Narin bu sistemin çocukların, kadınların, hayvanların, canlıların hayatlarını değersizleştiren politikaları yüzünden öldürüldü. Artık tek bir çocuğun öldürülmesini istemiyorsak; 2011’de Türkiye’de yürürlüğe giren çocukların aile içinde güç, zorlama veya tehditle işlenen her türlü istismar türleri dahil olmak üzere, çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olabilecek etkileri ortadan kaldıran, çocukların iyilik ve menfaatlerini en üstün değer olarak kabul eden, önleyici-koruyucu ceza hukuku alanı oluşturan, özel bir gözetim ve denetim mekanizması kuran, devlete ve kurumlarına yükümlülük getiren Lanzarote Sözleşmesi derhal uygulamaya geçmelidir.”

Kaynak: Meltem Karakaş