Odunpazarı Belediyesi aralık ayı meclis toplantısı Kazım Kurt başkanlığında toplandı. Gündem dışı yapılan konuşmaların ardından eleştirilere yanıt veren Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, devletin Eskişehir’e 4 tane kreş yaptığını hatırlatarak, Eskişehir’de toplam 45 bin çocuğun kreşe ihtiyacı olduğunu vurguladı. Belediyenin yaşlı bakım merkezine bir buçuk yıldır doktor istediklerini fakat hala yanıt alamadıklarını söyleyen Başkan Kurt, Sağlık Bakanlığı2nı ve Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü’nü Eskişehirlilere şikayet etti.

Whatsapp Image 2024 12 07 At 00.19.42

“Devletin yapmış olduğu kreş sayısı 4”

Kazım Kurt konuşmasında şunları söyledi:

“Eskişehir’de 45 bin kreş ihtiyacı olan çocuk var. Biz ancak bin 200 civarında çocuğa kreş yapabildik. Devletin yapmış olduğu kreş sayısı 4 filan. Onun da bir kısmını özel sektöre kiralamış ve bitmiş. Ana sınıfı dediğiniz her okulda bir sınıfı ayırmışsınız orada 20 tane çocuk gelmiş. Eskişehir’in tümünde ilçeler ve merkez dahil 52 tane ana sınıfı var. Büyük büyük rakamlar vererek bizi şaşırtacağınızı zannetmeyin. Yüzde 95 oranında yurtlaşma nerede var? hangi hayalle konuşuyorsunuz? Eskişehir ortalamasına bakalım. Eskişehir’de 100 bine yakın üniversite öğrencisi var. 16 bin KYK’nın yatak kapasitesi. O da geçen sene 16 bine çıktı. Bu nasıl yüzde 95 oluyor. Sadece polemikle iş yapmaya çalışmak hoş değil. Devlet her şey ile uğraşacak. Devletin işi bu. Ben nicen devlete güveniyorum? Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak doğduğum andan itibaren temel insan haklarım var. Bunu korumak, kollamak devletin işidir. Beni barındıracak, beni doyuracak, beni okutacak. Benden vergi alıyor. Bu işlerin tamamını yapacak. Çocuğuma iş bulacak, yurt bulacak.

“Derin yoksulluğun sebebi 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP”

Türkiye’de derin bir yoksulluk var. Bu derin yoksulluğun sebebi 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP. Bundan kimse kaçamaz. İyi şeyleri alıp da kötü şeyleri bize mi saracaksanız? Neredeyse İsmet Paşa’yı suçlayacaksınız? Böyle bir şey yok. Atatürk’ten de İsmet Paşa’dan da daha çok yönettiniz bu ülkeyi. Ne kadar olumsuzluk varsa sorumlusu da sizsiniz. Başarısı sizinse, başarısızlığı da sizin. Asgari ücretle, 12 bin 500 lira emekli maaşıyla insanlar geçinemiyorsa, çözeceksiniz. Sizin vekiliniz bununla uğraşacak.

“Nerede oturacağımı ona mı soracağım?”

Ben TOKİ’de oturan vatandaş olarak hiç utanmıyorum. Nebi Bey sarayda oturmaktan utansın. Ben TOKİ’de oturmaktan utanmam. TOKİ, sosyal demokrat halkçı parti zamanında kurulan bir kurumdur. Yoksullara ev yapmak için kurulan bir kurumdur. Siz SHP iktidarından sonra, 15 sene sonra TOKİ ile tanıştınız. Ben TOKİ’den ev almış bütün vatandaşlarımızın haklarını savunuyorum. Ben kazık yedim. Kimse yemesin diyorum. Ben yediğim kazık nedeniyle dava açtım. Aldım. Vatandaşlar TOKİ’ye teslim olmasın. Ben paramı vermişim, TOKİ’den ev almışım. Niye utanacağım? Çaldım mı? Herkes haddini bilecek. Bir kısım AKP’lilerde şöyle bir hastalık var: Burayı biz yaptık. Siz niye oturuyorsunuz? Şehir hastanesini biz yaptık. Senin ne işin var? Böyle bir şey var mı? Senin vekil ne diyor? Utanmadan orada oturuyor. Nerede oturacağım? Ona mı soracağım? Hani siz bizi TOKİ’ye götürecektiniz? Eskişehir’de politikayı yanlış yapıyorsunuz. Bu yüzden çözüm üretemiyorsunuz. Hiç kimse Eskişehirlileri aptal zannetmesin. Onlar da gereğini yapıyor.

Whatsapp Image 2024 12 07 At 00.20.22

“Vicdanınız öyle diyorsa helal olsun”

Kaç çocuğa kahvaltı verdiniz diyorsunuz. Biz bu işlerin reklamını yapmıyoruz. Aşevimiz var. 2 bin küsur aileye parasız yemek veriyoruz. Çocuklar okula aç gitmesin diye kahvaltısını her ay götürüp evine teslim ediyoruz. Kimse görmüyor. Aç giden çocuk yok diyorsunuz. Vicdanınız öyle diyorsa helal olsun. 

“Bütün Eskişehir duysun”

Biz sizden çok şey istedik yapmadınız. Sağlık müdürlüğünden yaşlı bakım merkezimize doktor istiyoruz. Bir buçuk yıl oldu yok. Israrla yok. Bakanlığa yazıyoruz. Yine yok. Üç tane doktor istiyoruz. Bütün Eskişehir duysun. Yaşlı bakım merkezimizde 100 küsur yaşlımız var. 35 tane palyatif yatağımız olacak doktorumuz gelirse. Doktor gelmediği için onu yapamıyoruz. Bize 3 tane doktor atattırın. Yalvaracak mıyız? İlla vekilinizle mi konuşacağız? Resmi yazımız var, başvurumuz var. Oraya koca kurum yapmışız. İhtiyaç var. Belediye meclis üyesi olarak bile bakmadınız. Gelin bir görün ne yaptı bu adam. Uygulamaya bakın. Yaşlı bakım merkezimizin altında aile sağlık merkezi olacak 200 metrekarelik alan ayırdık. O gün il sağlık müdürünü izliyorum. Filanca yere temel attık, filanca yere aile sağlık merkezi kuracağız. Hazır yeri var. Verin oraya iki tane doktor. Hem mahalleliye baksın hem de yaşlılarımızın ihtiyacı olunca onlara baksın. Bunlar olmayan şeyler. Kimse kimseyi kandırmasın.

“Yurt dışına belediye adına 10 kere gitmemişimdir”

Biz yurt dışına zırt pırt giden belediye değiliz. Beni yurt dışına gitmiyor diye eleştiriyor insanlar. Çünkü ben bu işin boşa harcanan birtakım paralara harcanan böyle bir duruşu olan bir insanım. Bir ihtiyacımız olursa, biz hadi gidip Paris’i dolaşalım demiyoruz. Gitmek zorunda kalabiliriz. Bu meselede sanki biz her gün yurt dışına birilerine gönderiyoruz gibi izlenim yaratmaya çalışmayın. Size de soruyoruz giderken. 10 yılı aşkın bir süredir ben belediye başkanıyım, yurt dışına belediye adına 10 kere gitmemişimdir. Bu işleri bize bulaştıramazsınız. Herkes kendi aynasına bakacak.”

Kaynak: Meltem Karakaş