Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü öncülüğünde organize edilen bu anlamlı etkinlik, 6 Ekim 2024 Pazar günü gerçekleştirilecek.
Abdürrahim Şerif Beygu’nun mirasını hatırlamak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla düzenlenen program, saat 11.30’da Odunpazarı Mezarlığı’nda Abdürrahim Şerif Beygu’nun kabri başında başlayacak. Bu bölümde Kur'ân-ı Kerim tilaveti, dualar ve Beygu’nun hayatı ile çalışmalarına dair konuşmalar yapılacak.
Anma programının ikinci bölümü, saat 14.00’te Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi Salonu’nda düzenlenecek sergi açılışı ile devam edecek. Serginin ardından düzenlenecek panelde, Beygu’nun çalışmalarını farklı açılardan ele alacak olan Naci Elmalı, Güven Ayber, Neslihan Arzu Keteci ve Alparslan Kotan birer konuşma yapacaklar.
Abdürrahim Şerif Beygu kimdir?
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde doğup Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında önemli çalışmalar yapan Abdürrahim Şerif Beygu, Erzurum’un yetiştirdiği önemli eğitimcilerden ve yazarlardan birisidir. Hayatı boyunca tarih, edebiyat ve eğitim alanlarında yaptığı çalışmalarla, Erzurum’un ve çevresinin tarihî, kültürel birikimlerine katkıda bulunmuş, günümüze ulaşan eserleriyle de bu mirasın korunmasına öncülük etmiştir.
Abdürrahim Şerif Beygu, 1894 yılında Erzurum’da dünyaya gelmiştir. Babası Gül Ali Bey, annesi ise Kudret Hanım’dır. Abdürrahim Şerif, çocukluğunun büyük bir bölümünü Erzurum’un çalkantılı siyasî ve sosyal ortamında geçirmiştir. Şehrin 1906-1907 olayları, 1911 depremi ve Birinci Dünya Savaşı’nın etkilerini bizzat yaşamış ve bu olaylar onun hayatında derin izler bırakmıştır.
Abdürrahim Şerif Beygu, eğitim hayatına Erzurum Merkez Numune-i İptidai Mektebi’nde başlamıştır. Ortaöğrenimini Erzurum İdadisi’nde sürdürmüş; ancak Birinci Dünya Savaşı sebebiyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde Erzurum’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin matbaasında çalışmaya başlamış ve Albayrak Gazetesi’nde mürettip olarak görev almıştır. Bu süreçte Sıtkı Dursunoğlu ile birlikte çalışmış ve yerel basın hayatının içinde aktif bir rol üstlenmiştir.
1916 yılında Erzurum’un Rus işgaline uğramasıyla ailesiyle birlikte Sivas’a göç eden Abdürrahim Şerif, burada da basın ve matbaacılık çalışmalarına devam etmiştir. 27 Kasım 1916 tarihinde Erbaa İptidai Mektebi'nde öğretmenliğe başlayan Beygu, öğretmenlik mesleğine Kayseri ve Konya’da devam ettirmiştir. Konya Darülmuallimi’ne kayıt olarak yarım kalan eğitimini tamamlama fırsatı bulmuş ve 1919 yılında mezun olmuştur.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Erzurum’a dönen Abdürrahim Şerif Bey, Erzurum Sultanisi'nde öğretmen olarak görev yapmıştır. Ardından Bitlis, Gümüşhane ve Trabzon’da çeşitli eğitim kurumlarında tarih ve coğrafya öğretmenliğinde bulunmuştur. Bu süreçte, öğrenci yetiştirmeye verdiği önem kadar tarihî ve kültürel konulara da yoğunlaşmıştır.
1934 yılında Soyadı Kanunu'nun kabulüyle “Beygu” soyadını almıştır. Bu soyadını, Erzurum’un tarihî geçmişine ve kendi ailesinin köklü mirasına bir atıf olarak tercih etmiştir. 1930-1934 yılları arasında Erzurum Erkek Lisesi’nde tarih öğretmenliği yaparak bölgedeki genç nesillerin eğitimine katkı sağlamıştır.
Kitap çalışmaları
Abdürrahim Şerif Beygu, tarih ve kültür araştırmalarına büyük bir ilgi duymaktaydı. Çalışmalarının odak noktası, özellikle Erzurum ve çevresinin tarihî ve kültürel zenginlikleri üzerineydi. Onun en önemli eserlerinden biri olan Ahlat Kitabeleri, Türkiye’nin en önemli tarihî alanlarından Ahlat Mezarlığı’ndaki kitabeler üzerine yaptığı bir çalışmadır. Bu eser, bölgenin tarihî mirasını belgelemesi açısından oldukça kıymetlidir.
Bir diğer önemli eseri Erzurum Tarihi'nin ilk cildidir. Abdürrahim Şerif Beygu, bu eserinde Erzurum’un tarihî sürecini ele almış, şehrin geçmişine dair önemli bilgileri kayda geçirmiştir. Ancak sağlığının kötüleşmesi sebebiyle bu eserin devamını getirememiştir. Erzurum’un tarihine dair yazdığı makaleler ve yerel basındaki çalışmaları ise onun bu alanda derinlemesine bir bilgi birikimine sahip olduğunu göstermektedir.
Son yılları ve vefatı
Abdürrahim Şerif Beygu, uzun süren eğitimcilik kariyeri boyunca hem öğretmenlik yapmış hem de tarih ve kültür çalışmalarına devam etmiştir. Ancak vücudu, zorlu hayat koşulları ve yoğun çalışma temposuna daha fazla dayanamayarak hastalanmıştır. Kendisine yakın arkadaşı Sıtkı Dursunoğlu, Beygu’nun bu süreçte evrak hazinelerinin tozlu havasında uzun saatler geçirdiğini ve bazen bir simitle günü tamamladığını dile getirmiştir. Bu fedakârlık, onun tarihe olan tutkusunu ve sorumluluk bilincini ortaya koymaktadır.
1943 yılında kendi isteğiyle Eskişehir Lisesi’ne tayin edilen Beygu, burada göreve başladıktan bir yıl sonra 6 Ekim 1944 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Eskişehir’in Odunpazarı Mezarlığı’na defnedilen Abdürrahim Şerif Beygu’nun mezarı, vefalı hemşehrileri ve sevenleri tarafından yaptırılmıştır.
Abdürrahim Şerif Beygu, hem bir eğitimci hem de bir tarihçi olarak Türkiye’nin kültürel mirasına önemli katkılarda bulunmuştur. Zorlu hayat şartlarına rağmen ilim yolundaki azmi ve fedakârlığı, ardında bıraktığı eserlerde açıkça görülmektedir. “Ahlat Kitabeleri” ve “Erzurum Tarihi” gibi eserleri, onun tarihe olan ilgisinin ve yerel mirasa duyduğu derin saygının göstergesidir. Eğitimci kimliğiyle de sayısız öğrenci yetiştiren Beygu, hayatını bilime ve eğitime adamış bir aydın olarak hatırlanmaktadır.