Muammer Hoca gururumuz oldu Muammer Hoca gururumuz oldu

Şehrin karmaşa ve gürültüsünden uzak olmak iyi gelirdi. Son zamanlarda ise Sivrihisar’da buluyorum kendimi. Yılda 7-8 kez gitmeye başladık. Ankara‘ya gelip gidiyorsak kesin uğruyoruz.
Sivrihisar’daki huzurlu ve keyifli bir havayı teneffüs etmek iyi geliyor. Yemekleri de iyi geliyor olabilir tabi… Gitmek için çok neden var. Son zamanlarda kalmak için de çok neden olduğunu gördük.
Sivrihisar’da bir gece geçirmek planımızı uyguladık.
Cuma akşamı bir grup gazeteci arkadaşımla Sivrihisar’daydık... Soner Uçak, Mustafa Yıldırım, Soner Yüksel ve Rahmi Pınar ile ilçede bir gece geçirdik. Eşler ve çocuklarla birlikte…


Gezi boyunca Kültür ve Sosyal Hizmetler Müdürü Meriç Okur bizlere eşlik etti. Meriç Hanım, özellikle kadınlara yönelik hizmet ve projelerin başarılı olmasında en çok katkıyı veren isimlerden… Başka pek çok başarıya daha imza attı ama ben en çok ‘kadınları evden çıkarmasını’ önemsiyorum. Kadınlara meslek öğretmesini, para kazandırmasını kıymetli buluyorum.
Elbette kolay olmamış… Meriç Hanım, işe kadınların günlerine giderek başlamış! Yani, biz böyle böyle kurslar açtık hadi gelin… Ya da gelen gelir gelmeyen kendi bilir değil… O nedenle kendisi önce kadınların toplantılarına gitmiş…
Ve daha neler… Ne zorluklar, ne engeller… Ama sonuçta başarmış. Kadının gücünü ve yeteneğini herkese göstermiş. Meriç Hanım’ın hikayesi başka yazıların konusu olacak kadar uzun, derin ve mucizelerle dolu…
Sağ olsun ‘rehberimiz’ olmayı kabul etti.
Yıllar önce Sarıcakaya’da kalmıştım. 2004 falan… Seçim sonrası sıkıntı yaşanmış, başkan istifa etmişti. Araba içinde sabahlamıştık. İlçelerde geceleri pek kalmadık. İşimiz geç de bitse kente geri döndük. Şimdi bilerek isteyerek Sivrihisar’dayız!
Cuma akşamı 20.00 gibi Çeşmi Cihan’da buluştuk ve “Sivrihisar’da Bir Gece” temalı turumuz başladı. Nilgün Hanım’ın harika yemekleriyle gezimiz başladı. Bamya çorbası, kelem, sarma, bazlama, kavurma, baklava ve höşmerimden oluşan masamız harikaydı.


Golf arabalarına atladık… Uça Park’taki Gönül Bahçesi’ne geçtik. Kahveler burada içildi. Yıllar önceki halini hatırlıyorum Uça Park’ın… Kahve ve ortam daha keyifli hale geliyor… Oradan Seyir Terası’na geçtik. Saat Kulesi ve Açık Hava Heykel Müzesi’ni gece ilk kez görüyordum. Etkileyiciydi… Aynı şekilde Ermeni Kilisesi de…
Seyir Terası’ndan Sivrihisar’a baktık… Bu manzara kesinlikle görülmeli… Ardından Gönül Sofrası Yörük Çadırı’na geçtik. Çay ve Neşet Ertaş eşliğinde sohbet… Birden çalılar, ağaçlar arasından Nasrettin Hoca çıktı! Meriç Hanım’ın çocuklar sürprizi… Hoca, bir fıkrasını anlatana halkalı şeker hediye etti. Büyükler de sıraya girdi. Şekerleri kaptık. Nasrettin Hoca’ya fıkra anlattık! Öyle bir geceydi…


