Eskişehir güne puslu bir hava ile uyandı Eskişehir güne puslu bir hava ile uyandı

Eskişehir Kadın Dayanışması tarafından 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle basın açıklaması yapıldı. Ulus Anıtı önünde gerçekleştirilen açıklamaya CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de katıldı. 

“MIRABEL KARDEŞLERİN İZİNDE “MÜCADEYE DEVAM” SÖZÜNÜ ŞİAR EDİNDIK”

Eskişehir Kadın Dayanışması adına açıklama yapan Özge Çayır şu ifadeleri kullandı:

“Bugün 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”. Bundan tam 63 yıl önce Mirabel Kardeşler 25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı mücadele ederken vahşice öldürüldüler. Ölümün onlara çok yakın olduğunun hep farkındaydılar ama haklı mücadelelerini hiç bırakmadılar. Eskişehir Kadın Dayanışması olarak 2023 yılı 25 Kasım etkinliklerinde Mirabel Kardeşlerin izinde “mücadeye devam” sözünü şiar edindik. 

“HER YENİ GÜNE HAKLARIMIZA YAPILAN SALDIRILARLA UYANIYORUZ”

Her yeni güne haklarımıza yapılan saldırılarla uyanıyoruz. Kadın örgütlerinin, baroların çağırılmadığı Aile Çalıştaylarında haklarımızı ortadan kaldıracak kararlar alınıyor, eylem planları hazırlanıyor. 2023 yılı boyunca ÇEDES projesi, Medeni Kanuna ve Laik eğitime yönelik saldirilar, nafaka hakkının kaldırılması tartışmaları ve Adalet Bakanın Aile Hukukunu “sil baştan yazacagiz!” açıklamaları hiç gündemden düşmedi. 

“KADINLAR AİLE İÇİNDE ÖLDÜRÜLÜYOR”

Oysa kadınların yaşam hakları tehlikede. 1 Ocak- 21 Kasım 2023 tarihleri arasında basına yansıyan verilere göre erkekler, 288 kadını öldürdü. 228 kadının ölümü basına ‘şüpheli’ olarak yansıdı. 186 kadını kocası, eski kocası/sevgilisi olan erkekler; 50 kadını baba/abi/oğul gibi aile üyeleri öldürdü. 17 kadını arkadaşı/iş arkadaşları, 8 kadını damadı, 9 kadını komşusu öldürdü. 1 kadını çalışanın oğlu, 4 kadını akrabası öldürürken, 13 kadını öldüren erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Bu verilere göre kadınlar “aile” içinde öldürülüyor.

“MEDENİ KANUN'LA ELDE EDİLEN KAZANIMLARIMIZIN TARTIŞMAYA AÇILMASINI İSTEMİYORUZ”

“Kutsal Aile” kadınlar için güvenli bir yer değilken, kadını sadece aile içinde tarifleyenler “Aile Çalıştayları” düzenliyor. Bu çalıştaylara karma eğitimi hedefe koyan gerici kurumlar çağrılıyorken pek çok şehirde hak mücadelesi veren kadın örgütleri ve Barolar davet edilmiyor! Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve kadın cinayetlerinin katlanarak arttığı, kadınların şiddetten korunma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi'nin hukuka aykırı feshedildiği bu dönemde Medeni Kanun'la elde edilen kazanımlarımızın tartışmaya açılmasını istemiyoruz.

“KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARI KABUL ETMİYORUZ”

Bu tartışmaların arkasından süreli nafaka hakkı, aile hukukunda arabuluculuk gibi uygulamalar gündeme getiriliyor. Kadın düşmanı bu politikaları kabul etmiyoruz.! Adalet Bakanı “Sil baştan Yazacagiz! Boşanma, tazminat, nafaka sorunları ile ilgili arabuluculuk olabilir. Vatandaşların mağduriyetini gidermemiz lazım.”, diyerek kadınların yıllarca mücadele ederek kazandığı hakları hedef gösterdi. Bakanın vatandaşlar tanımında yalnızca erkekler var. Süresiz nafaka mağduru olarak Bakan’ın sahip çıktığı o “vatandaş” erkekler, boşandıkları kadınların yoksulluğa düşmelerine duyarsız kaldıkları gibi çocuklarına karşı hiç bir şekilde sorumluluk hissetmiyorlar. 

“KADIN CİNAYETLERİ DURDURULABİLİR VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖNLENEBİLİR”

Kadınlar, hayatın her alanında giderek artan düzeyde fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmaya devam ediyorlar. Kadın hakları aleyhtarı politikalar, kadınların canı pahasına bilinçli şekilde pervasızca yürütülmektedir. İşte bu anlayış kadına yönelik şiddeti özendirdiği gibi katillere/şiddet uygulayanlara verilen cezaların uygulanmasında caydırıcı olmuyor. Biliyoruz ki; kadın cinayetleri durdurulabilir ve kadına yönelik şiddet önlenebilir. İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin etkin uygulanması ve bütüncül bir mücadele anlayışıyla şiddet ve şiddetin kaynağı olan cinsiyet temelli eşitsizlik sonlandırılabilir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonlandırılması tüm kamu kurumlarının, tüm özel kurumların ve birey olarak her birimizin sorumluluğu altındadır. Bizler 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz: kadinlar için eşit, özgür bir dünya istiyoruz.

Kaynak: Meltem Karakaş | Eskişehir Net Haber Merkezi