Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde söylediği, “Yılbaşından itibaren asgari ücretten, memur ve emekli maaşına kadar tüm kesimlerin gelirlerini ciddi şekilde yükselteceğiz” sözü vatandaşta pek memnuniyet yaratmadı gibi görünüyor. Gelir kalemlerine yapılacak artışların enflasyon sorununu çözmeyeceğini, gıda ve tüm ürünlere gelen zamlar karşısında alım gücünü artırmayacağını savunan vatandaşlar, sorunun çözümü için gelir artışı değil zamların önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yılbaşından itibaren asgari ücretten, memur ve emekli maaşına kadar tüm kesimlerin gelirlerini ciddi şekilde yükselteceğiz” ifadesinin sorulduğu Eskişehirliler, maaş zammı yerine hayat pahalılığının bitirilmesi gerektiği görüşünde. Yüksek enflasyondan şikayet eden vatandaşlar, maaşlara yapılacak zammın sorunu çözmeyeceğini, asıl yapılması gerekenin her üründeki fahiş fiyat artışının önüne geçmek olduğunu savundu.

“Avrupa’daki emekliler ‘Nereye gitsek?’ diye düşünüyor”

eskisehir.net mikrofonuna maaşların değil alım gücünün artırılması gerektiğini söyleyen 58 yaşındaki Bekir Yamacı, “Ben bugün tahin alayım dedim, pahalıydı. Avrupa’da emekliler ‘Hangi tatil yerine gidelim?’ diye araştırırlar. Türkiye’de tatil yapacaklarsa da ‘Antalya mı İzmir mi olsun?’ diye düşünürler. Bizim emekliler ne yapıyor? Promosyon için ‘Hangisi daha fazla veriyor?’ diye banka banka dolaşıyorlar. Biz bu durumdayız. Gelirimizi ne kadar yükseltecek?” değerlendirmesinde bulundu

“Banyoda kum saati kullanacağım”

Gelir artışının alım gücünü yükseltmeyeceğini savunan Yamacı, “Geçmiş dönemde de bunları gördük. Asgari ücrette de gördük. Önemli olan alım gücünün artması… Çıksınlar dışarıya, dolaşsınlar. Milletin alım gücüne baksınlar. İnsanlar ihtiyacı olan şeyleri almak zorunda. Millet çocuğuna yumurta alamıyor. Okullarda çocuklar kaju, badem alacakmış. Nasıl alacaklar bunları? Böyle bir şey var mı? Artık banyo yaparken kum saati kullanmayı düşünüyorum. Saat bittiği zaman duşumu da bitireceğim. Sabunlu kalırsak da öyle kalacağız” diye konuştu.

“Yüzde 100 eksiğimiz var”

Piyasadaki fiyatların yüzde 180 arttığını fakat maaşlara yapılan zamların yüzde 80’de kaldığını ifade eden 57 yaşındaki Metin Avşar da “Yüzde 100 eksiğimiz var. Ben 4 bin 600 lira emekli maaşı alıyorum. Bu maaşla ne alabilirim? Tayyip Erdoğan’a bu parayı vereceksin, kira ve faturalar hariç sadece harcamasını isteyeceksin. Bakalım yetecek mi? Yetmez… Dünyanın her yerinde ekonomik sıkıntılar yaşanıyor ama bizde daha çok var. Alım gücümüz zayıf. Bugün Türk Lirası yine değer kaybetmiş. Düşünün yani” yorumunu yaptı.

“TÜİK yetkilileri çarşıya inecek”

Alım gücünün artırılması için kamu kurumlarına yönelik denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini kaydeden Avşar, “TÜİK yetkilileri çarşıya inecek. Alışverişini kendileri yapacak. Bekarım, 4 bin 600 lira para alıyorum. Bunun bin 500 lirasını da kiraya veriyorum. Fatura başı bin lira da elektrik ve suya ödüyorum. Ben ne yiyeceğim ne içeceğim? Düşünün… Mantıklı düşünülüp analiz yapılması lazım. Ne söyleyeyim?” ifadelerini kullandı.

“Mümkünse zam yapmasınlar”

Maaşlara gelen artış kadar piyasadaki ürünlere de zam geldiğini belirten 2 Eylül Caddesi esnafı 34 yaşındaki Ömer Başçı, “Gelir artsa da en az onun kadar gider oluyor. Her şeye tekrardan zam geliyor. Mümkünse zam yapmasınlar. Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam gelmesin ama doğalgazla elektriğe de zam yapılmasın. Maaşlara yüzde 100 zam geliyor, piyasada ürünler yüzde 200 zamlanıyor. Acilen buna bir önlem alınması lazım ama yapacak pek bir şey yok. Ülkemizde üretim yok. Gelişmiş ülkelerle boy ölçüşemiyoruz. Herkes Avrupa’yı övüyor ama bizim Avrupa seviyesine ulaşmamız için 50-60 yıl geçmesi lazım” dedi.

“Alım gücü devlet desteği ile artırılabilir”

Alım gücünü artırmanın tek yolunun devlet desteği olduğu vurgulayan Başçı, “Pandemi döneminde verilen kısa çalışma ödeneği gibi destekler hayata geçirilebilir. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Enflasyonun durdurulması lazım… Her gün her şeye zam geliyor. Bunu nasıl durdurabilirler? Kurlara müdahale ederek, baskı altında tutarak yapabilirler. Kur Korumalı Mevduat diye bir şey çıkardılar. Bence iyi bir şey değil. ‘Parası olan faizini alıyor’ tarzında bir durum ortaya çıkıyor. Bu para da bizim cebimizden çıkıyor. Devlete ve vatandaşa zarar... Muhalefette de iş yapacak insanlar yok. Kısır döngüdeyiz şu anda. Allah yardımcımız olsun” bilgisini verdi.

“Cebine 200 lira bile kalmaz”

Gelirlerin artırılmasının bir şeyi değiştirmeyeceğini dile getiren 15 yaşındaki Ayberk Kuşçu da “Marketlerde fiyatları görüyorsunuz. Asgari ücret kazanan bir insanın evini geçindirmesi mümkün değil. 2 çocuğu olsa ihtiyaçlarını alamayacak. Kırtasiyede defter fiyatlarına baktığınızda uçuk olduğunu görüyorsunuz. Bir de markete gitse cebine 200 lira bile kalmaz. Ailesini geçindirmesi mümkün değil. Kirası, faturası derken bütün para bitiyor zaten. Maaşların artırılması yerine piyasadaki ürünlere yapılan zamların önüne geçilmesi lazım. Maaşlara zam yapılınca marketteki fiyatlara da zam gelecek. Daha sıkıntılı olacak” yorumunda bulundu.

“Zam yapılsa da kurtarmaz”

Erdoğan’ın vaadinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savunan 63 yaşındaki Müverra Akın, “Gidişat hiç iyi değil. Öğrenciler yurt bulamıyorlar, kiralar yüksek… Nasıl olacak? Maaşlara yapılacak zam alım gücünü mümkün değil artırmaz. Kiralar olmuş 4-5 bin lira. Benim çocuğum ev arıyor, bulamıyor. Aldığı da asgari ücret… Çocuğu okula gidiyor. 5 bin 500 lirayla altından kalkabilir mi? Zam yapılsa da kurtarmaz. Ulaşım bile 7,5 lira oldu. Biz hepsini yaşıyoruz. Emekliyim, eşimden geçiniyorum. Bir ilaç alıyorum, maaşımızdan 93 lira kesiyorlar. Ben bu ilacı almak zorundayım, şeker hastasıyım. Niye kesiyorlar maaşımızdan?” değerlendirmesinde bulundu.