Yapılan açıklamada;
''Gerçek enflasyonu düşük gösteren TÜİK ile bilimsel yöntemleri kullanan ENAG rakamları arasında fark iki katı aştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) mart ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. ENAG'a göre mart ayında enflasyon yüzde 5.8 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 112,51 oldu. TÜİK'e göre ise Tüketici fiyatları mart ayında yüzde 2.29 artarken yıllık bazda 50.51 oldu.
Son 20 yıllık süreçte ekonomik büyümeden pay alamayan SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET emekçilerinin gelirleri, son 5 yıldır reel enflasyon oranında dahi arttırılmıyor.
İktidarın ocak ayında kamu emekçilerine vermiş olduğu %30’luk zam ise reel enflasyon karşısında erimiştir.
ENAG’a göre ilk 3 aylık kümülatif enflasyon %23,1 olarak gerçekleşirken, TÜİK’e göre %12,5 olarak gerçekleşmiştir. ENAG’la TÜİK arasındaki enflasyon farkı 2 katına yaklaşmıştır.
* Kamu emekçileri refahta eşitlik beklerken son 20 yılda yoksullukta eşitlenmiştir.2002’de ortalama kamu emekçisi maaşı, en düşük kamu emekçisi maaşının %48 üstündeyken, bu oran bugün %17’ye gerilemiştir.
* Kamu emekçilerin gelirleri son 20 yılda asgari ücret seviyesine düşmüştür; 2002’de ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 3,1 katı iken, bugün 1,4 katına gerilemiştir.
* Reel olarak kamu emekçilerinin maaşları son 20 yılda erimiştir; 2002’de ortalama kamu emekçisi maaşı ile 21 çeyrek altın alınırken, bugün 6 çeyrek altın alınmaktadır.
* Kamu emekçileri ek gösterge ile emeklilikte refah beklerken, en düşük emekli maaşına mahkum edilmiştir; 2002’de en düşük kamu emekçisi emekli maaşı, en düşük emekli (Bağ-Kur Tarım Emekli Aylığı) maaşının 6 katı seviyesindeyken, bugün eşitlenmiş durumdadır.
Kamu emekçilerinin yoksulluğundan sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ayrı tutulamaz. Pandemide oluşturulan sahte algı halen devam etmektedir. Kamu oyunda, sağlık emekçileri kamu emekçileri içinde büyümeden payını fazlasıyla alan seçkin bir grup olarak lanse edilmektedir. Pandemi ve depremde kendi ve ailelerinin acılarını bir yana koyarak kamu hizmetlerin devamını sağlayan emekçiler olarak bir kez daha ifade ediyoruz “Hakkınız Ödenmez Dediler, Ödemediler”. 7 gün 24 saat aralıksız sağlık ve sosyal hizmetlerin devamını sağlayan bizler yoksulluk sınırının altında açlık sınırında yaşamaya mahkum edildik.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine emekliliğe yansımayan performans, teşvik, ek ödeme, ek ders gibi cüzi miktarlarda ödemeler yaparak kamuoyunda yanlış algıya sebep verilmektedir. Meslekleri dahi ayrıştırarak çalışma barışını bozan uygulama ve politikalar son hızla devam etmektedir.
Sonuç olarak, bugün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri yoksulluk sınırı altında gelire mahkum bırakılmıştır..
Kamu emekçilerin son 2 yılda ise artan hayat pahalılığı nedeniyle yaşamı alt üst olmuş durumdadır.
Artan kira zamları nedeniyle barınma sorunu yaşayan sağlık emekçileri yaşam alanını kiraların biraz daha ucuz olduğu şehrin uzak noktalarına kaydırmıştır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin etin sütün yumurtanın ve güncel olarak soğanın bile çok pahalandığı koşullarda sağlıklı gıdaya erişimi zorlaşmıştır. Çalışanlar ulaşım, ısınma, eğitim, sağlık, gıda zamları gibi zamlar nedeniyle hayat kalitesinden daha fazla taviz vermektedir.
Biran önce tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin maaşlarının yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bunun için önümüzdeki günlerde tüm hastanelerde eylemler basın açıklmaları yaparak taleplerimizi dillendireceğiz.'' denildi.