Gece 23.30 sıralarında arabaşı ikramı oldu. Yozgatlı olarak benden çok şey beklendi fakat 40 yıldır Eskişehir’de olduğum için beklentileri karşılayamadım!
Ayşe’nin amcasının oteline doğru yola çıktık. Yolda arabalardan inip gezmek istiyoruz. Her köşe başı fotoğraf için uygun… Bu sakinliği yaşamak istiyoruz. Kaytan Otel’e vardık. Sabah 10.00’da buluşmak üzere odalara çekildik.
Sabah Çeşmi Cihan kahvaltısıyla güne başladık. Elbette meşhur sucukla… Sucuk demişken… Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Sivrihisar sucuğunu tanıtmak için festivaller yaptı. Yedi kez yapıldı… Müthiş katılım oluyor. İki kez geldim bende… Kayseri ve Afyon’dan bile gelenler olmuş! Onlar tabi yemeğe, eğlenmeye değil! Sucuk satmaya gelmişler… Sucukları meşhur ya… Bi köşede de biz satalım demişler! Stant alalım, hayli yüksek ücret teklif etmişler. Başkan ‘Sadece Sivrihisar Sucuğu’ diyor ve onlara izin vermiyor.
Antalya dönüşü Afyon sucuğu alan pek çok arkadaşım artık Sivrihisar sucuğunu tercih ediyor. Bizim mahalle marketinde bile Sivrihisar Sucuğu satılmaya başlandı. Marka oluşturmak böyle bir şey olsa gerek. Kahvaltıdaki peynir tabağı da harikaydı… Yağlı bazlama yine kapışıldı. Hemen üst kattaki Kilim Müzesi günün ilk durağı.
UNESCO’nun Dünya Mirası listesine aldığı Ulu Cami’deyiz. Hem rehber hem şoförümüz Ayşe Hanım’dan camiyi dinledik. Alemşah Kümbeti’ndeki balık motiflerinin sırrını öğrenip yola devam ettik. Elbette hemen yanı başında hediye eşya satan dükkanlara uğramayı ihmal etmedik. İlçenin en çok ziyaret edilen noktalarından olan Zaim Ağa Konağı’ndayız. Çocuklara konağın önemi anlatıldı… Gençlik Merkezi’ni gezdik.


Kamp karavan alanına geçtik. Yakında hizmet vermeye başlayacak. Şimdiden arayıp soranlar varmış. Bir evde bir aile kalabilir… Taşev’ler güzel görünüyordu.
Buradan Akbaş Köpek Çiftliği’ne geçtik… Çocuklar burada çok sevindi. Hemen yanındaki seraya uğradık. Domates topladık… Sera, BM katkısıyla yapıldı. Asma Yaprağı Kadın Kooperatifi’ne ait… Emeğin ürüne dönüştüğü yer… Domatesler kurutuluyor ya da salça oluyor. Seneye çilek ekilecek gibi…
Buradan Sivrihisar Havacılık Merkezi’ne gidildi. Yolculuk yaklaşık 20 dakika sürdü… Kuruluş aşamasında Yener Sonuşen ile gezmiştik… Son hali müthişti… Tarihe tanıklık etmiş hava araçlarını gördük. Uçak ve helikopter müzesi var. Ama uçan müze! Gördüğümüz her şey uçuyordu. Yılda 8-10 etkinlik yapılıyor. Hava Gösterileri en büyük etkinliği… Artık herkesin bildiği bir etkinlik… Burası MAK Havacılık’a ait özel bir girişim… Personele biraz ‘iletişim kursu’ verilmesiyle çok daha iyi gelebilir! Mutlaka gezmenizi öneririm. İngiliz Hasta filmindeki uçak, Er Ryan'ı Kurtarmak’taki uçak burada sergileniyor. Sekiz Nazi uçağı düşüren uçağı da görebilirsiniz. Yine Vietnam Savaşı görmüş bir UH-1 helikopteri de sizi bekliyor. Giriş 190 lira. Hediyelik olarak şapka, tişört, kupa ve maket satışı var.
Dönüşte Belediye altındaki atölyeleri gezdik. Her şeyi çekmekten şarjları biten telefonları şarj ettik. Çeşmi Cihan’da bizi bekleyen kapamaları duyunca tam dolum olmadan telefonları çektik! Kavurma mı kapama mı tartışmaları arasında yemeği yedik.


Kahveler Türkay Konağı’nın güzel atmosferinde içildi… Hemen yakındaki Hazinedar ve Hoş Kadem camileri incelendi. Çocuklara kilim dokuma tezgahı hediyesi için Nasrettin Hoca Kültür Evi’nin önünden geçtik. Sivrihisar’daki son durağımız burası oldu. Hayli yorgun bir şekilde Eskişehir’e döndük. Sivrihisar’ı gezmek için bir günün yetmediğini yaşayarak öğrenmiş olduk. Bir de bir insanın bir ilçenin kaderini nasıl değiştirebileceğini bizzat görmüş olduk. 10 yıldır görevde olan Hamid Yüzügüllü’nün vizyonuyla, kurduğu ekiple ve titiz çalışmasıyla neler yaptığına şahit olduk. Emeği geçenlere teşekkürler…

Kaynak: Eskişehir.net Haber Merkezi