Mihalgazi’nin Alpagut ve Tepebaşı’nın Atalan mahallerine Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş. tarafından siyanürlü altın madeni açılmak isteniyor. Projenin halkın katılımı toplantısı 15 Ağustos’ta Alpagut mahallesinde gerçekleşti. Alpagut Atalan’da Madene Hayır Platformu üyesi doktor Mehmet Akif Aladağ ve çevre mühendisi Ozan Devrim Yay, Mihalgazi’de gerçekleşen halkın katılımı toplantısında yaşananları ve sonrasında devam edecek süreci Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a anlattı.
15 Ağustos’ta yapılan halkın katılımı toplantısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gergin bir ortam vardı. Toplantı sağlıklı bir şekilde gerçekleşti diyebilir miyiz?
Ozan Devrim Yay: Biz iki nedenle bu toplantının yapılmadığını düşünüyoruz. Bu toplantının adı eskiden yönetmelikte halkın katılımı toplantısıydı. Ama ısrarla halkın bilgilendirilmesi gibi lanse edildi. Çünkü sanki bu tek taraflı bilgilendirme şirket ve bakanlık açıklama yaptıktan sonra iş biter gibi. Hayır, bu halkın da aslında aktif katılımının en çok garanti edilmesi gereken süreç. Tüm süreç açık katılıma ama halkın doğrudan muhataplarıyla yüz yüze gelebileceği toplantı. Sonradan yönetmelikte adını bunun halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılım toplantısı oldu.
“BU TOPLANTI MEŞRU DEĞİLDİR”
Yay: Öncelikle bu halkın katılımı toplantısı ÇED başvuru dosyası verildikten sonra ki ilk aşamadır ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü bu toplantıyı yönetmekle, organize etmekle yükümlüdür. Ama orada il müdürü Hikmet Çelik çok açık bir şekilde şirket yanlısı tavrıyla eleştirilerini dile getirenleri hedef gösteren bir tavır içine girdi. Zaten herhangi bir bilgilendirme ve katılım da sağlıklı bir şekilde gerçekleşmedi. İkinci sebebi, biz zaten usulen de o toplantın doğru olmadığını düşünüyoruz. Çünkü ÇED sürecinde şirket önce bir ÇED başvuru dosyası sunar. Orada birtakım temel bilgileri verir. Sonra bakanlıkta komisyon toplanır kapsamlı ÇED raporunda ne olacağına dair taleplerini iletir. Ama bu aşamada halkın minimum yani en temel bilgileri edinebilmesi için o dosyanın içinde bazı en temel bilgilerin olması lazım. Başvuru dosyasında o bilgiler olmadığı için örneğin mikro klima ile ilgili sadece bir paragraf var. Kısaca geçiştirilmiş. Su kullanacağız diyor ama suyu nereden, ne kadar kullanacağı belli değil. Temel bilgiler tamamen eksikti. Platform’dan söz almaya çalışan üyelerimiz bu eksikleri anlatmak istedi. Bu toplantı meşru değildir. He orada olanlar açısından hem ÇED başvuru dosyasında eksikler nedeniyle usulüne uygun olmadığını düşünüyoruz ama maalesef bakanlık bunu yapılmış sayıyor.
“SEÇİLEN SAATTE ÜRETİCİLER TARLASINDAYDI”
Yay: Üçüncü bir neden de, orası iklimsel olarak öğlenleri çok sıcak olduğu için üreticiler çok erken saatte giderler ve öğlen evlerinde olurlar. Toplantı için seçilen 09:30 saatinin çok yanlış bir saat olduğunu düşünüyoruz. En çok etkilenecek tarımla uğraşan insanlar tarladaydı. Birileri otobüs otobüs insan götürdü dedi ama bizi kendimiz örgütlendik gittik oraya. Seçilen saat yanlıştı. Birçok üretici toplantıya gelemedi tarlasında olduğu için.
Halkın katılımı toplantısının ardından bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek?
Ozan Devrim Yay: Sırada inceleme, değerlendirme toplantısı var bakanlıkta. Biz ısrarla diyoruz ki; süreci daha fazla ilerletmeyin. Sürecin ilk aşaması yapılamadığı için devamını da getirmeyin diyoruz. Ama büyük olasılıkla, umarım öyle olmaz, bakanlık bu toplantıyı yapacak. Sonra da bir yıl içinde firma da kapsamlı ÇED raporunu hazırlayacak. Son kez bakanlığa sunacak. ÇED olumlu ya da olumsuz kararı çıkacak. Biz biliyoruz ki yüzde 98 oranında bakanlıktan hep olumlu karar çıkıyor. Bu toplantının yapılmış olması idari bir işlem olduğu için idari bir davaya konu olabilir her an.
Siyanürlü altın madenciliğinin hem çevreye hem insan sağlığına zararlarını biliyoruz. Özellikle insan sağlığına ne gibi etkileri, zararları olacak?
Mehmet Akif Aladağ: Hikmet Bey’in söylediği hiçbir şey doğru değildi. Sağlık konusunda söyledikleri de doğru değildi. Altın madenciliğinin kendi doğasında zaten zarar var. Zararsız altın madenciliği bugüne kadar yaşanmamış. Özellikle siyanür kullanılan altın madenciliğinde çok ciddi hem ekolojik bir yıkım hem insan sağlığına hem hayvanlara, tüm canlılara çok ciddi zararlar verdiğini biliyoruz. Altın maddeciliğinin temelinde önce arama, sonra sıyırma, sonra patlatma, sonra eleme, kırma, sonra da onu liç haline getirip siyanürle ayrıştırma sonra da atıkları bir yere koyma. Bunların hepsi çevreye ve sağlığa zararlı.
