Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, başta işçiler olmak üzere toplumun büyük bir bölümünde yaşam şartlarının giderek ağırlaştığını belirterek, “Bıçak kemiğe dayandı, bundan sonra sözümü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz” dedi.

“Dün aldığımızı, bugün alamaz olduk”

Marketten pazara tepeden tırnağa her şeye her gün zam geldiğini söyleyen Atak, büyükşehirlerde ev kiralarının ortalamada asgari ücretin üzerine çıktığını belirtti.  Ülkede gelir adaletinin hızla bozulduğunu savunan Atak, “İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken, işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır” dedi. 

“Hiç bu kadar mağdur olmamıştık”

Geçmiş yıllarda da ekonomik krizlerin yaşandığını, geçim şartlarının ağırlaştığını hatırlatan Atak, “Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı.  Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır” ifadelerini kullandı.

“Az kazanandan az, çok kazanandan çok…”

Gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerektiğini aktaran Atak, “ Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var.  Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir” diye konuştu. 

“Ücret dengesizliği giderilmeli”
 
Kamudaki toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntılardan bahseden Atak, şunları belirtti: “
2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir.  Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.  Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.” 

Kaynak: Fadime N. Yıldırım Soytürk