Saadet Partisi (SP) Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, gündeme ilişkin Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a konuştu. Yerel seçimlerin ardından hem Eskişehir özelinde hem Türkiye genelinde bir değerlendirme yaptıklarını ifade eden Bingöl, Eskişehir ile ilgili çok güzel projelerinin olduğunu fakat ya vatandaşın kendilerini anlamadığını ya da partisinin kendisini tam anlatamadığını belirtti.
“Herkesin hayatını kolaylaştıracak projelerimiz vardı”
“Bizim Eskişehir’de kentsel dönüşüm herkesin hayatını kolaylaştıracak projeler buna yönelik çalışmalarımız vardı” diyen Bingöl, “Saadet Partisi olarak biz sadece Eskişehir’de değil Türkiye genelinde bir değerlendirme yaptık. Özellikle bakış açımız şuydu: Ben Ankara’ya toplantıya gittiğimde eski bakanlarımızdan biri bana şu soruyu sordu: Eskişehir’de durum nedir, ne oldu? Ben de şu ifadeyi kullanmıştım: ‘Dava ağır, insanlar sağır. Bağır da bağır.’ Bizim Eskişehir’de kentsel dönüşüm herkesin hayatını kolaylaştıracak projeler buna yönelik çalışmalarımız vardı. Dolayısıyla biz bütün bunları topluma anlatmaya gayret ettik imkanlarımız ölçüsünde ancak toplumun bakışı çok daha farklı oldu. Biz adil belediyecilik nasıl olur, şehrin sorunları nasıl çözülür… Bizim önümüzde üç tane önemli tehlike var. Depreme şehrimiz hazır değil. Buna yönelik şu an maalesef çalışma yapılmıyor. 2030 yılında nüfusumuz 1 milyon 200 bin olacak. Su fiyatlarının pahalılığından bahsediyoruz ama 2030 yılında suya erişim bile olamayacak. Su bulamayacağız. Trafik, alt yapı ve ulaşımla ilgili dişe dokunur bir çalışma Eskişehir’de yapılmadı. Biz seçim öncesi bunları Eskişehir’de anlatmıştık. Demek ki toplum bizi anlayamadı ya da biz anlatamadık. Belediyecilikte bir hizmet anlayışını Eskişehir’de hayata geçirmiş olsaydık Eskişehir bugün farklı bir şehir olabilirdi. Kentsel dönüşüm belediyelerin tek başına altından kalkacağı bir şey değil. Merkezi hükümetin de bu konuda destek vermesi lazım. Birlikte kolektif alışma yaparlarsa bir netice alabilirler” diye konuştu.
“Bence belediyelerin eli kolu bağlandı”
İktidarın belediyelerin elini kolunu bağladığını ifade eden Bingöl, “Bu 5 aylık süre çok kısa bir süre. Diğer iki belediye başkanı zaten başkandı. Belki Ayşe Hanım açısından bir değerlendirmek lazım. Bence belediyelerin eli kolu bağlandı. Belediyelerin bu konuda arzu edilen hizmeti yapamama durumu var. Şu an bu belediyeler bir şeyler yapmak istese bile ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle yapamazlar. Belediyelerin borçları gündeme getirildi. Rakam 96 milyar liraymış. 67 tane firmanın 660 milyar lira borcu silindi. Bu 96 milyar lira çok büyük rakam değil ama bu borçları önceleyerek belediyelerin İller Bankası’ndan gelen paylarını merkezinden kesmek aslında bu belediyelerin çalışamaz hale gelmesini temin etmektir. Bu aslında o şehre, halka aslında yapılan haksızlıktır” şeklinde konuştu.
“Eskişehir’in çözüm bekleyen sorunları var”
Eskişehir’in çözüm bekleyen sorunları olduğuna dikkat çeken Bingöl, “Belediyelerin bu beş aylık dönemde süre gelen projeleri var. Onlar devam ediyor ama büyükşehir ile ilgili yapılması gereken çok önemli şeyler var. Ayşe Hanım’ın burada çok ciddi performans ortaya koyması lazım. Eskişehir’in çözüm bekleyen çok önemli sorunları var. Trafik, kentsel dönüşüm, alt yapı, ulaşım, su. Bunlara yönelik çalışma ortaya koyması lazım. Ama burada da imkânlar kısıtlı, dar. Bu imkânlarla ne yapılabilir? Ben ne yapılabilirimi biliyorum. Bence aslında Ayşe Hanım’ın bizi çağırıp nasıl çözüm üretebiliriz diye tartışma yapmak lazım. Buna ihtiyacımız var” dedi.
“Eskişehir’in acilen 40 bin konuta ihtiyacı var”
“Merkezi hükümet CHP’li muhalif belediyelerin elini kolunu bağlıyor her yönüyle” diyen Bingöl, “İş yapamaz hale getiriyor. Buna rağmen yapılabilecekler var ama. Eskişehir’in acilen 40 bin konuta ihtiyacı var. Mahallelerde ada bazlı, emsal ve kat artımı ile bir çalışma yaparak vatandaşın cebinden para çıkmadan müteahhitler de para kazanır belediye de para kazanır. Burada bir dönüşüm olabilir” diye konuştu.
“Bütün maden ocaklarının ruhsatlarını iptal edeceğiz”
Alpagut’a yapılan maden ocağına ilişkin de konuşan Bingöl, “Biz kesinlikle Türkiye’deki bütün maden ocaklarına karşısındayız. Özellikle orada belediye başkanı hanımefendi bir cümle kullandı. Karşı da değilim yanında da değilim dedi. Biz karşıyız. Orası Türkiye’nin ikinci Çukurova’sı. Tarım açısından çok önemli bir bölge. Ayda 200 ton hem İstanbul’a hem Ankara’ya sebze gönderiliyor. Orada tarım çöker. Bu ülkede bilinçli bir şekilde devlet politikası ile tarım yok ediliyor. Buna karşı çıkmamız lazım. Bu da iktidar değişikliğiyle mümkündür. Biz yapılacak bir erken seçimde iktidara geleceğiz ve geldiğimiz zaman da bütün bu maden ocaklarının ruhsatlarını iptal edeceğiz.
“Eskişehir’de aç açıkta kimse kalmamalı”
Bingöl konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kaynaklar en doğru şekilde Eskişehir ile ilgili şu an yeni bir yatırım yapmak mümkün değil. Burada daha çok sosyal belediyecilikle ilgili ihtiyaç sahipleri insanların talepleri karşılanabilir. Belediyeler personel çıkarmak yerine bunları istihdam edebileceği alanlar oluşturalı. Kaynağını oraya ayırmalı. Sosyal belediyecilik bizim için önemli. Eskişehir’de aç açıkta kimse kalmamalı. Bu dönemde yapılabilecek en pratik şey sosyal belediyecilik olmalıdır. Diğer yatırımların maliyeti gerçekten çok yüksek. Bu yatırım maliyetlerinin altından belediyeler kalkamaz.”