CHP Mihalgazi Belediye Meclis Üyesi Kemal Güner Poyraz, mikroklima iklim özelliği ile İç Anadolu’nun Antalya’sı olarak bilinen, Orta Sakarya Vadisi’nin bereketli topraklarına sahip Mihalgazi’deki tarımsal faaliyetlerin artan üretim maliyetleri nedeniyle sıkıntılı günlerden geçtiğine işaret etti.
KOKULU DOMATES DÖNEMİ BİTİYOR
Orta Sakarya Vadisi maalesef önemini yitirmek üzere… Bundan seneler önce kokulu domatesler üretilirdi. Kent merkezinde bir pazara girdiğiniz de burnunuza domates kokuları gelirdi. Şimdi artık bunlar yavaş yavaş tükenmeye başladı. Neden? Çünkü yerli tohum bitti. Kırsaldan kentte göçler başladı. Seralarımız da, tarım topraklarımız da üretim azalmaya başladı. Çiftçi artık ürettiği üründen para kazanamıyor.
Orta Sakarya Vadisi sadece Eskişehir kent merkezi açısından değil ulusal arena da bile önemini yitirmeye başladı. Mihalgazi sadece Mihalgazi değildir. Mihalgazi, İstanbul Bayrampaşa Hali’ne giden tonlarca ‘domates’ demektir. Ankara’daki hale giden ‘roka, maydanoz, tere’ demektir… Sadece İç Anadolu’yu besleyen bir yer değil.
SAKARI DOMATESİ İSTANBUL’A GİDİYOR
Eskişehir’de, Mihalgazi’nin Sakarı domatesini kısıtlı da olsa yiyebiliyoruz. Sakarı domatesi büyük bir markadır. Mihalgazi’nin dokuz tane mahallesi var. Yanımızda Sarıcakaya var. Bu bölgede yetişen domates yıllardır ‘Sakarı Domatesi’ olarak anılıyor. Eskişehir kent merkezinde bazı pazar yerlerinde sakarı domatesine ulaşmak kolay… Ancak bizim ana arterimiz İstanbul Bayrampaşa Hali. Bu sene Sakarı Vadisi’nden günde 14 ila 16 kamyon İstanbul Bayrampaşa Hali’ne ürün gidiyor. Bir kamyon ortalama 12 ila 15 ton arasında ürün alıyor. Ankara haline de en fazla üç ya da dört kamyon ürün gönderiyoruz. Bugün Antalya’nın, Bursa’nın, Çanakkale’nin domatesi kadar ünlü bir domatesimiz var.
SERALARIN YÜZDE 75’İ BOŞ
Maalesef her yıl üretimde bir azalma var. Bunun birçok nedeni olabilir. Mihalgazi’deki seraların yüzde 75’i maalesef boş… Bir serayı oluşturmak kolay değil. Alpu’daki gibi dekar dekar arazilerimiz yok. Mihalgazi’deki tarım arazileri daha küçük. Mihalgazi’de bir kişinin bir dekar arazisi olsa ona ‘ağa’ derler. Şuan ki ekonomiyle Züğürt Ağa olur. Bir dönüm sera kurabilmeniz için naylon branda, demir, sulama maliyetiniz var. Bugün naylon bir brandanın metresi 150 TL’ye gelmiş. Geçen sene aynı brandanın maliyeti 75 TL’ydi. Ondan önceki sen 20 TL’ydi. Yüzde 100’lük bir artış var. Sadece naylon branda almak da yetmiyor… Bir dönüm sera kurmanın maliyeti 70 ila 75 bin TL arasında. Bir sene önce bunun maliyeti 30 bin TL’ydi.
VAN GOGH İLE AYNI ACIYI YAŞIYORUZ
Seraların boş olmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de üretim maliyetlerinin inanılmaz derecede artmasıdır. Domatesin fidesi 30-35 lira bandında. Domatesin sera içerisinde çıkma süresi 60 gün ile 80 gün arasında değişiyor. Bir dönüm seradan alabileceğiniz toplam domates miktarı 12 ton. Domates fiyatı bu sene 10 liradan başladı, en son 5 lira fiyat gördü. 90 günde elde ettiğiniz kar 50 bin lira. Üç ayı 50 bin liraya böldüğünüzde bir asgari ücretten daha az gelir elde etmiş oluyorsunuz. Bugün sera da üretim yapmak ünlü ressam Van Gogh’un eserlerini yaptığında çektiği acıyla aynı acıdır. Seraya girmek kolay değildir.
Toprağa ne ekseniz oluyor. Mihalgazi’de portakal ağaçlarımız var. Yaygınlaştırılması için bazı politikaların geliştirilmesi gerekiyor. Bu bölgede sadece domates değil roka da üretiyoruz. Türkiye’nin roka, tere, maydanoz, yeşil soğan üretimi bizde… Seradan yılda sekiz farklı ürün alıyoruz. Bizim orada üretim hiç durmuyor. O kadar bereketli bir toprak ki adam ekseniz, adam yetişir.
