Milli Mücadele’nin 5 büyük savaşından üçü Eskişehir’de gerçekleşmiş, bu topraklarda kazanılan I. ve II. İnönü Savaşları Türk ordusunun moral ve motivasyonunu yükselterek ülkenin işgalden kurtarılacağı kararlığına ilham kaynağı olmuştur. Eskişehir, 22 Ocak 1919 tarihinden 20 Mart 1920 tarihine kadar İngiliz kuvvetlerinin, 19 Temmuz 1921’den 2 Eylül 1922 tarihine kadar Yunan kuvvetlerinin işgali altında kaldı.
Milli Mücadele’nin merkezi konumunda olan Eskişehir, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in Başkomutanlığında başlatılan Büyük Taarruz sonucu 2 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtarıldı. Ancak Yunanlılar geri çekilirken bütün Batı Anadolu’da olduğu gibi Eskişehir’i harabeye çevirmişlerdi. Tahıl pazarı, Arifiye Mahallesi, Köprübaşı, İhsaniye, Hoşnudiye mahalleleri tümden, Sivrihisar, Hacı Alibey Mahallesi kısmen, İstasyon civarındaki fabrikalar tümüyle yakıldı. Yunanlılar, özel bir kundakçı bölüğü kurarak evleri, köprüleri yıktırdı. 250 kişi yıkılan duvarların altında kalarak hayatını kaybetti.  2 bin ev, 22 otel ve han, 2 bin mağaza ve dükkan, 5 hamam, 4 fabrika, 2 cami, 3 mescit, 10 okul yıkıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün de Millî Mücadele dönemindeki katkılarını övgüyle söz ettiği Eskişehir, ‘TBMM ve Cumhuriyet Hükümetlerinin aldığı tedbirlerle eğitim, tarım, sanayi, ticaret ve bankacılık alanlarında küllerinden yeniden doğmayı başardı.  

423 GÜN SÜREN İNGİLİZ ESARETİ 

20.yüzyılın başlarında Eskişehir, bağımsız bir mutasarrıflıktı ve çevresiyle birlikte kalabalık bir nüfusa sahipti. 1890’lı yıllarda (Demiryolu imtiyazı 1888’de Almanlara veriliyor. Demir yolu 1890’da Eskişehir’e, 1892’de ise Ankara’ya ulaşıyor) Eskişehir’e gelen demiryolu gelişerek, doğal ticaret yollarını takip etmiş, Eskişehir batıdan gelip doğu ve güneye giden demiryollarının kesişim noktası haline gelmişti. 1892 yılında kurulan Cer Atölyesi, demiryolu araçlarının bakım ve onarımını yapan önemli bir kuruluş olma özelliği de taşıyordu. Demiryolu, Eskişehir’in ticaretini canlandırmakla birlikte askeri açıdan da önemli bir stratejik konuma getirmişti.  
1.Dünya Savaşı sonunda Mondros Mütarekesi imzalanır imzalanmaz İngilizler stratejik önemi bulunan Eskişehir istasyonunu 22 Ocak 1919’da işgal etti. Osmanlı Hükümeti, halkın tepki göstermesini engellemek için bu hareketi bir işgal olarak algılanmamasını, demiryollarına yönelik bir eylem olarak değerlendirilmesini istedi. 
İngiliz işgali, Eskişehir halkı tarafından nefretle karşılandı ve gösteriler düzenlenmeye başlandı. Eskişehir’de 17 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgalini kınayan bir miting düzenlendi. Mitingler, Eskişehir’de halkın örgütlenmesine ve Kuva-yi Milliye’nin oluşturulmasına da zemin hazırladı. 
İstanbul Hükümetinin ve İngilizlerin baskısına rağmen Eskişehir, 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresine üç temsilci gönderdi. Bunlar taş ocağı sahibi Sipahizȃde Halil İbrahim Bey, Tüccar Bayraktarzȃde Hüseyin Bey ve Hüsrev Sami Bey (Kızıldoğan) idi. 
9 Eylül 1919’da Eskişehir’deki gelişmeler üzerine kongre çalışmalarında Batı Anadolu’daki milli kuvvetlerin, karargâhı Ankara’da olan 20.Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’nın emir ve komutası altında sevk ve idare edilmesi kararı alındı. Ali Fuat Paşa, Ankara’dan Sivrihisar’a 13 Eylül’de intikal etti. 20 Eylül’de ise Batı Anadolu Kuva-yı Milliye Komutanı sıfatıyla bir bildiri yayınlayarak, Eskişehir’de bulunan yerel yöneticilerin İstanbul Hükümeti’nin emirlerini dinlememesini istedi. 
Ali Fuat Paşa’nın emri ile 17-18 Mart 1920 gecesi, 24.Tümen karargâhı, bir süvari bölüğü ve 143’üncü Piyade Alayı Tümen Komutanı Yarbay Mahmut’un emrinde Eskişehir’e sevk oldu. Birlik, Eskişehir’in doğusundaki Ağapınar İstasyonuna indirildi.  20 Mart 1920’de Tümen Komutanı Yarbay Mahmut Bey’in, işgal kuvvetlerine yaptığı kesin uyarı üzerine İngiliz kuvvetleri çok sayıda araç gereç ve mühimmatı bırakarak üç askeri trenle Eskişehir’i boşalttı. 


