İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuşma yaparak bu gelişmelere yanıt verdi. Toplantı sırasında, PKK terör örgütü tarafından şehit edilen kahraman Türk askerlerinin fotoğraflarını sıralara yerleştirerek dikkat çekici bir mesaj verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamaları siyaset gündemine oturdu.
Bahçeli, terör örgütü PKK’nın lideri Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması halinde, DEM Parti'nin grup toplantısında konuşma yapmasını istedi. Çıkışın ardından gözler, MHP’den ayrılarak kurulan İYİ Parti’ye çevrildi.
İYİ Parti grup toplantısının yapıldığı salondaki sıralara terör örgütü PKK'nın şehit ettiği kahraman askerlerin fotoğrafları ve Türk bayrakları konuldu.
İP FIRLATTI
İYİ Parti'nin vereceği yanıt kamuoyunda merakla beklenirken, parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun grup toplantısındaki açıklamalarının tamamı şöyle:
Al şimdi bu köşede bu ipi başının ucuna as.
CHP başkanının bölücü başına ben de varım lanet okutacak bir iktidar hırsıdır. El yükseltiyormuş. Türkiye bir kumar masası mıdır?
Kürt kardeşilerimiz bu devleti asil ve eşit fertleridir. Her sorunun öznesine Kürt kardeşlerimizi koyarak rant devşirmelerine izin vermeyeceğiz.
Sözde ana muhalefet bizler için yok hükmündedir.
Bebek katillerine terörist başına imtiyaz verme yarışına girmiş bu şebeke, rollerini oynamakta.
AK Parti'nin darbe hezeyanları, Numan Kurtulmuş'un Anayasa açıklaması, Bahçeli'nin terörist başı açıklaması çözülme sürecinin aşamasıdır.
Bu ihanetin izaha muhtaç yanı kalmamıştır.
Türk milleti olarak Ya istiklal ya izmihlal kararını vermek mecburiyetindeyiz.
İYİ Parti lideri Dervişoğlu'nun açıklamaları şöyle:
-
AK Parti- MHP-CHP-DEM partilerinin lider ve yönetici kadroları eliyle Gayrı-milli mutabakat cephesi ilan edilmiştir.
-
Normalleşme çağrılarıyla başlayan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucu niteliklerini ahlaksızca sorgulama cüretiyle devam eden süreç, dün itibariyle yanına İmralı ve Kandil katillerini de alarak, Büyük Türk Milletinin varlığına açıkça savaş ilan etmiştir.
-
İhanet çemberi artık alabildiğine genişlemiş ve hayat sahamızı öylesine daraltmıştır ki, son bir organize darbe ile tamamen nefessiz bırakılabileceğimiz bir sürecin içerisine girmiş bulunuyoruz.
-
Tayyip Erdoğan’ı bir kere daha cumhurbaşkanlığına aday yapmak uğruna, inandığımız değerlerden vazgeçip ihanete el uzatmak düşüklüğüne katlanamayız.
-
Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek” diyerek, namusu ve şerefi üzerine yemin ederek görev ifa etmek zorunda olan Saray’daki zat, bebek katillerinin itibarını, bebeklerin hayatına ve annelerin gözyaşlarına, basta ve muhtaç vatandaşların acılarını, ailesinin parasına ve gücüne; Türk milletinin şeref ve haysiyetini ise, milyonlarca ipsiz sapsız vatansıza tercih ettiğini, dahası bu bilinçli planı sonuna kadar sürdüreceğini tüm söz ve eylemleriyle göstermektedir.
-
Evet, bu iktidar, gayrımeşrudur! İktidardakiler, gayrımeşrudur! Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat ve onun keyfiyetiyle atadığı amirleriniz ve üstleriniz, siyasi ortak ve işbirlikçileri ile birlikte, Devletimizin kurucu değer ve ilkelerine ve Türk Milletine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Kanunsuz emir ilkesi gereğince Bugünden itibaren Bu plan doğrultusunda verdikleri emir ve talimatlar da gayrımeşrudur!
-
Türkü, Türkün sancağıyla; Türkü, Türkün sözüyle vurmak. İhanetlerin en büyüğü, en alçakçası ve en güçlüsü.
-
Görüyoruz, okuyoruz ve anlıyoruz ki bayrağında 3 Hilal taşıyan ömrünü Türk Milletinin varlığına, Cumhuriyet’in bölünmez bütünlüğüne vakfetmiş rahmetli Alparslan Türkeş’in partisini Sarayın vesayetine bağlamış işbirlikçiler de, büyük bir gafletin içerisinde, korkunç bir ihanetin sesi olmuşlardır.
- İmralı canisini Gazi Meclis’e davet edecek kadar delirmişlerdir. Ağızlarından eksik etmedikleri Türk milliyetçiliğini böylesine kirletebilmelerinin başka bir izahı olamaz. Türk milliyetçiliğinin düşürülmek istendiği bu durumun başka bir izahı olamaz. Hadi oradan burası Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclis’i, burası Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğu yer milli egemenliğin tescil ettiği yer. Bizim cesetlerimizi çiğnemeden bu cani başı bu Meclis’e giremez.