DİSK’in çağrısıyla İki Eylül Vergi Dairesi önünde bir araya gelen işçiler, “Gelirde adalet, vergide adalet çağrısı yaptı. Türkiye’nin gelir dağılımının en adaletsiz ülkeler arasında yer aldığını söyleyen DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya, “‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın’ diyoruz. Ancak ülkeyi yönetenler patronları kolluyor; vergi deyince akıllarına işçi, emekçi, emekli geliyor” dedi.
“Türkiye gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler arasında”
Zeynep Kaya açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İşçiler, emekçiler, emekliler olarak her gün daha fazla yoksullaşıyoruz, yüksek enflasyon karşısında alım gücümüz eriyor. Biz hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında yaşam mücadelesi verirken şirketler kasalarını dolduruyor. Türkiye, dünyada ücretlerin en düşük olduğu ve gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Gelirde adaletsizlik yetmezmiş gibi vergide de adaletsizlik sürüyor. Vergide adalet olmadan, gelirde adalet olmaz. O nedenle yıllardır vergide adalet için mücadele ediyoruz. ‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın’ diyoruz. Ancak ülkeyi yönetenler patronları kolluyor; vergi deyince akıllarına işçi, emekçi, emekli geliyor.
“Dünyanın en adaletsiz vergi sistemi Türkiye’de”
Dünyanın en adaletsiz vergi sistemi Türkiye’de! Vergi gelirlerinin büyük bölümünü KDV gibi dolaylı vergiler oluşturuyor. Bu adaletsiz vergileri zengin de fakir de, işçi de patron da aynı oranda ödüyor. Emekçiler açısından ise bambaşka bir durum yaşanıyor. İşçiler, emekçiler olarak gelirimizden alınan vergilerdeki adaletsizlik büyüyor. Biz işçiler ücretlerimizi almadan peşin peşin yüksek oranlarda gelir vergisi öderken zenginler ve patronlar için sürekli vergi afları çıkıyor. Bir kararname ile bir gecede büyük şirketlerin vergileri sıfırlanıyor. Bu da yetmiyor! Vergi dilimleri bilerek düşük belirleniyor. Bu yüzden ücretiyle geçinen bizler, yıl içerisinde sanki zengin olmuşuz gibi devamlı bir üst vergi dilimline giriyoruz. 2000 yılında ilk vergi dilimi brüt asgari ücretin 22 katıydı. Bugün ise yılda toplam 5,5 asgari ücret alınca üst vergi dilimine giriyoruz ve daha çok vergi ödüyoruz.
“Açlık sınırının altında ücret alan işçilerin bile vergi yükünü artırdılar”
2000 yılında 2 bin 500 TL olan ilk vergi tarife dilimi yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2024’te 110 bin TL değil, 288 bin TL olmalıydı. Yani yılda brüt 288 bin TL kazanan işçi, yüzde 15 oranında vergi ödeyecekti; ancak bugün yüzde 27 oranında vergi ödüyor. Vergi dilimleri düşük belirlendiği için işçinin vergi yükü artıyor. Özetle bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında ücret alan işçilerin bile vergi yükünü artırdılar. Bu çok büyük bir adaletsizliktir!
“Gelir vergisi ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir”
DİSK olarak vergide adaletin sağlanması için bir yasa teklifi hazırladık. İstanbul’dan Ankara’ya yaptığımız yürüyüş sonrası bu yasa teklifini Meclis’teki siyasi partilere sunduk. ‘Vergide adalet yasası tüm partilerin oy birliği ile acilen Meclis’ten geçirilmelidir’ dedik. Bizler vergide adalet için işyerlerinden vergi dairelerine; sokaklardan meydanlara mücadelemizi sürdüreceğiz. Taleplerimiz nettir: Gelir vergisi ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir. Vergi tarife dilimleri en az yeniden değerleme oranı veya asgari ücret artış oranı kadar artırılmalıdır. Asgari ücret vergi istisnası çalışanlar lehine uygulanmalıdır. Patronlara sağlanan 5 puan SGK prim desteği işçilere de sağlanmalıdır. Çağ dışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır. Bir kez daha söylüyoruz: Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz. Ücretlerimizin ve tükettiklerimizin değil, kârın, rantın ve faizin daha fazla vergilendirilmesi için, az kazananın az, çok kazananın çok vergi ödediği bir vergi düzeni için, gelirde, vergide ve ülkede adalet için mücadeleye devam!”