BATI CEPHESİNDE KAZANILAN İLK ZAFER: I. İNÖNÜ SAVAŞI 

Yunanlılar, 6 Ocak 1921 tarihinde Bursa’dan Eskişehir yönüne hareket etti. Üç günlük yürüyüş sonrası İnönü mevzileri önüne gelindi. 10 Ocak’ta Yunanlılar taarruzlarına devam ederek İnönü mevzilerinin kuzey kanadına girdiler. İki günlük çetin muhabereden sonra kazanılan I. İnönü Zaferi düşmanın moralini bozarak, geri çekilmek zorunda bıraktı. Savaş, TBMM’nin kurduğu düzenli ordunun ilk zaferi olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü komutasında elde edilen bu başarı, yurtiçinde ve dışında TBMM ile Türk ordusuna saygınlığı artırırken, aynı zamanda II. İnönü Savaşı, Sakarya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının müjdecisi oldu. 

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN DÖNÜM NOKTASI, II. İNÖNÜ SAVAŞI OLDU

İngilizler, yeni doğan, kuvvetli ve emin bir geleceğe aday görünen Türk Milli Hükümeti’ni bu amaca ulaşmadan boğmak ve onun henüz küçük, fakat fedakar ordusunu ortadan kaldırmak istiyordu. Bu amaçla Yunanlıları ikinci ve esaslı bir saldırıya yöneltti. İngilizlerin desteğini alan Yunan birlikleri, Anadolu’yu ve özellikle de Ankara’yı işgal etmek hedefiyle 23 Mart 1921’de Uşak ve Bursa üzerinden, Afyon ve Eskişehir’e doğru iki koldan taarruza geçti. 28 Mart 1921’de Metristepe ve Kanlısırt’ta şiddetli çarpışmalar yaşandı. Bu mevkiler iki taraf arasında sürekli el değiştirdi.  Mustafa Kemal’in olaylara anında ve yerinde müdahaleleriyle 1 Nisan 1921’de savaş başladığı yerde bitti. I. İnönü ve II. İnönü Zaferleri sonucu, Türkiye’de moraller yükseldi, savaşın kazanılacağına olan inançla birlikte savaşa da katılım artmaya başladı

BİR YIL, BİR AY, 14 GÜN SÜREN KURTULUŞ MÜCADELESİ

Yunanlılar yenilginin intikamını almak, Sevr Antlaşmasını TBMM’ye kabul ettirmek ve İtilaf Devletleri katındaki itibarını yeniden sağlamlaştırmak gibi nedenlerle yeni saldırı hazırlıkları hızlandı. Mustafa Kemal 9 Temmuz’da Eskişehir’e hareket etti. 10 Temmuz 1921’de başlayan Yunan saldırısı kısa bir zaman sonra Eskişehir önüne kadar uzandı. 18 Temmuz’da Mustafa Kemal, Karacahisar köyündeki Batı Cephesi karargâhına geldi. Eskişehir’in boşaltılmasına karar verildi. Mustafa Kemal kenti terk edenleri bizzat trenlere bindirerek yolcu etti. 19 Temmuz’da boşaltılan kent 20 Temmuz günü Yunanlılar tarafından işgal edildi. Yunan karargâhı da Eskişehir’e taşınınca, Batı Cephesi Komutanlığı düşmanla arayı açmak için orduyu süratle geri çekmeye başladı. Bu durum TBMM’de heyecan yarattı. 
Türk ordusunun direncinin kırıldığını zanneden Yunan ordusu 23 Ağustos’tan 13 Eylül 1922’ye kadar süren yeni bir saldırı başlattı. Genel Kurmay Başkanlığının (Erkânı Harbiye) yayınladığı bildiriye göre 23 Ağustos’tan beri aralıksız 21 gün devam eden Sakarya Meydan Muharebesi ordumuzun tam zaferiyle sonuçlandı. 13 Eylül itibarıyla Sakarya nehri doğusunda Yunan askeri kalmadı. Sakarya Savaşı olarak adlandırılan bu savaş Türklerin son savunma savaşı oldu. Daha sonra Mustafa Kemal (Atatürk)’in Başkomutanlığında başlatılan Büyük Taarruz ile Yunanlılar Polatlı’dan itibaren geri çekilmeye başladı. 1 Eylül’ de Seyitgazi, 2 Eylül’de Eskişehir düşman işgalinden kurtuldu. Kent 2 Eylül 1922 kadar, 1 yıl, 1 ay, 14 gün Yunan işgalinde kaldı.


 

Kaynak: Prof. Dr. Zafer Koylu/Dünya Gazetesi