Teknoloji her geçen gün daha da gelişmeye devam ediyor. Bununla birlikte yaygınlaşan sosyal medya uygulamalarının pek çok insan için artık bir bağımlılık haline geldiği biliniyor. Artan sosyal medya kullanımıyla ilgili düşüncelerini paylaşan Eskişehir Şairler Derneği üyeleri, son dönemlerde kitap okuma alışkanlığının azaldığını gözlemlediklerini söyledi. Sosyal medyanın bilgiye erişimi kolaylaştırdığını ve okuma hızını arttırdığını ancak gelişmiş toplumlar için çok önemli olan kitap alışkanlığını da azalttığına vurgu yapan dernek mensupları, çocuklara küçük yaşlardan itibaren kitap okumayı sevdirmenin bir eğitim politikası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.



“Kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlardan itibaren kazandırılmalı”
Eskişehir Şairler Derneği Başkanı Kenan Demirel, Eskişehir’in bir kültür kenti olmasına rağmen kitap okuma oranının düşük kaldığına vurgu yaparak, “Eskişehir’de edebiyat, sanat, şiir, spor ve her türlü kültürel faaliyet gayet canlı. Ancak biraz evvel konuşan Lütfü abimin bahsettiği gibi okuma oranı düşük seviyelerde. Bunu arttırmanın yolunu nasıl buluruz onu bilemiyorum ama ben aynı zamanda bir eğitimci olarak kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerektiğine inananlardanım. Okumayı okul sıralarında nasıl sevdireceksek öyle sevdirmeliyiz. Başka türlü bunu aşmanın başka bir yolunu şahsen göremiyorum. İlkokul ve ortaokul çağlarında okumanın tadına, hazzına varan öğrenci edindiği alışkanlığı bir ömür boyu sürdürebilir. Bunu bir eğitim politikası olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Okuma bizim kültürümüzün temelinde var”
Dernek üyesi Lütfü Kılıç, dernekte bulunan yaklaşık 25 kişinin kitap çıkarttığını, ancak vatandaşlardan gereken ilgiyi göremediklerini belirtti. Bunun sebebini sosyal medyaya bağlayan Kılıç, “Sosyal medyanın çıkması ve başka etkilerden dolayı insanlarımızdaki okuma oranının düşük olduğuna tanık oluyoruz. Benim vatandaşlara diyeceğim şu, okuma bizim kültürümüzün temelinde var. Bizde eskiden kahvelere kahve denilmezdi, kahvenin adı kıraathaneydi. Kahvelerin bir köşesi kitaplık olarak kullanılırdı ve orada okuma sağlanırdı. Yani bizim toplumumuz okuyan bir toplumdu. Ama bu okuma oranının düşmesi ve okuyan bir toplumdan kısır bir toplum durumuna gelmemiz, bizim insan ilişkilerimizi de olumsuz etkilemektedir. Atatürk’ün deyimiyle, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için şahsen okumanın birinci derecede önemli olduğuna inanıyorum” dedi.

“Yararlı kitapların tercih edilmesinde bir eksiklik var mıdır diye endişeleniyoruz”
Prof. Dr. Halil Buttanrı ise, sosyal medyanın iyi ve kötü yönlerini hakkında bazı değerlendirmelerde bulunarak şu şekilde konuştu:
“Sosyal medya şairlerimize ve her türlü basılı esere ulaşmayı kolaylaştırdı. O bakımdan iyi bir uygulama. Ama tabii ki gençlerimizi meşgul eden, bizim onaylamadığımız bir takım imkânlar da getirmiş oldu ve onlara zaman ayırılıp, oyalanılması bizim için bir kusur, eksiklik gibi oldu. İyi, okumaya ve öğrenmeye istekli öğrencilerimiz açısından da her türlü bilgiye, şaire ve yazara ulaşma imkânını da kolaylaştırdığını ifade etmek isterim. Şimdi kitap okuma oranının düştüğü inancı yaygın ama hani bir cep telefonunu bile açtığınız zaman sürekli bir şeyler okuyorsunuz O yüzden mesela çocukların okumasının hızlandığını da fark ediyoruz ama hedefli, inançlı, yararlı kitapları tercih etmelerinde acaba eksiklikleri var mıdır diye endişeleniyoruz. Hedeflerine göre değerli kitapları okumalarını tavsiye ediyoruz.”

Kaynak: İhlas Haber Ajansı