Sizi biraz tanıyabilir miyiz? 

1956 Eskişehir doğumluyum. İlk, ortaokul ve liseyi Eskişehir’de okudum. Ankara’da Yüksek Teknik Öğretmen Okulu Elektronik Bölümü’nü bitirdim. Aslen öğretmenim. Babam bu işin kurucusu olup iki sene TCDD’de, 25 sene de Şeker Makine Fabrikası’nda usta başı olarak çalıştı. Babam Şeker Makine’de çalışırken akşamları -sonuçta bir işçi ailesi, geliri belli-, ek gelir için evin bahçesinde komşuya demir doğrama yapardı. Ben de orada katkıda bulunurdum. İşin içerisindeydim yani.  Babam 1973 yılında emekli olunca arkadaşları emekli ikramiyesiyle başka yatırımlar yaparken, sanayi çarşısında 110 m2’lik arsa alıp oraya inşaatını kendi işçiliğimizle bir dükkân yaptık.  1974 yılında vergi mükellefi oldu. Babam fiilen işe başladığında da ben üniversitedeydim. 12 Eylül öncesinde okullar sık sık kapandığı için ben o günlerde babama yardım için Eskişehir’e gelip giderdim. O günden bugüne işin içerisindeyim. Sadece 6 yıl üniversite ve askerlik için Eskişehir’den uzak kaldım

Hangi sektörde faaliyet gösterdiniz?

Biz burada bir okul gibiyiz. Ve bizim yetiştirdiğimiz arkadaşlar Eskişehir’deki büyük kurumlara Hava İkmal, TÜLOMSAŞ, Şeker Makine Fabrikası, Alp Havacılık, Paşabahçe gibi yerlere transfer oldular. Bizim asıl üretimimiz traktör ve iş makineleri sürücü emniyet kabinleri üzerine. Final boyalı sürücü emniyet kabinleri üretimi üzerine bir yapılanmamız var. Daha sonra müşterilerden gelen talep üzerine yan sanayi olduk. Fason üretim yapıyoruz. Üretimlerimizin arasında komsaç komponent dediğimiz bir iş makinesinin mazot deposu, hidrolik deposu, motor kaputu gibi benzer ürünler bulunmakta.

İş yaşamı boyunca ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

İş yaşamımızda çok zorluklarla karşılaştık. Çünkü Türkiye’de 10 yılda bir ekonomik darbe, 10 yılda bir de siyasi darbeler oldu. Bunlar hep birbirini tetikledi. Onun dışında yurt dışı faktörler de vardı. Biz bu krizlerden etkilenen firmalardanız. Biz 1996 yılında 200 kişilik kadroya ulaşmıştık. 3 vardiya çalışıyorduk. Bu kriz dönemlerinde biz çalıştığımız ana sanayiden ciddi iş beklentisi içerisindeydik. Ve bu personeli biz çıkartmadık. Büyük firmaların yapmış olduğu gibi bu personeli bünyemizde koruyalım arzu etik. Ama belli bir yere kadar dayanabildik. Onun dışında dayanamadık. Ve arkasından zorluklar içine girdik.

Bunları nasıl aştınız?

Gerçekten zor oldu bu dönemleri aşmak. Hem finans açısından hem de personel açısından ciddi hasar gördük. Daha sonra büyük gayretler, büyük çabalar, büyük koşturmacalar ve büyük eziyetler neticesinde düzlüğe çıkabildik. Bugün çok şükür harcımız yok, borcumuz yok. İşimiz yoğun, bizi önüne aldı, koşturuyor.

Başarınızda en önemli faktör neydi?

Tecrübe; hayatta gördüğünüz zararların bileşkesi olarak tanımlanır. Biz de bu zararlardan kendimize ders çıkartmaya çalıştık. Buralardan aldığımız dersler doğrultusunda emin adımlarla ayağımızı yorganımıza göre uzatarak çalışmaya gayret ettik. Gereğinde küçüldük, o küçülmelerle zorlukları aşmaya çalıştık. 

Eskişehir sanayisi nereden nereye geldi?

