İktidarın süt krizinde üreticileri de tüketicileri de mağdur ettiğini söyleyen Süllü, “Gübre, yem ve mazot, enerji geçen yıla göre, yüzde 50 zamlanırken geçen sene 10 lira olan sütün bu yıl 13 lira olması, üreticiye zarar ettiriyor. Yanlış politikalarla hayvancılık bitirilirken besicinin ürünü para etmiyor; ama tüketici de pahalı et ve süt ürünlerini tüketemez oldu ” dedi. 

J N S U L L U B2

“BESİCİ PERİŞAN”

Süllü’nün ziyaret ettiği, Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükaslan, “Sektörde çok büyük sıkıntı var. Maliyetler çok arttı. 2022’de 17 liraya mazot mu alınır diye dert yanıyorduk; şimdi, 46 liraya alıyoruz. Geçen sene sütü 10 liraya satıyorduk bu sene 13 lira, ama, her şeye yüzde 50 zam geldi. Ancak, süte zam gelmedi. Bu nasıl bir sistem anlamadık. Üretici artık damızlıklarını, ineklerini kestiriyor. Hayvancılık bitiyor. Yılsonunda üreticinin yüzde 50’si batar” diyerek dert yandı. Girdi maliyetlerindeki yüksek enflasyon karşısında, Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanan 13 liranın süt üreticisi için zarar anlamına geldiğini söyleyen Süllü,  maliyetleri karşılamak için damızlıkların ve ineklerin kesiminin gıda geleceği açısından büyük bir tehdit olduğunu vurguladı. 

“YAKINDA ET ve SÜT BULAMAYACAĞIZ”

Kesime gidenin hayvanlar değil aslında geleceğimiz olduğunu söyleyen Süllü, “Vatandaş, raflarda kırmızı et ve süt ile ürünlerini zaten alamazken, yakında onları da bulamayacağız. Bugün sofralarımızın vazgeçilmezi beyaz peynirin en ucuzu bile 150 lirayı geçmiş 400 liraya bile peynir var. En ucuz kaşar peyniri, tereyağı et fiyatı ile eşdeğer. Sucuk, pastırma ise sofralarda lüks oldu. Üretici kazanmıyor; tüketici alamıyor.” dedi.

“KOYUNLARIMI SATMAMAK İÇİN EVİMİ SATTIM, DAHA NEYİMİZİ SATACAĞIZ”

Süllü’nün görüştüğü çoban ve küçükbaş hayvan yetiştiricisi Emre Tınaz, “Artık milletin canına yetti. Hayvan ithalatının sonlandırılması gerekiyor. Son 6 ayda 360 milyon dolar para verilmiş canlı hayvana. Her geçen gün kötüye gidiyor. Evimi sattım, koyunlarımı satmamak için. Borçlarımız çok. Ben bu işe gönül verdim. 20 yılım heba oldu. Daha neyimizi satacağız? Üreticiyiz biz, siyasetle alakamız yok ama, artık son noktadayız. Bizi cezalandırıyorlar resmen. Millet ise ete ve süte muhtaç olacak. Eğer biz batmazsak birkaç yıla kadar insanlar randevu ile kuzu isteyecek bizden.” dedi. 

“ENFLASYON, ÜRETİCİ SIRTINDAN DÜŞMEZ”

AKP iktidarının gıda enflasyonunu üretici sırtından baskılamak üzere izlediği yanlış politikanın işe yaramadığını belirten Süllü, “Girdi maliyetleri altında açıkladığı fiyatla üretici zarar ediyor ama süt ve süt ürünleri raflarda el yakıyor. Et fiyatlarını güya düşürmek için ithal hayvan getirtiliyor, birileri aradan para kazanıyor, yabancı besici besleniyor; bizim besicilerimiz borç içinde hayvancılıktan uzaklaşıyor. Peki, vatandaş ucuz et yiyebiliyor mu? Nerede? Et ve et ürünleri ulaşılamaz oldu. Bedeli hem üretici hem tüketici ödüyor.” dedi. 

“Sağlıklı bir toplum için gerekli olan iyi gıdadan yoksun bir nesil yetişiyor” diyerek gıda geleceğinin büyük bir tehdit altında olduğunu vurgulayan Süllü, hayvancılık sektörü için, izlenen yanlış politikalardan dönülerek acilen önlem alınması çağrısında bulundu.
 

Kaynak: Bülten