Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Türkiye’deki buğday üretiminin yetersiz olduğuna vurgu yaparak, üretilen buğdayların yarısının “vasıfsız” olduğunu söyledi. Zeydan, “Ekmeklik un için kaliteli buğdaya ihtiyacımız var. Türkiye’ye yetecek ve ihraç edecek şekilde buğday üretmemiz gerekiyor. Bu buğdayları geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ithal etmek zorunda kalacağız” dedi.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, Türkiye’de üretilen buğdayın yetersiz olduğunu, üretilen buğdayın da yarısından çoğunun “vasıfsız” niteliği taşıdığını söyleyerek, “Bu buğdaydan ekmeklik un üretmek mümkün değil. İnsan gıdası için üretmiş olduğumuz buğdayların vasıfsız olmasından dolayı büyük bir bölümünü yem sanayiinde kullanmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.

“ETB, emtia fiyatlarının oluşmasında etki sahibidir”

Zeydan, eskisehir.net’e yaptığı açıklamada, Eskişehir Ticaret Borsasının borsa kotasyonuna tabi emtiaların hepsinin fiyatlarının oluşmasında etkisi olduğunu söyleyerek, “Arpa, yulaf, çavdar, mısır, yağlı tohumlar, kırmızı et, canlı hayvan, bakliyat, yumurta ve zeytinyağı gibi kotasyona tabi tüm ürünlerin tescilini yapar. Bunların elektronik satış salonunda satışlarına aracılık eder. Tüm bu emtiaların fiyatlarının oluşmasında etki sahibidir” bilgisini verdi.

“Spot işlemciliği en yüksek olan Türkiye’deki 3’üncü borsa”

Zeydan, Eskişehir’deki tarımsal üretimin Türkiye’nin de önemli ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olduğunu ifade ederek, “Eskişehir Ticaret Borsasının gelen emtia miktarına baktığınızda 2 bin 81 ton emtia bugün işlem görmüş. Eskişehir Ticaret Borsası, spot işlemciliği en yüksek olan Türkiye’deki 3’üncü borsadır. Bu anlamda ayrışıyoruz. Peki, Türkiye’de üretilen hububat miktarı yeterli ölçüde mi? Bazı sebeplerden dolayı yeterli ölçüde değil… Eskişehir çiftçisi mısır, arpa ve buğdayda ihtiyacının üzerinde bir üretim yapıyor. Özellikle bu yıl mısır çok… Yüksek düzeyde bir rekolte bekliyoruz. Bölgemizde 500-600 bin ton civarında bir üretim bekliyoruz. Eskişehir ovası, Türkiye’de önemli bir buğday ambarıdır. Dolayısıyla Eskişehir’e yettiği gibi ciddi miktarda Türkiye’nin geneline de burada üretilen ürünler yayılırlar” dedi.

“Bu buğdaydan ekmeklik un üretmek mümkün değil”

Türkiye’nin yeterli miktarda buğday üretse dahi üretilen buğdayın önemli bir kısmının ‘vasıfsız’ buğdaydan oluştuğunu dile getiren Zeydan, “Neredeyse yarıya yakını vasıfsız buğday… Bu buğdaydan ekmeklik un üretmek mümkün değil. İnsan gıdası için üretmiş olduğumuz buğdayların vasıfsız olmasından dolayı büyük bir bölümünü yem sanayiinde kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle de ekmeklik buğday ihtiyacımız doğuyor. Türkiye’ye yetecek ve ihraç edecek şekilde buğday üretmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Kaliteli buğday üretimi yapmamız lazım”

Zeydan, “Ekmeklik un üretebilmek için kaliteli buğdaya ihtiyacımız var. Kaliteli buğday dediğimiz, enerjisi ve proteini yüksek olan buğday çeşididir. Biz genelde bu buğdayları geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ithal etmek zorunda kalacağız. Geçen yılki verilere göre Türkiye, 6,6 milyon ton Ukrayna ve Rusya gibi ülkelerden kaliteli buğday ithal etmek durumunda kaldı. Bu ithalat bu yıl için de geçerli. İthal edildi ve halihazırda ithal ediliyor. Dolayısıyla biz buğday üretiminde kaliteyi öne çıkartmamız ve kaliteli üretim yapmamız lazım ki ithalata bağımlılığımızı azaltalım” diye konuştu.

“Fiyatlar ne kadar serzeniş olsa da tatmin edici seviyede”

2022 sezonunda tarla bitkilerinde büyük bir zorluk yaşanmadığını kaydeden Zeydan, “Şöyle bir zorluk yaşandı, tarımsal takvimin süresi içinde gübre, akaryakıt, zirai ilaç ve sertifikalı tohum gibi ürünlerde üreticiler ani yükselen fiyatlarla karşılaştı. Dolayısıyla bunu karşılamakta güçlük çektiler. Ancak içinde bulunduğumuz günlerdeki fiyatlar ve Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından açıklanan emtia fiyatları, çiftçimizin önemli ölçüde yüzünü güldürdü. Şu anki fiyatlar ne kadar serzeniş olsa da tatmin edici seviyede. Ekim dönemi yine geldi. Dolayısıyla çiftçimiz girdi maliyetleriyle karşılaşacak. Girdi maliyetlerinin oldukça yüksek olmasından dolayı yine serzenişler olabilir” ifadelerini kullandı.

