Haber Global'in haberine göre, Kiracılar, kanuni kira zam oranlarının üzerinde yapılan artış taleplerini kabul etmezken, ev sahipleri ise merkezî bölgelerde nispeten düşük bedellerle kalan kiracılarına karşı hukuki yollara başvuruyor.
BU DÖNEM RESMEN BİTİYOR
Özellikle ev sahibinin, "Kendim oturacağım" ya da "Çocuğum gelecek" diyerek kiracılarını çıkarmak istemesi son dönemde sıkça karşılaşılan vakalar arasında yer alıyor.
Hukukçular, kiracı ve ev sahiplerinin haklarıyla ilgili detaylı bilgiler verdi. Avukat Gizem Gonce, tahliye davaları açıldığında sürecin Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütüldüğünü ifade ederek, mahkeme sonucuna göre hareket edildiğini söyledi.
Mahkeme kararı doğrultusunda haklı bulunan ev sahibinin, tahliye masraflarını kiracıdan talep etme hakkı olduğunu belirten Gonce, kiracının haksız bulunmadığı durumlarda ise herhangi bir masraftan sorumlu tutulmayacağını vurguladı.
Ayrıca kiracıların, mahkeme kararına itiraz ederek tahliye işlemini geçici olarak durdurma imkanına sahip olduğunu dile getiren Gonce, bunun "tehir-i icra" başvurusu ile mümkün olduğunu ve bu sayede istinaf süreci tamamlanana kadar kiracının evden çıkarılmasının önüne geçilebildiğini aktardı.
EV SAHİPLERİ DİKKAT
Öte yandan, haklı bir sebep olmadan veya gerçeğe aykırı beyanlarla kiracıyı evden çıkartmak isteyen ev sahipleri hakkında da önemli uyarılar yapıldı. Ev sahibinin gerçek dışı beyanlarla kiracıyı çıkarması halinde, kiracının uğradığı zararı ve taşınma masraflarını talep etme hakkı bulunuyor. Bu tür durumlarda ev sahibinin "Kendim oturacağım", "Çocuğum yerleşecek" gibi gerekçelerle kiracıyı çıkarmaya çalışmasının, haksız tahliye kapsamına girdiği açıklandı.
Avukat Emre Doğan, tahliye sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik noktanın ise kira sözleşmelerinin sona erme tarihleri olduğunu ifade etti. Kiracının, sözleşmenin bitişinden önce çıkış yapacağına dair yazılı bir bildirim yapmadığı sürece, ev sahibinin onu evden çıkaramayacağını belirten Doğan, bunun dışında kiracıdan tahliye talep edilebilmesi için kira borcu olması, tahliye taahhüdünün bulunması ya da ev sahibinin gerçek anlamda konut ihtiyacının olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca kira borcunu ödemeyen ya da tahliye taahhüdü vermiş ancak buna rağmen çıkmayan kiracılar için yasal olarak tahliye davası açılabileceğini dile getirdi.
Doğan'ın açıklamasına göre, mahkeme kararının kesinleşmesine gerek kalmadan icra müdürlükleri tarafından tahliye süreci başlatılabiliyor. Ancak kiracılar, icra dairelerinde tahliye işlemi başlatıldıktan sonra 3 aylık kira bedeline eşit bir teminat yatırarak tahliye işlemini durdurabiliyorlar.
Kiracıların yaşadığı mobbing ve haksız tahliye girişimleri konusunda, mağduriyet yaşayan taraflar hukuki süreç başlatabiliyor ve durumun kanıtlanması halinde taşınma masraflarını ev sahibinden talep edebiliyorlar. Bu süreçte ilk olarak arabulucuya gidildiği, anlaşma sağlanamadığında ise sürecin iş mahkemesine taşındığı aktarıldı.
Kiracıların veya ev sahiplerinin hak ihlalleri durumunda, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu veya Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi kurumlara şikayette bulunabilecekleri belirtilirken, başvuruların ortalama 30 gün içinde sonuçlandırıldığı ifade edildi.
Ayrıca vatandaşların, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu'na da yazılı olarak başvuru yapabileceği, başvuruların en geç 60 gün içinde incelenip sonuçlandırıldığı ve ilgili kişilere bilgilendirme yapıldığı ifade edildi.