Antalya’nın tarihi merkezi, Kentsel ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı statüsündeki Kaleiçi’nde 2006 yılında Şeref Şimşek tarafından satın alınan arazide Antalya Müze Müdürlüğü tarafından yapılan arkeolojik sondaj kazıları sonucunda Roma Dönemi’ne ait “Tanrılar Mozaiği”, “Madalyonlu Mozaik” ile Bizans Dönemi'ne ait kilise olduğu düşünülen dini bir yapı ortaya çıktı.
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü bünyesinde görev yapan arkeolog Dr. Onur Kara “Böylesi bir figürlü mozaikli döşeme yapıya Antalya’da daha önce Perge Antik Kenti’nde yaptığım kazıda karşılaşmıştım” değerlendirmesinde bulundu.
"YOL VE KANALİZASYON ÇALIŞMASINDA TEĞET GEÇİLMİŞ"
Cumhuriyet'ten Ece Güneş'in haberine göre Kara, "Kaleiçi’nde karşınıza böylesi bir arkeolojik buluntu çıkabileceğini tahmin etmiş miydiniz?" sorusuna “Parselin bulunduğu alanın geçmişine bakıldığında, etrafında günümüze ulaşamamış, yanmış ya da yıkılmış Geç Dönem Rum Kiliseleri olduğunu biliyorduk. Kaleiçi’nde yakın Birkaç parsellerde de Roma dönemi kalıntılarına rastlamıştık. Dolayısı ile bu parsel özelinde de kazılara başladığımızda kalıntılarla karşılaşabileceğimizi bekliyorduk ancak figürlü mozaikler hepimiz için sürpriz oldu” yanıtını verdi.
Alanda kazı çalışmalarının Antalya Müze Müdürlüğü’nden arkeolog Çaylan Ulutaş ve sanat tarihçi Meryem Değer tarafından doğudan başlatıldığını belirten Kara, “Önce Bizans Dönemi’nden kalan apsis ile karşılaştık. Apsis, bu coğrafyada her daim doğuya bakar ve bizdeki camilerde mihrap neyse bu unsur, yani apsis, kilisede odur. Daha sonra kilisenin devamını ortaya çıkarmak amacı ile kazılar batıya doğru genişletildi.
Daha önce parselin yola cephe veren kısmında 70’lerde belediyenin fen işleri müdahalede bulunmuş, Müze denetiminde yapılan çalışmalarda modern bir çöplüğü ve bunun da altında , geometrik mozaiklere ait birkaç döşeme bulunmuş. Müze denetiminde çalışmalara tamamlanmış ve mozaiklerin üzeri basit konservasyon uygulamaları ile kapatılmış. Ancak o dönemde, yan tarafta açığa çıkarılmayı bekleyen figürlü mozaiklere hiç ulaşılamamış, bunları açığa çıkarmak Kent tarihine kazandırmak ve bilim dünyasına yayınlar ile tanıtmak bizlere nasip oldu” dedi.