“Buğday olmazsa gıdanın büyük bir bölümü olmaz”

Zeydan, şöyle devam etti:

“Rekoltede bu yıl bir sıkıntı yaşamadık. Geçtiğimiz kışı biraz kurak geçirmemize rağmen iyi bir sonuca ulaştık. Bu yıl da umarım iklim bakımından öyle olur. Eskişehir bölgesinin çiftçileri genellikle ziraatte doğruları bir araya getirebilen kabiliyete sahip çiftçiler. Yine iyi bir üretim dönemi bekliyoruz. Yıllardan beri ‘Türkiye tarıma önem vermeli’ diyorduk. ‘Tarım asla ihmal edilemez, edilmemeli’ diyorduk. Bu yıl tarım üretimindeki farkındalık müthiş düzeyde arttı. Keşke bölgemizde yaşadığımız savaşlar olmasaydı. Keşke pandemi gibi bir süreç atlatmasıydık da tarımdaki farkındalık bunlara rağmen artmış olsaydı. Geçirdiğimiz bu kötü deneyimler farkındalığın daha da artmasına sebep oldu. Özellikle tarım ürünleri çok stratejik hale geldi. Zaten stratejikti. Bunların içindeki en stratejik olan buğdaydır. Buğday olmazsa gıdanın büyük bir bölümü olmaz.

“Buğday üretimi teşvik edilmeli”

Ben Türkiye’deki buğday üretiminin ciddi şekilde teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu teşviklerin de üretim takvimi içinde yapılmasını uygun buluyorum. Bu desteklemeler üretim takvimi içinde yapılırsa çiftçimiz girdi maliyetlerinin yükünden bir nebze de olsa kurtulabilirler diye düşünüyorum.”

“Süt ve besi hayvancılığı zor günler geçiriyor”

Hayvancılık sektöründe hem süt hem de besi hayvancılığının zor günler geçirdiğini savunan Zeydan, “Şu anda karkas et fiyatı 100 lira civarında. Ancak besiciler maliyetlerinin 120-125 lira civarında olduğunu ifade ediyorlar. Bu da onların üretimdeki iştahlarını bir miktar kaçırıyor kanaatindeyim. Sütte de aynı durum söz konusuydu. Süt hayvancılığında maalesef küçük işletmeler maalesef hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalmışlardı. Ancak Bakan Vahit Kirişçi’nin açıklamaları süt fiyatlarının üretici bakımından biraz daha tatmin edici seviyeye çıkmasına neden oldu” bilgisini verdi.

“Hayvancılık ve tarım daha fazla desteklenmeli”

Zeydan, “Süt hayvancılığının, besi hayvancılığının ve tarımın daha da fazla ve dikkatli bir şekilde desteklenmesi, sübvanse edilmesi çok önemli… Sanayi de lazım fakat sanayiyle birlikte tarım da lazım. Rusya’dan buğday alıyoruz fakat Rusya’dan başka ne alıyoruz? Teknolojik ürünler de alıyoruz. En son ne aldık? S-400 hava savunma sistemi aldık. Tarım da çok önemli sanayi de çok önemli fakat tarım insan gıdası olduğu için çok daha önemli kanaatindeyim” dedi.

“Üretimi artırarak devam etmemiz lazım”

Zeydan, dünya nüfusunun her yıl Türkiye nüfusu kadar arttığını dile getirerek, “Bu kadar insanı dünya beslemek zorunda… Biz de Türkiye olarak kendi insanımızı iyi beslemek zorundayız. Dolayısıyla bir gıda krizi yaşamamak için üretimi artırarak devam etmemiz lazım ki hem ithalattan kurtulalım hem de kendi halkımızı gıdaya daha kolay ve ucuz bir şekilde ulaşabilir hale getirelim diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Sanayide enerji sübvanse edilmeli”

Zeydan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Enerji fiyatlarına gelen yüksek zamlar maalesef maliyet enflasyonu oranını oldukça yükseltiyor. Şu anda maliyet enflasyonu, tüketici enflasyonunun çok çok üzerinde… Enerji maliyetlerine gelen fiyat artışları ister istemez üretilen ürünlere yansıyor. İmalatçı, mutlaka bu enerji fiyatları ve diğer maliyetlerden dolayı fiyatlarını revize etmek zorunda kalıyor. Bu da tüketiciye yansıyor. Dolayısıyla enerji fiyatlarının da nasıl hanelerde sübvanse ediliyorsa, sanayide de sübvanse edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Aksi takdirde enflasyonu olumsuz yönde etkiliyor.”