İKİ BALYA YEM VERMEKLE OLMUYOR
Büyükşehir Belediyesi’nin kent merkezinin bazı bölgelerinde Halk Marketleri var. Sakarı marketler kurulabilir. Çiftçiye üretme garantili teşviklerde bulunabilir. Ben bazı siyasi ve bürokratik hamlelerin hasta yatağındaki insanın ağzına pamuklu su vermek gibi olduğunu düşünüyorum. Bu bir çaba değil. Derdine düşmediğiniz davanın cennetine talip olamazsınız. Teşviki mesainizi kırsalda harcadığınız zaman kırsaldaki insanların sitemlerine şahit olacaksınız. Üç ayda bir kırsala inip fotoğraf çektirmekle, ‘senin domatesin para etmiyormuş’ demekle çözüm üretemeyiz. Geçici çözümler istemiyoruz. İki balya yem vermekle olmuyor. İlçe Tarım sağ olsun naylon desteğinde bulunuyor ama yeterli değil. Eğer üreticiye destek verilmezse bırakın Orta Sakarya Vadisini kalmasını bir daha Sakarı domatesini sadece anılarınız da hatırlarsınız.
BİR ÜRÜN BEŞ ARACIDAN GEÇİYOR
Ürünü yetiştirip, hale gönderiyorsunuz. Tamamen kabzımalın inisiyatifine kalmışsınız. Bir ürün beş tane aracıdan geçiyor. Devlet ‘boş bulduğun her yerde üret’ diyor. Üretmek mesele değil, ürettiğinin karşılığını alman lazım. Orta Sakarya Vadisi’nde dört insanı bir araya getirebilecek bir lider yok. Son beş yıldır Orta Sakarya Vadisi’ndeki çiftçi deneme yanılma yöntemiyle ayakta durmaya çalışıyor. Bölgedeki çiftçinin tek avantajı ürün çeşitliliğinin fazla olmasıdır…
DESTEKLERİN TAKİBİ ÖNEMLİ
Hayvancılık konusunda Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin küçükbaş desteği oldu. Bölgede hayvancılık ufak ufak teşvik edilmeye başlanıyor. Bunun arkasını aramak lazım. Kırsal Bölge Başkanlığımızın verilen desteğin arkasını takip etmesi gerekiyor.
MADENE DEĞİL, SİYANÜRE KARŞIYIZ
Mihalgazi mikroklima iklime sahip ülkemizdeki nadir yerlerden birisi. 70’den fazla endemik bitki var. 170’den fazla farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor. İklimi, havası çok güzel… Yanımızdan Sakarya Nehri geçiyor. Toprakları çok bereketli... Sekiz metrenin altında kuyu açamazsınız… Sakarya Nehri’nden yarım metre su çekmeyiz. Bu kadar bilinçli insanlarımız var. Eskişehir’in dinamiğini kırsal oluşturmasına rağmen bunu anlamış durumda değiliz. Mihalgazi’yi seçmen sayısı üzerinden değerlendiriyoruz. Bu cenneti yok etmek istiyorlar. Maden bir bölgeyi yok eder mi? Hayır etmez. Yeraltı, yerüstü zenginliği de bizim. Madene de, Cengiz Holding’e de karşı değiliz. Biz Cengiz Holding’in altın arama usulüne karşıyız. Açık havuzlar ve siyanürlerle burada altın çıkartılmasına karşıyız.
BENİM İÇİM ACIYOR
Altın madeninin tarıma çok büyük etkisi olacak. Siyanürle arama Sakarya Nehri’ni komple etkileyecek. Her yeri zehirleyecek. Endemik bitki türlerimiz tamamen yok olacak. Bir yeri ağaçlandırmak, ormanlaştırmak değildir. Orman kolay kolay oluşmaz. Bir tarlanın 50 santimetresinin oluşması yıllar sürüyor. Benim içim acıyor. Oradaki domates üretimini bitir. İlçedeki nüfusun göç etmesine neden olacak.
BİR TANE AK PARTİLİ VEKİLİ GÖRMEDİM
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, bölgenin kızı gibi. Sürekli orada. Parti üstü olmuş. Partinin değil, halkın vekili olduğunu ispat ediyor. Bölge için teşviki mesaimiz çok fazla. Utku bey (CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer) karpuz üreticisiyle konuşmuş. Biz, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın söylediği gibi ‘bülten vekillerine’ sahip değiliz. Tarlada, kırsalda, madende mücadele eden vekillere sahibiz. Altın madeni herkesin ortak meselesidir. Hiçbir AK Parti milletvekilini bölgede görmedim. Keşke gelselerdi, onlarla da oturup konuşsaydık.