SES Eskişehir Şubesi Eş Başkanı Bülent Yıldırım, Halk Sağlığı Haftası nedeniyle açıklama yaptı. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı eleştiren Yıldırım, “Sağlıkta Dönüşüm Programı adıyla kamusal sağlık hizmetleri adına ne varsa bir bir tasfiye edildi. Birinci Basamak Sağlık hizmetlerinde tüm eksikliklerine rağmen önemli bir yer tutan Sağlık Ocakları tasfiye edilerek yerlerine Aile Sağlığı Merkezleri getirildi. Sağlık bir hak olmaktan çıkarılarak paran kadar sağlık anlayışı geçerli oldu. Sağlık alanı sermaye iyice açıldı” diye konuştu.

“ÖZEL HASTANELER VE ŞEHİR HASTANELERİ İLE PATRONLAR İÇİN YENİ BİRİKİM ALANI YARATILDI”

“Özel hastaneler ve şehir hastaneleri aracılığı ile patronlar için yeni bir birikim alanı yaratıldı” diyen Yıldırım, “Şehir hastaneleri hasta garantili işletmeler olarak adeta yağmanın yeni adı oldu. Dünya genelinde ve ülkemizde sağlık hizmet sunumunda özel sektör payı çığ gibi büyüdü zincir hastaneler yaygınlaştı. Halk Sağlığının tüm o bilimsel kriterleri yok sayıldı. Hasta ve hastalıklar piyasanın konusu oldu. İlaçlar ve tıbbı cihazlar halkın sağlığını korumak geliştirmek amacıyla değil kar için gereksiz ve yaygın kullanılmaya başlandı. Cepten harcamalar olağanüstü boyutlara çıktı. Temel koruyucu hizmetlerin alanı daraltıldı. Kadın sağlığı ikinci plana atılmaya aşı ve diğer koruyucu sağlık hizmetleri üzerindeki kamusal denetim ve dağıtım etkisizleştirilmeye başlandı. Bunun sonucunda aşı retleri, aşı karşıtlığı yaygınlaştı. Bilim dışı uygulamalar teşvik edilerek yaygınlaşması sağlandı. Hizmete ulaşımda sınırlılar sağlıklı yaşamayı hastaların iyileşmesini engelleyici düzeye ulaştı sınıflar ve bölgeler arasında sağlıkta eşitsizlikler derinleşti sağlık hizmeti endüstrileşti” şeklinde konuştu.         

“KAPİTALİZM BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR”

Yıldırım konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sağlık emekçileri geleceksiz, güvencesiz, örgütsüz çalışmaya mahkûm edildi. İşine yabancılaştırıldı. Parça başı işi performans, sözleşmeli, esnek çalışma formları başat hale getirildi. Hasta Hekim ilişkisi bozuldu. Çalışanların arasındaki dayanışma rekabete dönüştü. Aynı zamanda sadece sağlık alanında değil, emekçilerin haklarının gerilemesi, çalışma saatlerinin artması, ücretlerin düşmesi ve bunların devamında yoksullaşma sağlığın gerçek tanımındaki tüm parametrelerin gerilemesine yol açtı. Sağlıkta uygulanan politikaların bir çıktısı olarak sağlık çalışanlarına şiddet, ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, baskı, kayırmacılık, mobbing de sağlık emekçilerinin sağlıklı olma haline ağır bir baskı oluşturdu. Sonuç olarak tarihten ve yaşadığımız günlerden bir kez daha anladığımız şudur. Kapitalizm bir halk sağlığı sorunudur.”

Kaynak: Meltem Karakaş