Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Yaşatacağız Platformu gönüllüsü Merve Akbulut basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"Bugün burada Yaşatacağız Platformu, Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu ve tüm yaşam hakkı savunucuları olarak katliam yasasını tanımıyoruz demek için bir araya geldik. Mevcut kanunlar ve yargı sistemi hayvanları korumaktan acizken, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın ortaklaşıp hazırladığı yasa, sokakta yaşayan hayvanlar için “katliam ve soykırım” anlamına gelmektedir. Ülkenin her yanından sesleniyoruz."
"Biz bu zihniyetten doğan yasayı tanımıyoruz!"
"AK Parti ve küçük ortakları; etik ve bilimden çok uzak olan, toplumun kabul etmeyeceği bir yasayı; hak temelli STK’leri, akademisyenleri ve meslek örgütlerini dışarıda bırakarak, meclis çoğunluğu sayesinde hızla geçirmeyi planladılar. Sınırlandırılamaz va sonlandırılamaz yaşam hakkını oylamaya açtılar, sonrasında katliam yasasını kahkahalar eşliğinde meclisten geçirdiler. Biz bu zihniyetten doğan yasayı tanımıyoruz!"
"Küçük katliamlar gerçekleştirildi"
"Taraflı medya kuruluşlarını, yandaş gazetecileri ve parayla tutulmuş trol çetelerini devreye sokarak bu suni gündemi yarattılar. Provokasyon ve dezenformasyonla köpekleri ve yaşam savunucularını canavarlaştırmak, kriminalize etmek istediler. Ülkede ekonomik, sosyal ve kültürel başka hiçbir “hayati”, veya "ölümcül" sorun yokmuşcasına, kendi sorumsuzluklarını, suçlarını, ihlal ve ihmallerini örtmek için hayvanları ve hayvan hakkı savunucularını hedef aldılar. Sokakta yaşayan hayvanlara yönelik kurumsal şiddet ve cezasızlıktan cesaret alan katillerin, tecavüzcülerin yarattığı şiddet sarmalına karşı aksiyon almayan AK Parti ve küçük ortakları toplamalar ve katliamlar gerçekleştirdi."
"Hayvanları size teslim etmeyeceğiz"
"Bilimsellikten ve etik ilkelerden uzak bu akıl tutulmasına ve saf kötülüğe karşı aylardır direniyoruz. Hayvanların biricik hayatları olduğunu, kendi yaşamlarının psikolojik merkezleri ve özneleri olduğunu kabullenemeyenlere tekrar hatırlatıyoruz; başıboş olan hayvanlar değil, sisteminizdir. 20 yıldır görevini yapmayan belediyeleriniz, hayvanları toplayıp öldürmenin çözüm olacağı sanrısındadır. Biz, hayvanları sizin insafınıza da vicdanınıza da bırakmıyoruz! Hayvanları size teslim etmeyeceğiz! Üretimin durdurulmadığı koşulda popülasyonun kontrol altına alınamayacağı, sokakta yaşayan köpeklerin sürekli toplatılıp hapsedileceği açıktır. Sonsuz bir şiddet döngüsüne girilecektir. Özellikle hayvan üretimi tamamen durdurulmalı ve eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği, tıbbi koşullarda sağlanmalıdır."
"Yasayı geri çektireceğiz"
"Ancak bizim, insanmerkezci-türcü ideolojiye karşı gittikçe büyüyen bütünleşik bir mücadelemiz var. Anti-türcü hareket, cinsiyetçilik, ırkçılık, sağlamcılık gibi düşüncelere karşı mücadeleye politik bir zemin sağlamaya, ekoloji hareketine en tutarlı politikaları sağlamaya devam edecek.Tüm şiddet ve tahakküm biçimleri ortak bir temele, bazı hayatların diğerlerinden daha üstün olduğu düşüncesine dayanır. Bu fikri yeniden üreten tüm söylem ve eylemlere karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gereklidir."
"Her zaman yaşatmaktan yana olacağız"
"Biz, hayvan hakları savunucuları, yetkiyi elinde tutanların, hayvanları ve hayvan hakkı savunucularını hedefe koymalarına, köpekleri sorunumuzmuş gibi yansıtmasına izin vermeyeceğiz! Ağacı, toprağı, hayvanı, insanı; ötekileştirilen, sömürülen ve hedef hâline getirilen tüm canlıları korumaya devam edeceğiz. Sınıfsız, sınırsız, eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için her zaman yaşatmaktan yana olacağız. Çünkü biliyoruz ki kurtuluş için, mücadele alanlarının bir tanesi bile dışarıda bırakılamaz."