TEMA Vakfı Türkiye’deki 4. Grup madencilik faaliyetlerinin yarattığı tahribata dikkat çekti. Tema Vakfı Genel Başkanı Deniz Ataç, “Erzincan’daki altın madeninde yaşanan felakete ilişkin, “Üzülerek belirtmek isteriz ki bu bir kaza değildir, yaşanan felaket göz göre göre gerçekleşmiştir” açıklamasında bulundu. Ataç, madenciliğe kapalı alanların kanunlara sınırlandırılması talebini yineledi.

“ŞİRKETE KESİLEN CEZA BİR ÖNLEM DEĞİL”

Şirkete kesilen cezanın bir önlem olmadığını ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Aynı maden sahasında 21 Haziran 2022’de siyanür solüsyonu borusunun patlaması sonucunda tonlarca kimyasal çevreye yayılmıştı. Bu nedenle maden şirketine para cezası kesilmiş, faaliyetleri ise geçici olarak durdurulmuştu. Madenin barındırdığı tehlikelere karşı halk ve çevre sağlığı için hangi önlemlerin alındığı kamuoyu ile paylaşılmamıştır” diye konuştu.

“VAHŞİ MADENCİLİK BÜYÜK YIKIMA SEBEP OLUYOR”

Deniz Ataç, yaşananların, ülkemizde yapılmakta olan vahşi madencilik faaliyetlerinin; yaşamımız, toprağımız, suyumuz ve havamız için büyük yıkımlara sebep olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğine vurgu yaparak, “Üzülerek belirtmek isteriz ki İliç’te yaşananlar bir kaza ya da kader değildir. Daha önceki felaketin ardından halk ve çevre sağlığı için bu konuda yeterli önlemlerin kesinlikle alınmadığını, bilimin ve üstün kamu yararının göz ardı edildiğini ve vahşi madenciliğin ne denli büyük tehlikeler barındırdığını büyük bir acı yaşayarak gördük” şeklinde konuştu.

“AKLIMIZ VE YÜREĞİMİZ TOPRAK ALTINDAKİ EMEKÇİLERİMİZDE”

Ataç açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Milyonlarca ton kimyasal atık altında yaşam mücadelesi veren maden emekçilerimizin bir an önce kurtarılmalarına ilişkin umudumuzu koruyoruz. Zehirli kimyasal içerikli toprağa, ortaya çıkan gazlara ilişkin alınmış ve/veya alınacak önlemlerin ivedilikle kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Bir felaketin daha yaşanmaması için doğaya ve insana büyük zarar veren bu faaliyetlerin sonlandırılmasını talep ediyoruz.” 

Kaynak: Meltem Karakaş