Eskişehir sanayisi yetişmiş teknik eleman konusunda elverişli bir ortama sahip. Eskişehir’in teknik okulları Hava İkmal Bakım Merkezi, Şeker Fabrikası, TCDDY gibi devlet kurumlarıdır. Bu fabrikalarda yetişen çok değerli elemanlar emekli olduktan sonra kimi çalışan olarak, kimi kendi işini kurarak özel sektöre çok önemli katkılarda bulundular. Şunu üzülerek belirtmeliyim ki Eskişehir sanayisinin ilk dönemlerinde kişiler, işletmeler arasında bir çekememezlik ortamı vardı. Bu son zamanda değişti. Paylaşım ve ortak hareket noktasında bir fikir birliği oluşmaya başladı. Bu da Eskişehir sanayisine ciddi katkı sağlıyor.

Sanayicilik eskiden mi kolaydı, şimdi mi kolay? Yoksa hep mi zor?

Türkiye’de yaşanan zorlukları ben sanayici gözüyle değerlendirmiyorum. Üretici olarak değerlendiriyorum. Türkiye’de bir şey üretmek çok zor. İster tarlada bir şey üretin ister yumurta ister süt ister sanayide bir şeyler üretin. Bu gerçekten çok zor. Onun için bu zorlukları her birim kendince birtakım formüler bularak aşmaya çalışıyor. Burada en büyük rol devlette. Devlet, tarımı, çiftçiyi, üreticiyi desteklerse bunlar mutlaka bir yerlere, bir seviyeye ulaşır hatta daha hızlı ulaşır. Ama insanlar hep kendi öz kaynaklarıyla veya banka kredileriyle büyümeye çalıştıklarında ilerleme hızı düşük olur.

İşleri yeni nesle devretmek zor oldu mu?

Biz üç kardeşiz. Benim büyüğüm Ayhan Bey, mühendis. Ben elektronik öğretmeniyim. Kardeşim makine mühendisi. Biz üçümüz bu işletmeyi devam ettiriyoruz. Ayhan Bey finans tarafında, ben üretim tarafındayım, kardeşim Uğur Bey de planlama ve kalite boyutlarında ortak bir paylaşımımız var. Bununla yıllardır götürüyoruz. Nazar değmesin. Çocuklarımız maalesef bu işletmeye katılmayacaklar. Bizim iş hayatında artık son dönemimiz. Emekli olacağız. Ama bu işletmeyi de devam ettirecek birileri olsun arzusundayız. 

Aktif iş yaşamı sonrası nasıl vakit geçiriyorsunuz?

İş koliğim ben. Çocuklarım, eşim için de aynısını diyorlar. Biz ailecek iş koliğiz. Bizim mesaimiz sabah 07:00’da başlar. Ben sabah 06:50’de işin başındayımdır. Çıkış saatim belli değildir. Cumartesi ve pazar da dahil fabrikada işimin başımdayımdır. Onun dışında yürümeyi severim, yüzmeyi severim, müziği severim. Anadolu Üniversitesi’nde koro şefi arkadaşım vardı. Beni yıllarca Türk sanat müziği korosuna davet etti. Ona zaman ayırıp gidemedim. Bu benim içimde bir uhde olarak kaldı. Çünkü benim önceliğim işimdi. Hala da aynıdır.

Genç sanayicilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Öncelikle işini sevecek. Ekibini sevecek. Ekibiyle güzel kaynaşacak. Aile olacak. Arkadaş olacak. Ve işini severek, bilerek yapacak. Şu andaki Z kuşağına tavsiyem, teknolojiyi iyi kullansınlar. Geçmiş dönemde Eskişehir Sanayi Odası Başkanımız Savaş Özaydemir’in toplantılardaki söyleminden ele alacağım. “Eskişehir’de metal sektöründe faaliyet gösteren firmalar bir malzeme üreterek bir katma değer sağlıyorsunuz. Bundan para kazanılmıyor. Ama buna yüksek teknoloji katarak, örneğin havacılık sektörüne, uzay sektörüne iş yaptığınız zaman bu malzemeyi bire on, bire yüz değerlerinde satabilirsiniz”, gibi bir önerisi oldu. Ben de gençlere bunu öneriyorum. Üretimlerine mutlaka teknoloji katmalılar ve katma değeri yüksek ürünlere yönelmeliler.

Tekrardan dünyaya gelseniz yine sanayici olur muydunuz?

Ben işimi ve üretmeyi seviyorum. Gece rüyamda bile tasarım yaparım.

Kaynak: Eskisehir Net Haber Merkezi