“O BÖLGEDE HİÇ GÖRÜLMEMİŞ KANSER TÜRLERİ GÖRÜLECEK”
Aladağ: Topağı sıyırdınız. Çıkan toz duman, binlerce araç, binlerce araçtan çıkacak partikül maddeler, toz içindeki bir yığın silika, asbest, ağır metaller çok ciddi hastalıklara neden olacak. Patlamalar suları yok edecek. Kırma, eleme ve siyanürle yapılacak işlemler var. Siyanürün insan sağlığına çok ciddi zararı var. Siyanür çok ciddi akut zehirlenmelerine neden olabilir. 2000 yılında Romanya’da olan kazadan sonra siyanürlü altın madenciliği tartışmaya açılmış. Almanya’da, Macaristan’da, Çekya’da siyanürlü altın maden araması yasaklanmış. 2010’da da Birleşmiş Milletler siyanürlü altın madenciliğini Avrupa Birliği sınırları içinde yasaklamak üzere bir kanun teklifi hazırlamıştır. Siyanürlü altın madenciliğine dur diyecekler. Kronik hastalıkların oluşumu, o bölgede hiç görülmemiş kanser türlerinin görülecek olması, mesane kanserleri, meme kanserlerinin artacak olması o bölgede akciğer, koah hastalıklarının artacak olması devlete, SGK’ya olacak sağlık yükünü çok artacak. Bunlar görülmez maliyetler. Altın madenciliği ve çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden asla yapılamaz. Bu mümkün değil.
Kömürlü termik santrala karşı Eskişehir’de ciddi bir farkındalık ve tepki vardı. Siyanürlü altın madenciliğine karşı benzer bir durum var mı sizce? Yoksa Eskişehir çok farkında değil mi?
Ozan Devrim Yay: Aslında özeleştiri de verelim. Biz de geç kaldık platformu kurmak için. Ama kısa sürede önemli işler yapmaya çalıştık. Forumlar, toplanan imzalar. Şu an Esentepe mahallesinde stant çalışmaları devam ediyor. Toplanan itiraz dilekçeleri sayıları 10 bine yaklaştı. Elimizden geleni yaptık diye düşünüyorum. Yeterli olup olmadığını süreç gösterecek.
“BELEDİYE BAŞKANLARI DAHA AKTİF OLMALI”
Bu konu biraz siyasallaştırılmak isteniyor mu sizce? Ya da siyasiler doğru bir yerden tartışıyor mu?
Mehmet Akif Aladağ: Bu konu kasım-aralık aylarında gündem oldu ama seçim dönemi geliyordu. Seçim geliyor milleti ürkütmeyelim aman deyip ÇED’i durdurdular. Millet lehine olsa ÇED’i durdurmazlardı. Herhalde seçim öncesi ters teper dediler. Zaten bu olayın kendisi de bir siyaset. Orada madencilik faaliyeti siyasetçiler tarafından alanlar belirlenip onayların verildiği bir şey. Siyasetçilerin, bakanların onay verdiği şeye bu iş siyaset dışında diyemeyiz. Siyasetçiler karışmalı. Artık halkı ilgilendiren, seçmeni ilgilendiren, o insanların hayatını alt üst eden bir olayla karşı karşıyayız. Siyasetçiler tam da burada müdahil olmalı. Siyasetçi burada devreye girecek. ‘Eskişehir’e faydalı’ diyen kişiye faydası olabilir. Ondan birtakım çıkarlar elde edebilir ama onun haricinde kimseye faydası olmaz altın madenciliğinin. Hatta ben belediye başkanlarımız bizar bu konuda aktif ve ön ayak olması gerekiyor. Sayın Ayşe Ünlüce’nin de Ahmet Ataç’ın da Kazım Kurt’un da muhakkak bu işe el atmaları ve hepimizin önünde yürümesi gerekir. Tüm parti milletvekillerini de burada taraf olmaya çağırıyoruz. Halktan yana taraf olmalılar. Alpagut’tan, Atalan’dan, Mihalgazi’den yana taraf olmalılar. Bu işin peşini bırakmayacağız. Bu işi gündemde tutmaya devam edeceğiz. Hatta siyanürlü altın madenciliğinin yasaklanmasın için, bu işin yasalaşması için çalışmalarımız ve çabalarımız olacak. Hukuk ayağı hukukçular tarafından yürütülüyor. Sahada mücadele, hukuki mücadele hepsi farklı alanlarda farklı kişiler tarafından fakat ortak bir akılla yürütülüyor.
“ESKİŞEHİR HAZIRLIKLI OLSUN”
Ozan Devrim Yay: CHP teşkilatı doğru bir şey yaparsa biz onu destekleriz, başka bir olayda doğru yapmadığını düşünüyorsak eleştiririz. Deva doğru bir şey yaparsa destekleriz başka bir olayda Deva’nın yanlış yaptığını düşünürsek onu eleştiririz. Burada vatandaşın oyuyla o makama gelmiş birilerinin bu tavrı alması gerekiyor. Vekillerin doğru safta olduğunu düşünüyoruz. Bizler tüm itirazlarımızı dile getireceğiz. Biz bakanlıktaki toplantıya dahil olmak için çabalarımız olacak. Bu mücadele devam ediyor. İmza kampanyalarımız da devam ediyor. Tek hedefimiz halkın katılım toplantısı değildi. İlçe ve köy ziyaretleri, dernek ziyaretleri devam ediyor. Sürekli vatandaşla iletişim halineyiz. Bu röportajın konusu değil ama Eskişehir hazırlıklı olsun. Bakanlığın termik santral projesini tekrar hortlatacağını, başka bir yere yeniden aynı projeyi yapmak için girişimde bulunacağını biliyoruz.