Eskisehir.net’ten Ayşe Kaytan Uçak’a konuşan Kurt, 20 yıl önce AK Partililerin çoğunlukta olduğu Büyükşehir Belediye Meclisi’nde söz konusu alanla ilgili yapılan itirazı göstererek, “O zaman neden sesiniz çıkmadı” diye sordu.
Nebi Bey olayı sulandırıyor
Hatipoğlu’nun suçlamaları reddeden ve belgelerle konuya açıklık getiren Kurt, AK Parti’nin sistemli bir şekilde kendisine saldırdığını savundu. Partililerin, Odunpazarı Belediyesi ve şahsını hedef aldığını belirten Kurt, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bütün elemanları ağız birliği etmişçesine, programlı bir biçimde Odunpazarı Belediyesi ve Başkanı Kazım Kurt’a saldırıyor. Dolayısıyla her işin sorumluluğunun faturasını bana kesmeye çalışıyorlar. Bu bir hastalık, bundan vazgeçmeleri gerekir” dedi. Hatipoğlu’nu, olayları doğru bir şekilde araştırmadan konuşmakla suçlayan Kurt, “Olayları doğru tahlil edip, doğru demeç vermesi gerekir. Nebi Bey, ben durumu anlatmaya çalıştığım halde, ‘halk düşmanlığı’ gibi suçlamalarla olayı sulandırıyor. Önce konuyu öğrenecek, sebebini anlayacak” dedi.
Herkes hukuka uyacak
Yeşil alanların korunması gerektiğine vurgu yapan Kurt, “Yeşil alanı hiç kimse küçültemez. Buna Recep Tayyip Erdoğan da dahil... İmar Kanunu böyle diyor. AKP zihniyeti, ‘biz yapalım, sonra düzelsin’ diyor. Yolcu garantili havaalanları, yolcu garantili köprüler ve şehir hastanelerinde olduğu gibi… ‘Biz yaptık oldu, arkasından kanun gelsin.’ Öyle değil. Hukuk devletiysek, hukuka herkes uyacak” diye konuştu.
Milli Eğitim, 20 yıl önce de başvurmuş
Söz konusu alanla ilgili planlama sürecinin 2002 yılından itibaren başladığını anlatan Kurt, “Bu bölge, 2002 yılında yapılan nazım imar planıyla şekillenmeye başlamış. 2000’den sonra bazı gelişmeler olmuş. 2004 yılında Milli Eğitim Müdürlüğü, belediyeye başvurarak, bu alanın ‘park statüsünden’ çıkarılması talebinde bulunmuş. Ancak 8 Mayıs 2006’da, Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla Milli Eğitim’in bu talebi reddedilmiş” ifadelerini kullandı.
Kararın altında AK Partililerin imzası var
Kurt, o dönem meclis çoğunluğunu Adalet ve Kalkınma Partisi üyelerinin oluşturduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Talebin ret edildiği tarihte Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, mevcut 17 üyenin 12’si AK Partili, 5’i DSP’liydi. ‘Yeşil alanı küçültemezsiniz’ kararını verenler arasında Burhan Sakallı, Tahsin Vardar, Abdullah Okutucu, Hüseyin İlkin, Nurten Çelen, Nazmi Oruç, Ayşe Fert Dökmeci, Murat Canözer, Ahmet Süzer, Ayşe Alışkan, Bülent Kara ve Yusuf Yıldırım yer alıyordu.”
Bakanlık vesayetiyle plan değişikliği yapıldı
2006 yılında kesinleşen bu plana rağmen, bugün gelinen noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın re’sen bir plan değişikliği yaparak, mevcuttaki yeşil alanı küçülttüğünden bahseden Kurt, “Milli Eğitim Müdürlüğü, yeşil alanın küçültülmesi için bize başvurdu. Biz bu talebe ‘olmaz’ yanıtını verdik. Bunun üzerine bakanlık vesayetini kullanarak, re’sen bir plan değişikliği yaptılar. 2006 yılında kesinleşmiş olan planı değiştirerek, yaklaşık 2 bin 200 metrekarelik park alanı kaldırıldı” dedi.
Yeşil alan önerisi sunulmadı, dava açtık
Kaldırılan alanın yerine eş değer bir yeşil alan önerisi sunulmadığı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plan değişikliği kararına karşı dava açtıklarını anlatan Kurt, şunları belirtti: “Kaldırılan alanın yerine eş değer bir yeşil alan önerilmedi. Bir öneride bulunsalardı sorun olmayabilirdi. Ancak bunu yapmadıkları için bakanlığın değişiklik kararına karşı dava açtık. Mahkemeye başvurduk ve mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkemenin bu kararı, yapılan plan değişikliğinin kanuna aykırı olduğunu gösteriyor.”
