Mavi gezegeni paylaştığımız canlılardan kedi ve köpekler en fazla sahiplenilen hayvanlar olurken, bu eylemin 10 yıllık sonuçları genelde göz ardı ediliyor. Veteriner hekimler, hayvan sahiplenilirken birlikte yaşam için 10 yıllık bir sürenin düşünülmesi gerektiğine dikkati çekerek, “hayat yoldaşları”nın yaşam masraflarının da bu planın parçası olduğunu vurguladı.

Türkiye genelinde sokak hayvanlarının çokluğu kısırlaştırma ve sahiplenip sokağa terk etme sorunlarını gündeme getirirken, bunun önüne geçmek adına e-Devlet üzerinden başlatılan yeni uygulama umut ışığı oldu. Şimdilik Ankara’da Keçiören, İstanbul’da ise Büyükçekmece ve Bağcılar belediyelerinin kayıtlı olduğu sistem sayesinde vatandaşlar, sahiplenmek istedikleri hayvanların çeşitli bilgilerine ulaşabiliyor. Veteriner hekimler hayvan sahipleneceklerin 10 yıllık bir geleceği düşünerek bu eylemde bulunmalarının önemine işaret ederek, kedi ve köpeklerin yaşam masraflarının da hesap edilmesi gerektiğini ifade etti.

Hayvan sahiplenmenin ağır bir sorumluluk taşıdığını eskisehir.net’e açıklayan veteriner hekim Adem Musluk, insanların hayvan sahiplenmeden önce iyi düşünmelerini, aksi takdirde hem kendi hem de hayvanın hayatı için çeşitli zorluklara sebep olabileceklerini savundu.

“Şimdilik 3 ilçede var”

Musluk, e-Devlet üzerinden hayvan sahiplenmenin şimdilik İstanbul ve Ankara’daki 3 ilçede başladığını dile getirerek, “İnsanlar barınak barınak gezmeden e-Devlet üzerinden belediyenin sayfasına girip sahiplendirilecek bütün hayvanları liste şeklinde görme imkanına sahipler. Böylece insanlar vakitlerinden tasarruf edebilecekler. Hayvanlar da çok daha geniş kitlelere ulaşabilecekler. İnşallah Türkiye’deki bütün belediyeler bu sisteme dahil edilir diye düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Hayvanlara ait çeşitli bilgiler var”

Sayfada hayvanlara ait çeşitli bilgilerin yer aldığını ifade eden Musluk, “Hayvanların fotoğrafları yer alıyor. Ayrıca doğum tarihi, ırkı, karakteristik özellikleri ve hayvanın genel durumundan bahsedilen bir değerlendirme de bulunuyor. Sahiplenmek isteyenler link üzerinden ilerleyerek başvuruyor. Belediye de gerekli olan incelemeleri yaptıktan sonra hayvanın sahiplendirilmesi işlemi gerçekleşiyor” diye konuştu.

“İnsanların beklentileri oluyor”

Musluk, insanların hayvan sahiplenirken beklenti içinde olduklarını kaydederek, “Arkadaş mı yoksa herhangi bir görevde kullanabilecekleri bir hayvan mı arıyorlar? Öncelikle bunu açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Eğer arkadaş arıyorlarsa önce kendi karakterlerini gözden geçirmeliler. İnatçı mı, sert mi yoksa uslu bir karakterden mi hoşlanıyorlar? Öncelikle bunları bilmeleri gerekiyor. Kendisine uygun karakterdeki hayvanı sahiplenmeleri de en uygunu oluyor” ifadelerini kullandı.

“Melez bir ırkın kurtarılması yerinde olur”

Musluk, “Hayvanların cinslerine göre karakterlerinde de farklılıklar görülebiliyor. Her ırka özel bazı karakteristik özellikler ve görev tanımları var. Eğer amaç bir canı kurtarmak ve ona ömürlük ev sahipliği yapmaksa sokaktan veya barınaktan yardıma muhtaç olan melez bir ırkın kurtarılması bence yerinde olan bir davranış olur” dedi.

“Herkes hayvan sahiplenemez”

Herkesin hayvan sahiplenemeyeceğini belirten Musluk, “Hayvan sahiplenirken kısa süreli olarak düşünmemek gerekiyor. Hayvanın tüm ömrünü düşünmek gerekiyor. Hayatını planlarken de sahiplendiği hayvana göre planlayarak ona göre hareket edebileceği bir düzene oturtması gerekiyor. Öncelikle kendisine ‘Ben birtakım kısıtlamalarla yaşayabilecek miyim?’ sorusunu sormalı. Fakat ‘Ben bu hayvanla her zaman ilgilenemem’ diyorsa ortada düşünülmesi gereken bir durum var demektir” bilgisini verdi.

“10 yıllık süreci düşünmeliler”

Musluk, şöyle konuştu:

“Yarınımızın ne olacağı hiçbir zaman belli değildir ama hayvan sahipleneceklerin 10 yıllık bir süreci düşünmesi lazım. Eğer hayatlarının 10 yıllık sürecinde keskin değişimler yaşayacaklarsa hayvan sahiplenme kararlarını gözden geçirmeliler. Ekonomik durumları da önemli. Gelirlerinin de belli bir düzeyde olması gerekiyor. Öncelikle kendi yaşamlarını idame ettirebilecek kadar kazanmaları gerekiyor ki ondan arta kalanları da hayvanları için kullanabilsinler. Sonuçta bu hayvanların beslenmesi var, veteriner masrafları var… Bu gibi durumlar için de belli bir bütçe ayırmaları gerekiyor.”

“Yaşlı olanlar zaten bir kenara itilmiş durumda…”

İnsanların genelde yavru hayvanları sahiplenmek istemesi nedeniyle yaşlı hayvanların barınaklarda kaldıklarını dile getiren Musluk, “Herkes ‘Yavruyken alayım, kendime göre eğiteyim’ diye düşünüyor. Bu nedenle genelde 1 yaş üzerindeki hayvanlar sahiplenilmek için çok tercih edilmiyor. Yaşlı olanlar zaten bir kenara itilmiş durumda… Yaşlı hayvanların karakterli oturmuş oluyor. Bu nedenle onları sahiplendiğimizde daha çok inisiyatif ve alttan almak durumunda kalabileceğimiz bir süreç gelişebilir. Eğer bunları yapamıyorsak zor bir süreç yaşayabiliriz. Eğer ‘Ben bu hayvanın karakterine bir şekilde ayak uydururum’ diyebiliyorsak herhangi bir sıkıntı olmaz diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Sahiplendikten sonra kontrollü bir süreç ilerlemeli”

Musluk, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Hayvan sahiplendikten sonra mutlaka kontrollü bir süreç ilerlemeli. Özellikle hayvanın geçmişi belli değilse kesinlikle bir veteriner hekim kontrolünden geçmesi gerekiyor. Fiziki kontrolde karşılaşılan durumlara göre de daha derin bir protokol ve muayene yöntemlerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Hayvanın aşılarının ve parazit uygulamalarının belirli bir düzende yapılması icap edecektir.”