Büyükşehir Belediyesi de yargıya başvurdu
Bakanlığın yaptığı değişikliği ile ilgili sadece Odunpazarı Belediyesi’nin değil, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin de dava açtığını belirten Kurt, “Çünkü yeşili korumak herkesin görevidir. Eskişehir 2’nci İdare Mahkemesi bizim açtığımız dava nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı verdiği için, Büyükşehir’in davasında tekrar böyle bir karar alma gereği duymadı. Eğer biz dava açmamış olsaydık, Büyükşehir’in açtığı dava ile süreç yine durdurulacaktı” ifadelerini kullandı.
Mahkeme “eğitim alanının” daraltıldığını tespit etti
Kurt, Eskişehir 2’nci İdare Mahkemesi’nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan plan değişikliğine ilişkin verdiği yürütmeyi durdurma kararının gerekçesini anlattı. Kurt, “Mahkeme, ‘eğitim alanlarının ve yeşil alanlarının azaltıldığını, Sarısu Deresi’nin daraltıldığını, sosyal altyapı, donatı ve teknik altyapı alanlarında standartların düşürüldüğünü ve eş değer alan göstermeden planlama çalışması’ yapıldığını tespit etti. Dava konusu imar planı değişikliğinin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan tekniklilerine ve kamu yararına aykırı olduğu görüşüyle yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Okulu çok seven, ‘biz bu işi çok iyi yaparız’ diyen eğitim alanını azaltmaz. Nebi Bey, bu kararı doğru okursa niçin bunun yapılamayacağını anlar. Okumadan, ezbere konuşuyor. Politikacı ezbere konuşmayacak. Elindeki belge ve kararla konuşacak” dedi.
Mevcut plana göre okulun yapılmasında sıkıntı yok
Okulu mevcut imar planına göre yapmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Kurt, “Milli Eğitim Müdürü (Sinan Aydın) diyor ki; ‘Tamam yeşil alanı büyütelim ama bize müsaade edilmiyor.’ Bize bir yeşil alan önerdiler de biz ‘hayır mı’ dedik? Şuanda mevcut olan imar planına göre bu okul yıkılıp yerinde yapılabilir. Bizim arkadaşlarımızın, bu okulun mevcut haliyle yapılabileceğine dair görüşü var. Bize ‘proje getirelim, okul yapalım’ demiyorlar, farklı bir biçimde yaklaşmaya çalışıyorlar. 2006’da Adalet ve Kalkınma Partili meclis üyeleri, ‘yeşil alanı küçültemezsin’ dediğinde neden sesiniz çıkmadı? O zaman Milli Eğitim yok muydu? Ancak bunları dertleri okulu yapmak değil, bağcıyı dövmek. Yeşil alanın üzerine lojman yapmışsınız, lojmanları değiştirmiyorsunuz. Ancak okulun yerini değiştirmeye kalkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Yeşil alanı küçülten biz değil bakanlıktır
2006’da alınan Büyükşehir Belediye Meclis kararının ardından Odunpazarı Belediyesi’nin konuya ilişkin herhangi bir karar almadığını aktaran Kurt, “Yeşil alanı küçülten biz değiliz. 2006’daki planı değiştiren ve yeşil alanı küçülten bakanlıktır. Bakanlık re’sen bir plan yapmaya kalkıyor ve AKP zihniyetiyle ‘ben yaparım, olur’ diyor. ‘Okul yapıyoruz, niye itiraz ediyorsunuz’ diyorlar. Milli Eğitim de, normal vatandaş da, müttehitte plana uygun hareket etmek zorunda” dedi.
Kazım Kurt’tan halk düşmanı olmaz
Belediyenin ve şahsının eğitime engel olduğu yönündeki eleştirilere tepki gösteren Kurt, şunları söyledi: “Biz keyfimize göre eğitimi engelleyen hareketler içerisinde olamayız. Eğer böyle bir tavrımız olsa, 18 kreş yapmaz, okullara yardım etmez ve halka kurslar düzenlemezdik. Biz halkın yanındayız. Halk düşmanlığı, sendikasız işçi çalıştırmaktır. Halk düşmanlığı emekliye doyamayacağı kadar para verince sesini çıkarmamaktır. Kazım Kurt’tan halk düşmanı olmaz, herkes bunu böyle bilsin. ‘Kazım Kurt’ neden hedef oluyor? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partililer, programlı bir şekilde bana saldırmak istiyor. Toptan üzerime gelseler de asla taviz vermem. Vırız gelir, tırıs gider. Ben doğruları savunmaya devam ederim.”